NUR BANU KOCAASLAN
nurbanukocaaslan@diken.com.tr / @nurkocaaslan
Diyarbakır’a vardığımız gün duyduğumuz ilk şey küçük bir kız çocuğunun ‘abluka altındaki’ Suriçi’nde vurularak öldürüldüğüydü. Kaç yaşında olduğu, olayın nasıl gerçekleştiği belli değildi. Öğrenmek için de gidemiyorduk çünkü yanıbaşımızdaki semtin tüm dünyayla bağı her sokağın başındaki polis barikatlarıyla koparılmıştı. Barikatın önü içeride kalan akrabalarını merak eden insanlarla doluydu.
Dört günlük sokağa çıkma yasağının kalkmasıyla semtte soluğu Hasırcılar Mahallesi Bahçe Sokak’ta aldım. 12 yaşındaki Helin’in vurulduğu yer. Halk yerdeki kan izini gösteriyor hemen.
Valilik ‘saldırı esnasında’ dedi
Diyarbakır Valiliği Helin’in vurulmasının ardından ‘bölücü terör örgütü mensupları’nın uzun namlulu silahlarla güvenlik kuvvetlerine yönelik saldırıda bulunduğunu, ‘saldırı esnasında’ 12 yaşındaki bir çocuğun yaralandığını ve 112 unsurları ile Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını öne sürdü. Buna göre, ‘yapılan tüm müdahalelere rağmen’ yaralı çocuk hayatını kaybetmişti.
Açıklamada, sokağa çıkma yasağına ‘vatandaşlarımızın uyması kendi can ve mal güvenlikleri açısından önem arz etmektedir’ uyarısı da ihmal edilmemişti.
Bölgede çatışmaların başladığı 20 Temmuz’dan bu yana hayatını kaybeden 20’nin üstünde çocuk için her defasında benzer resmi açıklamalar yapıldı, Diyarbakır Valiliği de geleneği bozmayıp Helin’in saldırı esnasında vurulduğunu açıkladı.
Ancak ne Helin’in birlikte ekmek almaya çıktıkları yengesi, ne onu vurulduktan sonra yerden kaldıran komşusu, ne de evlerinden olaya şahit olan semt halkı valilikle aynı kanıda değil.
‘Ekmek almaya gidiyorduk’
Bağlar’daki taziye evinde Helin’in yengesi başlıyor anlatmaya: “İki eltimin çocuğu yanımdaydı, biri Helin. Fırına ekmek almaya gidiyordum, peşimden geliyordu. Kardeşimi çağıracağım, ekmek alacağım demişti, ben de çocuklarıma ekmek alacaktım. Ses geldiği gibi ben caddeye baktım dumana baktım, mermi parçalarına baktım. Baktığım zaman gördüm kız orada vurulmuş. Orada bir adam söyledi abla oraya geç. Eltimin çocuğuyla oraya geçtim. Adamın sayesinde… Şaştım, kaldım şoktaydım. Abla kurban çıkma, abla kurban çıkma diyordu adam çıkamadım. Döndüm baktım Helin yerde yatıyor. Helin, Helin bağırdım bağırdım ses yok. Komşumuzun kızı geldi. Aldığı gibi yerden bağırdı, yarayı görünce. Üçümüz, kaldırdık götürdük.”
‘Vurulduğu gibi can vermişti’
Helin’in komşusu bir kadın kaldırıyor onu yerden. Helin’in vurulduğu yere çok yakın noktadaki evinde konuşuyoruz: “Manava gittik önce sabahleyin saat 7-730 civarı. Helin’in annesi de geldi bizimle. Dedi ki bırakıyorlar geçelim. Çocuklarımı hazırlayıp gidelim. Biz de gittik eve. Ondan sonra üç defa patlama sesi geldi. O sırada herhalde Helin diyor ki kardeşim ana caddede onu gidip alayım. Sonra Nazlı’nın kızı vurulmuş dediler koştuk, bırakmıyorlar. Baktık kız yerde vurulmuş, vurulduğu gibi can vermişti.”
‘Ben koştum aldım, getirdim’

Helin’in vurulduğu yerde hala izi duruyor.
Valilik açıklamasının aksine onu yerden kaldıran komşusu küçük kızın hastanede değil orada can verdiğini söylüyordu. Cenazesi uzun süre ambulanslar giremediği için mahallede bekletilmişti.
“Abim gitme vuruyorlar dedi ama dayanamadım kızı öyle yerde görünce içim el vermedi. Üzerine koştum. Bugün onaysa yarın bizedir sıkıyorsa bize de sıksınlar. Susup da nereye kadar susacağız. Ben koştum yerden aldım buraya getirdim. Bir saat boyunca burada kaldı ambulansı arıyoruz ambulanslar gelmiyor, Sonra ambulans gelmiş ama bırakmıyor polisler. Üç kez jandarmayı aradım abicim yerde cenazemiz yerde bırakmıyorlar cenazemiz gelsin. Tamam abicim sen kapat biz arayacağız dediler. Sonra Allah razı olsun yine aramışlar. Geldiler, cenazeyi aldılar götürdüler.”
Helin’in annesi gördüğü anda bayılmış. Zaten o günden bu yana da iyi değil, taziye evine gittiğimizde fenalaşarak hastaneye kaldırıldığını öğreniyorum. Komşusu “Anne kucaklayıp ana caddeye getirdiğimde yetişti bana. Zaten görür görmez bayıldı. Düşün yengesi yanında duruyordu yerden alıp kaldıramıyordu. Korktu sıkıyorlar diye. Çok yerde kaldı. Ben kaldırdığımda beyni hep yerdeydi. Çok kanı kalmıştı yerde” diyor.
‘Gördüm, panzer vurdu’
Yengesi ise, “Annesi görünce bayıldı. Tokatlarla kaldırdık. Kendine gelince gülmeye başladı, dedim sanki bu kadın deli oldu. Annesini eve götürdük. Cenazeyi de avluya getirdik. Bütün mahalle ambulansı bağırdık gelmedi. Sonra kimin tarafından geldi bilmiyorum, götürdü cenazeyi” diyor.
Peki çatışma mı vardı, saldırı mı olmuştu valiliğin açıkladığı gibi?
“Gördüm Allah şahidim olsun. Onlar vurdu, panzer vurdu. Kıyamette de şahitlik yapacağım. Karşı tarafta kimse yoktu. Küçük çocuklar vardı. Panzer karşımdaydı” diyor.
Helin yerde dururken hiç istiflerini bozmuyorlardı
Sokaktakiler de aynı şeyi söylüyor: “Çatışma yoktu, karşıda kimse yoktu. 100 metre ötede panzer vardı’ diyor bir genç, “Polisler hiç istiflerini bozmuyordu, Helin yerde dururken de aynı silahları ellerinde izliyorlardı.”
Evinin camı Helin’in vurulduğu yere bakan bir başka kadın da sokağın karşısında kimsenin olmadığını doğruluyor.
Tüm sokak, Helin’i konuşuyor, ‘Doğruları yaz’ diyor.
Bir kadın çocuğunu göstererek, “Benim oğlum bu, sıkılıyor çocuk kağıttan silah yaptık oynasın diye. Polis ‘Sen ne yapıyorsun?’ diyor. ‘Sana sıkıyorum’ diyor oğlum. ‘Neden?’ diyor, oğlum ‘Çünkü sen Helin’i öldürdün ben gördüm’ diyor. ‘O zaman hadi git seni de öldürmeyeyim’ diyor polis. Helin’in ne suçu vardı, silah mı sıkıyordu, ekmek almaya gidiyordu kızcağız. Hayır burada çatışma yoktu, sadece ilk gün vardı. İlk günden sonra hiç kimse kalmadı. Sivil insanlara sıkıyorlardı burada.”
‘Helin cennete bir kuş olarak gitti’
Helin’i yerden kaldıran komşusunun kız kardeşi hala şokta. Titreyerek konuşuyor: “Bir saat boyunca cenazenin başında kaldım. Benim ablam olmasaydı o cenaze yerde kalacaktı.Beyninin öyle olduğunu bilmiyordum. Görünce çığlık attım, kendimi kaybettim. O günden bu yana uyuyamıyorum. Rahatlıkla başımı yastığa koymadım. Helin geliyor gözümün önüne, yatamıyordum. Helin’in benim kardeşimden bir farkı yok. Çocukların ne günahları var? Bizler isyan ediyoruz, barış istiyoruz. Başını kaldırdım kollarıma bıraktım. Ellerim kan oldu. Şoka girdim, kendime gelemiyordum. O kızın ne günahı vardı? Sesimizi dünyaya yaymak istiyoruz. Ölüm istemiyoruz. Barış istiyoruz. Rabbim onun ailesine sabır versin. Helin cennete bir kuş olarak gitti.”
* P24 koordinasyonunda gerçekleştirildi.