Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) tarafından 2002 yılında Yıldız Sarayı Araba Dairesi içinde kurulan Edebiyat Müzesi ve Yazın Belgeliği’nin boşaltılması için sendikaya tanıdığı süre yarın (9 Mayıs 2014) itibarıyla doluyor.
Kararı değerlendiren TYS Başkanı Mustafa Köz, “Belgeliğin, polis karakoluna çevrilen AKM, harabeye dönen Emek Sineması ve ihale ihanetleriyle satılmaya çalışılan Şinasi Sahnesi gibi bir ‘kültür suikastı’na uğramasını istemiyoruz” dedi.
Yazar ve şairlere ait belge ve eşyalar kolilere kaldırılmıştı
TYS Edebiyat Müzesi ve Yayın Belgeliği, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle 2002 yılında kurulmuş, sendika ile bakanlık arasında yapılan protokolün her beş yılda bir yenilenmesi yönünde varılan anlaşmayla müzenin TYS tarafından yaşatılması öngörülmüştü.
Protokolün 2007 ve 2011 yıllarında iki kez uzatılmasına karşın 19 Aralık 2011′de dönemin kültür bakanı Ertuğrul Günay’ın imzasıyla gönderilen yazıda protokolün iptal edildiği TYS’ye bildirildi. Gerekçe olarak Yıldız Sarayı’nda yapılacak ‘restorasyon’ sürecinde dairenin depo yerine kullanılacak olması gösterildi.
Karar nedeniyle müzede sergilenen Nazım Hikmet, Cemal Süreya, Ece Ayhan, Aziz Nesin ve Arif Damar gibi isimlere ait kişisel belge ve eşyalar kolilere kaldırıldı.
İptal kararına ilişkin idare mahkemesine açılan davanın reddedilmesi üzerine sendika konuyu Danıştay’a taşıdı.
Bakanlığın TYS’ye tanıdığı süre doldu
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın TYS’ye müzenin boşlatılması için tanıdığı süre yarın (9 Mayıs 2014) itibarıyla doluyor.
TYS Başkanı Mustafa Köz, bakanlıktan bugün gönderilen son yazıda, Arabacılar Dairesi’ni boşaltmalarının istendiğini, müzede sergilenen eserlerin bakanlığa devredilmesi durumunda bakanlık müze ve kütüphanelerinde muhafaza edilmesinin teklif edildiğini aktardı.
‘Belgeliğin kültür suikastına uğramasını istemiyoruz’
Bianet’ten Elif Akgül’ün haberine göre, bakanlığın teklifinin belgeliği ortadan kaldıracağını savunan Köz, “Bu durumda TYS Edebiyat Müze Belgeliği değil, Kültür Bakanlığı müzelerinde korunan ve belki de sergilenmeyen değerler olacak. E biz evimize de götürürdük bunları. Biz yer istiyoruz, müze için yer istiyoruz” dedi.
Müzede sergilenen birçok eserin şu an kolilerde saklandığını hatırlatan Köz sözlerini şöyle sürdürdü: “Belgeliğin polis karakoluna çevrilen AKM, harabeye dönen Emek Sineması ve ihale ihanetleriyle satılmaya çalışılan Şinasi Sahnesi gibi bir ‘kültür suikastı’na uğramasını istemiyoruz.”
‘Arabacılar Dairesi yazarlara çok görülüyor’
Basın açıklamasında söz alan eski TYS genel sekreteri Adnan Özyalçıner de, TYS’nin yazı özgürlüğünü korumak için 40 yıldır mücadele ettiğini savunarak, “Yakılan yazarlara, kitapları yok edilen, düşünceleri dolayısıyla hapislere giren yazarlara kadar, tüm bunlar belgelikte yer alıyordu. Asıl bundan korktuları bunun için ortadan kaldırmaya çalışıyorlar” dedi.
Müzede çok önemli yazarların belgelerini sakladığını belirten Yazar Ataol Behramoğlu ise, “Büyük yazarlarımız, edebiyatımızın en seçkin insanları Arabacılar Dairesi’ne sığınmış, Arabacılar Dairesi yazarlara çok görülüyor” diye konuştu.
‘Kültür Bakanlığı idam kararı vermiştir’
HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel de müzenin boşaltılmak istenmesinin, iktidarın muhalif seslere tahammülsüzlüğünden kaynaklandığını savundu.
PEN Yazarlar Derneği Başkanı Tarık Günersel ise konuşmasında Kültür Bakanlığı’nın ‘kültürsüzleşme bakanlığı’ olmaması gerektiğini belirterek, “Kültür Bakanlığı bir idam kararı vermiştir. Arşiv bir toplumun hafızasıdır. Sayın Ömer Çelik şunu anlamalı, bu hafızayı yok etmek hem itibarını yok edecektir. Sayın Çelik’i saygıya davet ediyorum” dedi.