Türkiye’nin risk pirimi azaldı. Patlamak üzere olan bütçe kısmen olsun disipline alındı. En tehlikelisi, cari açık azalma eğilimine girdi. Dışarıda güven oluşmaya başladı. Bu güvenin “Mehmet Şimşek’in şahsına”, yani onun ortodoks politikalardaki tutarlılığına olduğu açıkça yazıldı. (Financial Times, 12 Şubat)
Fitch, Moody’s ve JP Morgan olumlu açıklamalar yaptı. IMF daha geçen Cuma günü Şimşek’in programına destek açıkladı.
İktidarın, yanlışlarını örtmek için kitlelerde takıntı haline getirdiği “dış güçler” efsanesi bir tarafa, bunlar ülkeye yatırım gelmesi için gereken güven ortamının oluşmasına katkıda bulunan gelişmelerdir.
Nitekim bu “dış güçler”den Dünya Bankası, üretim projeleri için 18 Milyar dolar destek açıkladı. Fakat önemli eksikler var ve nihai başarı çantada keklik değil.
Eksiklerin en önemlisi yapısal reform denilen bir programın ortaya konulamamış olmasıdır. Orta Vadeli Program uygulanıyor ama “para politikası” (Merkez Bankası) ve bir ölçüde de “Maliye politikası” (bütçe) ile sınırlı gözüküyor.