Sektör temsilcileri gıdada sene sonuna kadar sıkıntı olmadan gidileceğini, Covid-19 salgını nedeniyle sıkıntı olacaksa bunun daha uzun döneme, önümüzdeki yıla sarkacağını belirtti.

Hendek’te kuru bakliyat ve makarna ağırlıklı TIR taşımacılığı yapan bir nakliyatçı, asıl işlerinin boru ve çelik taşımacılığı olduğunu, ancak bu dönemde artan talep nedeniyle gıda taşımacılığına başladıkları belirterek şu ifadeleri kullandı: “Benim taşıma bölgemin sevkiyat kapasitesi daha önce 30 TIR, yani yaklaşık 750 tondu. Gıda taşımaya başlayınca kapasite 100 TIR’a çıktı, 2 bin 500 ton gıda taşımaya başladık. Bu sadece Hendek paketleme tesisinden yapılan taşıma. Türkiye iki yıl üretim yapmasa kuru gıda sorunu yaşayacağını sanmıyorum.”
Salgın kaynaklı arz-talep dengesinde oluşabilecek dengesizlikler, seyahat kısıtlamaları ve buna bağlı lojistik ve nakliyede yaşanabilecek aksamalar gıda arzı üzerinde risk yaratsa da, mevcut görünüm gıda tedarikinde bir sıkıntı yaşanmadığına işaret ediyor.
‘Kuru gıdada yıl sonuna kada yetecek stok var’

Özellikle kuru gıdada yıl sonuna kadar rahatlıkla yetecek stok bulunduğunu belirten sektör temsilcileri, stoklara yeni rekoltenin de eklenecek olmasıyla birlikte tarım ürünleri arzında da sıkıntı beklenmediğini ifade ediyor.
Öte yandan salgın nedeniyle tarım ürünleri ihracatında yaşanan gerilemenin iç piyasaya arzı artırması nedeniyle sebze meyve fiyatlarında yüzde 20-25 düşüş yaşandığına işaret eden sektör temsilcilerine göre bu, tüketici açısından olumlu olsa da, fiyat düşüşünün sürmesi üreticilerin ekim kararlarını olumsuz etkileyerek arz üzerinde risk oluşturabilir.
Şu anda tarım ürünleri tedariğinde bir sorun yaşanmadığını belirten Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkan Vekili Rint Akyüz, “Salgının ne kadar süreceği konusunda önümüzü göremiyoruz, dolayısıyla ileriye dönük projeksiyonlarla ilgili soru işaretlerimiz var. Ancak şu an itibariyle bir sorun yok” dedi.
‘Bir sıkıntı olacaksa bu önümüzdeki yıla sarkar’

Akyüz, şu anda soya ve mısırda ekim dönemi olduğunu belirterek, “Bunların mahsullerini ağustos-eylülde alacağız. Buğdayda ise mayısta hasat başlar, temmuza kadar devam eder. Buğdayda zaten yeterli stokumuz var. Yani gerek stoklarımız gerek yeni gelecek rekolte ile yakın dönemde bir sıkıntı yaşamayız. Sene sonuna kadar sıkıntı olmadan gideriz. Bir sıkıntı olacaksa bu daha uzun döneme, önümüzdeki yıla sarkar” diye konuştu.
Ziraat Mühendisleri Odası’nın açıklamasına göre, Türkiye’nin 2018/19 sezonunda hububat genelinde kendi kendine yeterlilik oranı yüzde 92.4 olarak kayda geçerken, yeterlilik oranı buğdayda yüzde 105 oldu. Yeterlilik oranı çavdarda yüzde 100, yulafta yüzde 99.9, arpada yüzde 94.7, mısırda yüzde 70.3, ayçiçeği yağında yüzde 80 olarak belirlendi.
‘Ticaret sınırlamaları ithalatta maliyet artışı getirebilir’
Aynı zamanda tarımsal emtia ve ürün ticareti yapan Rotel’in yönetim kurulu başkanı olan Akyüz, Türkiye’nin tarım ürünleri ithal ettiği Rusya gibi bazı ülkelerin ihracata getirdiği sınırlamaların önümüzdeki dönemde Türkiye için yeni kaynak pazar arayışı ve maliyet artışı getirebileceğini belirtti.
Akyüz, ülkenin en büyük açıklarının başında yağlı tohum geldiğini ifade ederek, “Bitkisel yağ ihtiyacımız nedeniyle her sene bitkisel yağ veya yağlı tohumda 2 milyar dolar civarında ithalatımız oluyor. Yağlı tohumumuzun çok büyük çoğunluğunu da Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerden yani Karadeniz’den temin ediyorduk. Şimdi orada sıkıntı olursa başka yerlere gitme mecburiyetimiz çıkar. Ama maliyetlerde artış olur, lojistikte birtakım gecikmeler olabilir. Onun için devletin ilgili kurumları gerekli çalışmaları yapıyorlar” ifadelerini kullandı.
Rusya, Kazakistan, Belarus gibi ülkeler corona virüsü önlemleri kapsamında bazı tarım ürünlerinin ihracatını 30 Haziran’a kadar yasakladı. Rusya ayrıca başta buğday olmak üzere tahıl ihracatında kota uygulamasına geçti.
Fiyatlar birçok üründe yüzde 30’a kadar düştü
Türkiye Halciler Federasyonu Başkanı Yüksel Tavşan da, mevsim itibariyle iyi ve verimli bir döneme girildiğini, hava şartlarının iyi olması nedeniyle üretimin de bol olmasını beklediklerini belirterek, mevsim itibariyle meyvenin de hasadına başlanmış olmasının avantaj olduğunu söyledi.
Meyve-sebze arzında bir sıkıntı olmadığını belirten Tavşan, “Bizim problemimiz şu; bazı ürünler yeterli derecede ihraç edilmeyince elde çok ürün bulunduğu için fiyatlar düşüyor. Bu düşüş çok olursa üreticimiz için iyi değil. Çünkü üretimin kırsalda devam etmesi gerekiyor. Devam etmesi için de üreticinin tatmin edici belli bir fiyatı bulması gerekiyor” dedi.
Tavşan, fiyatların yüzde 20-25’ten fazla düştüğünü söyleyerek, “Narenciye grubunda coronaya iyi geldiği gerekçesiyle biraz yükselme oldu ancak fiyatlar birçok üründe yüzde 30’a kadar düştü. Burada ana etken ihracattaki düşüş. Özellikle domateste Rusya’nın kota hikayesinden bu yana düşüş var. Domatesin yanı sıra, biber cinsleri, patlıcan… Hepsinde düşüş var” dedi.
Rusya meyve ve sebze yetiştiricileri birliği, geçtiğimiz günlerde aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı ülkelerden domates ithalatına iki aylık yasak getirilmesini talep etmişti.
‘Fiyat düşüşünde restoranların kapanması da etkili‘
Fiyatlardaki gerilemede restoran, lokanta gibi mekanların kapalı olmasının da rol oynadığını belirten Tavşan, “Fiyat düşüşlerinde ihracat konusu en önemli etken. Ama bunun yanı sıra otel, restoran, lokantaların kapanması da etkili. Evlerde meyve-sebzeye talebin artması bunu bir miktar dengelese de, fiyat düşüşünde dış mekanların kapanmasının da etkisi var” dedi.
Tavşan şöyle devam etti: “Fiyatlar aşağı yukarı toplumumuzun alım seviyesine inmiş durumda. Ama fiyatların çok inmesi tehlikeli. Üretici kesimi belirli bir fiyatı bulmayı, o güvenceyi hissetmek istiyor. Üreticinin kırsaldan çekilmesinin önüne geçmek için üreticiyi de düşünmek zorundayız.”
‘Seyahat istisnası getirilmesi kritik önemde’
Öte yandan, sektör temsilcilerine göre ekim, biçim ve hasat için mevsimlik tarım işçilerine seyahat sınırlamaları konusunda belli şartlar dahilinde istisna getirilmiş olması da tarım ürünleri arzının devamlılığı açısından kritik önem taşıyor.
İçişleri Bakanlığı tarımsal üretimin kesintiye uğramaması için, başka illerden mevsimlik tarım işçisi sağlanmasına valiliklerden izin alınması şartıyla onay vermişti.
Tavşan, ekim, dikim ve hasat işlemleri için işçilik açısından şu ana kadar problem yaşanmadığını belirtirken, TGDF’den Akyüz de, “Özellikle meyvelerde bazı ürünlerin hasadının bir hafta içinde yapılması lazım, yoksa telef oluyor. Bu nedenle işçilerin valilik izni dahilinde başka illere ekim dikim hasat faaliyetleri için geçişine izin verilmesi üretimin devamlılığı için önemli” diye konuştu.