Sarısülük ve diğer gençlerin ölümüne neden olan Gezi’deki orantısız polis şiddeti için o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Verdimse emri ben verdim, polisimiz destan yazdı” ifadelerini kullanmıştı. Devletin başındaki isimlerin, yurttaşların hak ve özgürlüklerini korumak yerine, suç işleyen kamu görevlilerinin yanında duran bu tür açıklamaları, Cihaner’in işaret ettiği ‘cezasızlık kültürüne’ en büyük katkıyı sağlıyor. Cesaretlendiriyor.
… Dün, Sarısülük’ü öldüren polis memurunun duruşması devam ederken, Başbakan Ahmet Davutoğlu da HSYK’de cemaatçilere karşı hükümet adına liste çıkaran Yargıda Birlik Platformu üyesi hâkim ve savcıları kabul ederek “Hâkim ve savcıların her türlü taleplerinin çözülmesi” talimatı veriyor.
Ancak kendilerine karşı düzenlenen operasyonlara ‘şahin’ kesilen bu hükümet, suçu görüntülerle sabit olmasına karşın polis Şahbaz’ı açığa bile almadı. Bizzat görevde tuttu. Ta ki bir ay önceki duruşmada mahkeme tutuklama kararı verene kadar.
Dünkü duruşma, bir yıllık yargılamada sergilenen tutumlar ve çıkan kararın en büyük tehlikesi, sakız haline getirdikleri “Yeni Türkiye”de iktidarın, kendinden olmayan ve özellikle de Gezi Direnişi’nde yer alan insanların öldürülmesine onay verecekleri görüntüsüdür.