Göğüs hastalıkları uzmanları kuruluşu Türk Toraks Derneği’nin basın açıklamasına göre Türkiye’de Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden her 74 kişiden biri sağlık çalışanı.
Derneğin internet sitesinde yer alan açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ), sağlık çalışanlarının dünya nüfusunun yüzde üçünü, tüm Covid-19 vakalarının ise en az yüzde 14’ünü oluşturduğunu bildirdiği hatırlatılarak, ‘dünyada her yedi Covid-19 hastasından birinin sağlık çalışanı olduğu’ vurgulandı.
‘Anlamlı oranda’ artan enfekte sağlık çalışanı oranı
Derneğin Mesleksel Akciğer Hastalıkları Çalışma Grubu tarafından yürütülen, dernek üyesi sağlık çalışanlarında Covid-19 hastalığı ve özelliklerinin değerlendirildiği araştırmadaki anketlere verilen yanıtlara göre Haziran-Temmuz 2020 döneminde yüzde 12.1 olan ‘Covid-19 ile enfekte sağlık çalışanı oranı’ Aralık 2020-Ocak 2021 döneminde ‘anlamlı oranda’ artarak yüzde 57.4 oldu.
Bu oranların ‘dünya verilerinin çok üzerinde’ olduğu aktarılan açıklamada şunlar kaydedildi: “Tüm bu verilere rağmen sağlık çalışanlarına birçok sağlık kuruluşunda halen düzenli PCR taraması yapılmamaktadır. PCR duyarlılığının düşük olması da göz önünde bulundurularak PCR testine ek olarak, semptom takibi ve gerekirse antikor taraması da yapılmalıdır.”
‘Tükenmişliği hazırlayan faktörler’
Her iki anket döneminde de hastalığa yakalanmakla ilişkili faktörler şöyle sıralandı: “Sigara içiyor olmal, astım olmak, yataklı serviste çalışma esnasında Covid-19 hastalığı olan hastayla temas öyküsü, iş arkadaşlarında Covid-19 öyküsü bulunması, bazı kişisel koruyucu donanımların kullanımında yetersizlik, iş dışı ve ev içi Covid-19 temas öyküsü ile aile bireylerinde Covid-19 öyküsü olması gibi faktörlerin Covid-19 hastalığına yakalanmakla ilişkili olduğu saptanmıştır.”
Sağlık çalışanları yakınlarının ‘Covid-19’a yakalanma ve ölüm oranlarının da toplumun diğer kesimlerine göre daha fazla olmasının kaçınılmaz olduğu’ vurgulanan açıklamada şöyle devam edildi: “Pandemi döneminin başındaki alkışlara rağmen, damgalanma, ayrımcılık ve şiddetin hız kesmeden devam etmesine ek olarak ailelerinin hastalanması ve en nihayetinde yaşanan kayıpların sağlık çalışanlarının tükenmişliğini hazırlayan en önemli faktörler olduğuna şüphe yoktur.”
“Sağlık çalışanları hastalarının, arkadaşlarının, yakınlarının enfeksiyon ve ölümlerine şahit olmaktadır” denilerek şöyle devam edildi: “Hastalanacakları ve ölebilecekleri korkusu yaşamalarına rağmen görevlerini yapmaya devam etmektedirler. Haziran-Temmuz 2020 dönemine göre Aralık 2020-Ocak 2021 döneminde KKD kullanımında azalma olduğu saptanmıştır. Pandeminin ilk aylarıyla kıyaslanınca KKD temininin çok daha iyi olduğu görülmektedir, o halde bunun nedenleri tükenmişlik ve hizmet içi eğitim eksiklikleri olabilir.
Ayrıca Covid-19 ile mücadelede ön saflarda çalışan göğüs hastalıkları, acil tıp, enfeksiyon hastalıkları, dahili bilimlere diğer branşların desteğinin gerekliliği, bu dönemin sebep olduğu maddi ve manevi kayıpların tazmin edilmesi ve yaraların sarılmasına destek olunması çok önemlidir. Covid-19 Hastalığının meslek hastalığı olarak tanımlanması yolunda ve maluliyet – vazife malullüğü gibi kavramlar konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce atılan adımlar olumlu olmakla birlikte geliştirilmesi gerekmektedir.”