Murat Ocak
Muzaffer Kurtoğlu
Kenan Kaya
Handan Ustabaş
Derya Altundağ
Bengi Kırçak
Emre Güneş
Alçay Çelik
Sercan Erdemtaş
Ali Emre Mazlumoğlu
Aynur Turan
Hazal Öztürk
Perihan Aslı Ögüt
Mert Bal
Serdar Aziz Kandemir
Murat Dural
İlyas Cingöz
Tanıyor musunuz bu çocukları?
Öyle ya, nerden tanıyacaksınız?
Televizyonlarda, radyolarda duymadınız, gazetelerde doğru dürüst okumadınız ki isimlerini.
Geçen çarşamba günü bir mahkeme bu çocukları bir ila iki yıl hapis cezasına çaptırdı.
Neden mi?
Başbakana ‘IMF uşağı’ dedikleri için…
Neymiş, ‘kamu görevlisine görevi başında hakaret’ etmişler… Neymiş, kasıt yoğunluğu varmış… Neymiş, işledikleri ‘suç’tan pişmanlık duymuyorlarmış… Ve neymiş, 20’den çok sayıdaki benzer ‘suç’tan dolayı yargılanıyorlarmış….
Şaka değil, temyiz sürecinden de sonuç alınamazsa çekecekler o cezaları…
Bu süreç, bu cezalar bile yeter de artar aslında insanın boğazının düğümlenmesine…
Ama dahası var…
Ne mi?
Bazı gazetelerin bu haberi veriş tarzı…
Hiçbirinin 1’inci sayfasına layık görülmedi bu haber!
Hürriyet’ten başlayalım…
Ajda’nın Hong Kong’lu doktorlara emanet edildiğini görebildik o gün Hürriyet’in 1’nci sayfasında, hatta Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın onuruna verilen yemekte Michelle Obama’nın giydiği kıyafeti kimin tasarladığından da eksik kalmadık.
Ama altı üstü bir slogan attılar diye ‘hürriyet’i elinden alınan çocukların haberi yoktu… 22’nci sayfada zar zor yer bulabilmişlerdi habere.
1’nci sayfasında, ‘Bi Küçük Eylül Meselesi’ filminin ‘görkemli galası’na, hem de sürmanşetten yer vermişti.
Ama toplam 30 yıl hapis cezasına çarptırılan çocuklardan tek satır yoktu… Ta ki 26’ncı sayfaya kadar.
‘Para sihirbazı’ George Soros’un sevgilisinden yediği tokadı bile 5N1K titizliğiyle sıkıştırmıştı 1’nci sayfasına…
Ama ‘nedense’ özgürlüğü elinden alınan çocuklara yer bulamamıştı…
Radikal de 1’inci sayfadan, Vatan ise hepten es geçmişti haberi (‘Kevin Costner’ın saati Türkiye’de’ haberi atlanmamıştı ama…)
17 çocuk sırf ‘beyfendi’nin gönlü olsun, alem ibret alsın diye bir ila iki yıl hapis cezasına çarptırılacak, siz de haberi iç sayfalara gömeceksiniz.
Tarafsız gazetecilik mi demiştiniz?
İfade özgürlüğünden taraf değilse nedir tarafsızlık? Gaddar bir siyasi zihniyete, köhne bir hukuk sistemine ayna tutamayacaksa nedir gazetecilik?
Bu kadar mı nasır tuttu vicdanlar? Bu kadar mı köreldi refleksler?