MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
Türkiye tütünle kontrolünde hızla mevzi kaybediyor. Yasal düzenlemeler ve yaptırımlarla 2012’ye kadar tütün kullanım sıklığını düşürmüştük. Artık 27 Avrupa ülkesi arasında, kullanım sıklığı artan tek ülkeyiz.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, dünya genelinde tütün kullanımı düşüyor. 2000’de yüzde 33 olan ortalama sıklık 20 yılda yüzde 21’e geriledi, 2030’da yüzde 18’e düşmesi bekleniyor.
Türkiye’deyse durum tam tersi. Üç kez tekrarlanan Türkiye Küresel Yetişkin Tütün Araştırması’na göre 15 yaş üstünde kullanım sıklığı 2008’den 2012’ye hem kadın hem de erkeklerde yüzde 31’den yüzde 27’ye düştü.
2012-2016 arasında ise gevşemelerle, kullanım sıklığı genelde yüzde 17, kadınlarda yüzde 47 arttı. Sağlık Bakanlığı’nın 2017 Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması bu kez sıklığın yüzde 33.2 arttığını ortaya koydu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Türkiye Sağlık Araştırması’ysa, 2012-2020 arasındaki 10 yılda tütün kullanım sıklığının genelde yüzde 20, kadınlardaysa yüzde 38 yükseldiğini söyledi.

Durum çocuklarda da vahim. 13-15 yaş grubu öğrencilerde tütün kullanım sıklığı alarm verici düzeyde. Türkiye ortalaması yüzde 18. Bazı yerlerde bu oran yüzde 30’lara ulaşıyor.

İstanbul Tabip Odası, Türk Toraks Derneği ve Sağlığa Evet Derneği ortak bir toplantı yaparak, bu önemli halk sağlığı sorununa dikkat çekti. Toplantıda Doç. Dr. Esin Tuncay, Prof. Dr. Elif Dağlı, Dr. Pınar Bostan ve Efza Evrengil söz aldı.
Sadece tüketim değil üretim de artıyor
Dünya genelinde tütün kullanım sıklığı gibi, tüketim hacmi de düşüyor. Her yıl yüzde 1.4 oranında daralıyor. Sigara satış hacmi en yüksek 30 ülke arasında, en yüksek tüketim artışıyla (yıllık yüzde 2.7) yine Türkiye birinci sırada. Bu artışla, Mısır, Irak, Romanya, Cezayir, Çin gibi ülkeleri geride bırakıyoruz.
Türkiye’de, yasal sigara piyasasının dünyadaki eğilimin aksi yönünde büyüdüğünü belirten Sağlığa Evet Derneği’nden Evrengil, 2011’den beri devam eden artış trendinde 2023’te rekor seviyelere ulaşıldığını söyledi. Geçen yıl yasal sigara tüketimi bir önceki yıla göre yüzde 17,7 arttı. 137 milyar adet sigaraya erişti. Bu bir yıl öncesine göre yüzde 18’lik bir artış.
Benzer artışın üretimde de yaşandığını belirten Evrengil tabloyu şöyle özetledi: “Yıllık üretimimizse 189 milyar adet. Bu da dünyadaki en büyük üretim kapasitelerinden biri. Türkiye Çin, Endonezya, ABD ve Rusya’nın ardından dünyanın beşinci en büyük sigara pazarı. Bir de imal sigaranın eskiden pazar payı yüzde 10-12 olan yasadışı boyutu var. Günümüzde yüzde 2.5’a düştüğü tahmin ediliyor. Nedeni son yıllarda yerli sarmalık tütün piyasasında yaşanan gelişmeler.”
‘Sağlığın adı yok!’
Evrengil Türkiye’de tütün ürünü piyasasının ürün çeşitleriyle, yasalıyla, yasadışıyla bir bütün olarak devamlı büyüdüğünü vurguladı ve şunları söyledi:
“31 Mart itibariyle Türkiye ruhsatlı sigara sayısı 208. Yerli puro ve sigarillo sayısı 142, ithali 66, pipoluk tütün mamulü 40, sarmalık kıyılmış tütün mamulü 177, nargilelik tütün mamulü 2 bin 721, makaron 218, yaprak sigara kağıdı 75. Tütün ticareti ve imalatı ruhsata tabi. Üretim izni, toptan ve perakende ticaret ve nargile sunumu için yüzlerce şirket ruhsatlandırılmış. Tamamen kontrolsüz biçimde, hiçbir sınırlama gereği görmeden, önüne gelen ürünü, önüne gelen şirketi ruhsatlandırarak tütün ürünü arzını büyütme politikası güdülmüş. ‘Ne kadar çok üretim, ne kadar çok ticaret, o kadar iyi’ anlayışı bu. Sağlığın adı yok!”

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Esin Tuncay, Türkiyede tütünle mücadelenin fiilen yürürlükten kaldırıldığını söyledi: “Satılması yasak olan tütün ürünleri satılıyor, satış noktalarında çocuk ve erişkinin ulaşmasını önleyecek düzenlemeler yapılmıyor, kapalı alanlarda sigara içme yasağı yok sayılıyor. Dünya Sağlık Örgütü Türkiye’deki tütün kontrolündeki bu geri adımları eleştiriyor.”
Yasalar kararlılıkla uygulanmalı
Sigara tüketimindeki artışın nedeni sadece hükümetin bilinçli politikaları ve uluslararası tütün şirketlerinin baskısı sonucu yasaların uygulanmaması değil. Tütün üretimini ve ticaretini teşvik eden neoliberal politikalar. Yok sayılan 4207 sayılı yasanın, eksik olan yönetmelikleri de tamamlanarak yeniden ve kararlılıkla uygulanması gerektiğini söyleyen Tuncay şöyle devam etti: “Başta akciğer ve gırtlak kanseri olmak üzere birçok organ kanseri, KOAH ve solunum yolu hastalıkları, çocukluktan başlayan tütün bağımlılığını önlemekle mümkün. E-sigara ürünlerinin ithalat ve satışı engellenmeli, çocuk, ergen ve hassas gruplar başta olmak üzere tüm toplumun aktif ya da pasif içici olması önlenmeli.”
Mevzuat var, devlet dahil uyan yok!
Tütün ve ürünlerinin satışıyla ilgili düzenlemeyi aşağıdaki kanun, yönetmelik ve cumhurbaşkanı kararı yapıyor:
*Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun (4207 sayılı, 1996’da çıkarıldı),
*Tütün, Tütün Mamulleri Ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun (4733 sayılı 2002’de çıkarıldı),
*Tütün Ürünlerinin Tüketilmemesine ve Satışına İlişkin Yasal Uyarılar Hakkında Yönetmelik (2010’da yayınlandı),
*Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik 2011’de yayınlandı). En son 2020’de 2149 Sayılı ‘Elektronik Sigara ve Benzeri Cihazlar ile Bazı Tütün Mamulleri ve Tütün Mamulünü Taklit Eder Tarzda Kullanılan Mamullerin İthaline İlişkin Cumhurbaşkanı Kararı’ Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.