• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11’i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • VPN HABER
  • ENGLISH

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKYapı Kredi Step

Trajediyle biten umudun öyküsü: ‘Bitmedi Daha…’

03/03/2019 20:01

KEMAL GÖKTAŞ

kemalgoktas@diken.com.tr

@kemalgoktas 

Türkiye devrimci hareketinde Ankara’nın Siyasal, Hukuk, İletişim (eski adıyla Basın-Yayın) fakültelerinin olduğu Cebeci kampüsünün hep özel bir yeri oldu. Hatta denebilir ki, ODTÜ ile birlikte devrimci hareketin doğum yerlerinden biriydi Cebeci.

Cebeci’nin hemen yanı başındaki Kurtuluş Lisesi’ne giden bir genç iken devrimci hareketle tanışan Selim Açan, hayatını devrime adayan kuşağın önemli temsilcilerinden. Açan’ın Sel Yayıncılık’tan çıkan ‘Bitmedi Daha…’ kitabı, edebiyatın ve akademinin ilgisini yeterince göremeyen, bu yüzden de hep eksik tarif edilen Türkiye devrimci hareketinin tarihine önemli bir katkı niteliğinde.


Açan, kendisinin de önderlerinden olduğu, gençlik liderlerinden Aktan İnce’den adını alan Aktancılar grubunun 68-80 dönemindeki macerasının ışığında Türkiye devrimci hareketinin önemli bir kesitini sunuyor.

Bir anı kitabı olarak kaçınılmaz öznellikler barındırsa da olayları tarihsel bağlamı ve maddi koşulları içerisinde değerlendirme belagatini göstermeyi başarıyor ve devrimci hareketin içinde doğup büyüdüğü zamanın ruhunu ‘tek yönlülük, taraflılık’ zaafına düşmeden aktarabiliyor.

1950’lerden itibaren hızlanan kapitalistleşme ve işçileşme süreci, 1960 Anayasası’nın örgütlenme özgürlüğü önündeki engelleri kısmen kaldırması ve 1968’de dünyada esen devrimci rüzgarlar, Türkiye solunun önüne büyük bir fırsat getirmişti. Reel sosyalizmin emperyalizme kafa tutan gücü, Vietnam’da, Küba’da gerçekleşen devrimler, gençliği ‘hemen şimdi’ harekete geçmeye çağırıyordu. Oysa, Marksist klasiklerin yeni yeni çevrildiği, teorik birikimin oldukça zayıf olduğu bir temel üzerinde
yükseliyordu devrimci hareket. Denebilir ki, Türkiye devrimci hareketi, çocukluk dönemini yaşadığı 68’lerden itibaren gelişkinliği ve yaşı ile orantısız yükün altına girmişti. Devrimciliğin ana karakteri, teorisiyle ve pratiğiyle, günahları ve sevaplarıyla, avantajları ve dezavantajlarıyla ‘genç işi’ olmasıydı.

Denizlerin mirası

Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya ile arkadaşlarının yarattığı ruh, bir yandan cüretkarlığıyla hayranlık uyandırıcı iken, acemiliğiyle de yenilgiye mahkumdu. Bu yenilgiye rağmen devrimci gençliğin direnişinin yarattığı saygınlık, devrimci düşüncelerin kitleselleştiği, halkla buluştuğu bir yeni dönemi getirdi. 78 kuşağı bu devrimci dalgayı örgütleme konusunda ise hazırlıksızdı. Örgüt fetişizmi teorik eksikliklerle birleşince bütün kitleselliğine, enerjisine ve gücüne rağmen devrimci hareket, kitleselliğinin ve gücünün gerektirdiği potansiyeli gerçekleştiremedi. En kötüsü de 12 Eylül’e hazırlıksız yakalandı ve istisnalar dışında önemli bir direniş sergileyemeden yok olma noktasına geldi.

Bu yenilgide kuşkusuz devrimci hareketin içinde yeşerdiği toplumsal ve tarihsel koşulların önemli bir etkisi vardı. Güçlü bir iradi müdahale bu sonucu kaçınılmaz olmaktan kurtarabilirdi ama olmadı.

Özeleştiri kitabı

Açan’ın kitabı, bu karmaşık dönemi tarihselliği ve hatalarıyla birlikte kavrayan bir özeleştiri anlatısı olması nedeniyle benzerlerinden ayrılıyor. 80 öncesi dönem, çoğunlukla devrimci dalganın kapsama alanında kalmış aydın veya yarı-aydınların sağdan eleştirilerine tanıklık etti. Geleneksel resmi söylemin çizdiği karanlık tabloya ‘nedamet’ anlatıları eşlik etti. Açan’da ise bütün bunların aksine, determinist kalıplar içerisine sıkışmadan ve aynı zamanda idealizme de teslim olmadan eleştiri ve
özeleştiri yapma çabası öne çıkıyor. Sol içi şiddet, kadın – erkek ilişkileri, halkın ve sınıfın gerisine düşüren örgütsel ve teorik yetersizlikler konularında yapılan özeleştiriler geçmişten günümüze yeni pencereler açıyor. Yine de Açan’ın, bürokrasi, tasfiye, bölünme ve sol içi şiddet üreten ve yenilginin en önemli nedenlerinden olan ‘örgütsel kültür’e yönelik daha köklü analizler yapması, ayrıca kadın – erkek ilişkilerini sadece eşi Oya Açan ile ilişkisi üzerinden ele almayıp derinleştirmesi beklenebilirdi.

Açan’ın kitabı, okuru devrimciliğin en kayıtsız ruhu bile içine katan kapsayıcılığı ile sarıyor. En önemlisi, trajedi ile biten bir öyküyü anlatırken Adnan Yücel’in “Bitmedi daha / Sürüyor o kavga / Ve sürecek / Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” dizelerindeki umudun ışığını, okura tutuyor.

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Kemal Göktaş

SON HABERLER

Gazze için ateşkes kararına ABD vetosu

ABD, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK), Gazze’de acilen insani ateşkes talep edilen karar tasarısını veto etti.

Savcılıktan Somali cumhurbaşkanının oğlu hakkında açıklama

İstanbul Savcılığı’ndan motokurye Yunus Emre Göçer’e çarparak ölümüne neden olan ve ülkeden kaçan Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlu Muhammed Hasan Şeyh Mahmud’a ilişkin açıklama geldi.

Bakanlıktan Ender Saraç’ın oğluna psikososyal destek ve yayın yasağı talebi

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan, oğlunu istismar etmekle suçlanan diyetisyen ve beslenme uzmanı Ender Saraç’a ilişkin açıklama geldi.

AB Komisyonu Yunan adalarına bir haftalık vizeyi onayladı

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun ‘Türk turistlere Yunan adalarında bir hafta vize’ uygulamasını onayladığı bildirildi.

Singapur’a PISA’da başarıyı getiren özgün matematik öğretim sistemi nasıl işliyor?

Singapur, 2022 PISA testlerinde 15 yaşındaki öğrenciler arasında en başarılı sonuçları elde etti. Peki bu başarıyı getiren özgün öğretim sistemi nasıl işliyor?

‘Muhafazakar-dindarlar nasıl bu kadar vicdansız oldu?’
Yazarlar hakkında doğru bilinen yanlışlar

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 229 gündür hapiste

YAZARLAR

Kurtuluş son durakta bir tuhaf dörtlü: Minik, Mafya, Kamil Koç ve ben

Behzat Şahin

Kamusal entelektüel, akademi ve elitizm üzerine birkaç satır…

Murat Sevinç

Medeniyetler çatışması, Batı karşıtlığı ve İslamcılığın yeniden inşası

İhsan Dağı

Çok özel bir halk mıyız, neler oluyor, ne yaşıyoruz?

Murat Sevinç

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu… Sandığınız gibi değil

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Kissinger’ın arkasından

Bahadır Kaynak

Alıntıya hakkını ver, çöp-sözlerle doldurma

Mustafa Dağıstanlı

GÜNÜN 11’İ

Gözde Bedeloğlu: Eğitimde yokuş aşağı

Alaattin Aktaş: Zamlardan hükümet sorumlu

Şeref Oğuz: Uymayacaksan neden anayasa üretirsin?

Esfender Korkmaz: Ekonomide üç maymun

İsmail Saymaz: Ece Ronay kurşunları Ayhan Bora Kaplan’a uzanıyor

Murat Muratoğlu: Rezervin 54 milyar dolar ekside olduğunu söyleyecekler mi?

Emre Kongar: İktidar, milli eğitimi tarikatlara ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na havala etmiş durumda

Ali Sirmen: Şimdilik AKP avantajlı görünüyor

Zülal Kalkandelen: Sanki Filistin’deki katliamların sorumlusu Ecem Erkek’miş gibi

Fatih Altaylı: Galatasaray’ın düşmana ihtiyacı yok, o da içinde

Yusuf Karadaş: Putin’in ‘sürpriz’ ziyareti

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN’E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 5 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×