Aralarında Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink ve Rakel Dink’in de olduğu Anadolu’daki yoksul ve yetim Ermeni çocukların eğitim gördüğü Kamp Armen’in yıkılması tehdidine karşı Taksim’de yürüyen vatandaşlar, herkesi bu emanete sahip çıkmaya çağırdı.

Fotoğraflar: @Camparmen
Kamp Armen Dayanışması’ndan yapılan çağrıyla saat 19.00’da Tünel’den Galatasaray Meydanı’na yürüyen grup, bir kez daha “Kamp Armen Ermeni halkına iade edilsin” diye haykırdı.
Yürüyüş sonrası yapılan Sayat Tekir tarafından yapılan basın açıklamasında “Bu topraklarda Ermenilere yaşam hakkı tanımayanlar, kolektif bir hafıza mekanı olan Kamp Armen’i gasp ederek soykırımcıların utanç verici geleneğini sürdürdü. Bu büyük suça, haksızlığa, zulme ortak olmamak için Kamp Armen’de direniş var. Kamp Armen direnişi 100 yıllık adaletsizliğe isyandır” denildi.
Meselenin bir bina değil, tarihi bir adalet mücadelesi olduğu da vurgulanırken, “Kamp Armen’de çözüm herkes tarafından kabul edilmişken 17 gündür tapusunun Ermeni halkına hala verilmemiş olması kabul edilemez. Direnişimiz, Kamp Armen’in tapusu vakfa verilene kadar sürecektir” ifadeleri kullanıldı.
Kamp Armen’e nasıl el konuldu?
Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi Vakfı’nın 1962 yılında İstanbul Valiliği ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden de gerekli izinleri alarak satın aldığı kamp, 1971 yılında Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin aldığı bir kararla tehdit altına girdi.
Yargıtay kararı, vakıf senetleri bulunmayan cemaat vakıflarının 1936 beyannamelerinin vakıf senedi olarak kabul edilmesini onaylamıştı. Buna göre, 1936 beyannamelerinde bağış kabul edeceklerine dair açıklık bulunmayan cemaat vakıfları, doğrudan ya da vasiyet yoluyla gayrimenkul edinemeyeceklerdi.
Böylece cemaat vakıflarının 1936’dan sonra edindikleri gayrimenkullere el konuldu, bunlardan biri de eski sahibine iade edilen Tuzla Çocuk Kampı’ydı. Boş bir arazi olarak satın alınan arazi, üzerinde orada yetişen Ermeni çocukların inşa ettiği kampla birlikte eski sahibi Sait Durmaz’a iade edildi.
Birçok kez el değiştiren kamp, yıllarca süren hukuk mücadelesi sonuçsuz kalınca 6 Mayıs’ta sabah saat 10:00 sularında Tuzla Kampı’na giren iş makinesi binanın bir kısmını yerle bir etti. Yıkım haberini alan çok sayıda kişinin kampa akın etmesiyle, yıkım bir süreliğine durdu.