Nefret, kin ve intikam zinciri, sahaya “öteki başörtülüye bile kelepçe” olarak yansımış.
Yoksa Başbakan’ın da (Beyoğlu’daki son tokat belki hariç) pek dert etmediği “Kin, intikam, nefret, şiddet” her köşede.
Bazen cesede, bazen yerdeki işçiye, bazen Gazi askere, bazen şehit babasına, bazen yerde sürüklenen bir kadına, erkeğe.
Bu bir “devlet psikolojisi” ve “resmi halet-i ruhiye.”
Bir gazeteciye şiddet uygulayan polisin ilan ettiği gibi, “Artık hiçbir şey eskisi gibi değil.” Hangi eski? Bu iktidarın kendisi, kendi demokrasi-hukuk devleti, barış, kucaklama vaatleri asıl kastettiği “eski.”
“Şöhretli” olmayanların adının çok geçmediği hakaret davaları ile kırk yıldır yazan, çizen, kimi iktidarı zamanında desteklemiş onca gazeteciye, yazara da açılmış davalar, istenen hapis cezaları da öyle.
“Artık hiçbir şey eskisi gibi değil”in intikam düzeni.
Lakin kendi yakın geçmişinden, 13 yılın bir bölümünden bile intikam.
Kendinden bile nefret adeta!