• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Sare Davutoğlu'na öyle geliyormuş: Kadına şiddet demek konuyu büyütüyor

10/07/2015 11:40

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi doktor Sare Davutoğlu, şiddeti bir bütün olarak ele aldığını belirtip kadına şiddet demenin konuyu büyütmek olduğunu, hatta kadın cinayetleri dedikçe cinayetlerin daha çok arttığını söyledi.

‘Konuyu büyütüyoruz’

Fotoğraf: DHA

Fotoğraf: DHA


 

Milliyet’ten Serpil Çevikcan’a konuşan Davutoğlu, kadına şiddet konusundaki bakış açısı sorulduğunda, “Ben kadına şiddet dememizin de bu konuyu büyüttüğü kanaatindeyim. Şiddeti bir bütün olarak ele almamız lazım. İnsanlar arasındaki muhabbeti, merhameti, saygıyı arttırmaktır esas olan. Olumsuzu önde tutarak bu sorunu çözemeyeceğimizi aslında hepimiz görmüş olduk. Kadın cinayetleri dedikçe cinayetler neredeyse arttı, bana öyle geliyor” diye konuştu.

Kadın cinayetlerine kadın cinayeti denilmemesi gerektiğini belirten Davutoğlu, bunun yerine yapılabilecekleri “Aileden başlayarak, okullarımızda ve her bir kurumumuzda şiddetin önüne geçecek bir sisteme kavuşmamız lazım. O kanonik yapı burada da aslında devreye giriyor” diye anlattı.

İş cinayeti değilmiş, ‘anne ölümü’ymüş

Bu noktada, son olarak Manisa’da hayatını kaybeden 13 mevsimlik kadın işçisinin ölümünü de iş cinayetleri penceresinden değil ‘anne ölümü’ olarak okumayı tercih eden Davutoğlu, sözlerini hükümetin kadın istihdamına yönelik mikro kredi uygulamalarını ‘överek’ devam ettirdi.

Davutoğlu, “Kadın istihdamı konusu çok kritik bir konu. Manisa’da mevsimlik işçileri taşıyan araçta hayatını kaybeden 15 kişiden 13’ü kadın. Bizim anne ölümü dediğimiz bir şey vardır. En hassas olduğumuz şeydir. Gelişmişlik göstergelerinden birisidir. AK Parti döneminde gelişmiş ülkeler düzeyine çıktık çok şükür. Bu kazadaki ölümler de bir anne ölümü gibi değerlendirilmeli. O 13 kadınımızın ölümü, insan kaybının ötesinde bir şey ifade ediyor. Evlatları, eşleri, baktıkları yaşlılar var. Çok hızlı bir kentleşme yaşıyor Türk toplumu” dedi.

Reklamlar devrede

Sare Davutoğlu, “Kadın istihdamı ile ilgili çok şey yapıldı. Çocuk sahibi olmak kolaylaştırıldı. Hem işe devam etmesiyle ilgili hem belli alanlarla ilgili önleri açıldı. Evinde bir şey üreten her kadın aslında çalışıyor. Evinin dışında ürettiklerini pazarlaması, gelir elde etmesi. Mikro kredilerle kendi işini kurması, iş ve meslek edindirme kursları sayesinde belirli becerileri kazanması.”

‘Hepsi mi iş arıyor?’

Bu noktada, kadınların ev ve aile hayatları da düşündüğünde muhakkak iş dünyasında para kazanması gerekmediğini, evde de üretken olabileceklerini savunan Davutoğlu, kadın işsizliğini de işinden memnun olmayanlarla ilişkilendirdi.

OECD rakamlarına göre, Türkiye’de 4 milyon kadın işsizin olmasını nasıl yorumladığı sorusuna, “Orada bir farklı rakam var onu biliyorsunuz değil mi? Çalışabilecek yaşta, vasıfta iş gücüne katılım ayrı bir şey. İşinden memnun olmayanları da kapsıyor. Belki bu 4 milyonun içinde hepsi çalışmak da istemiyor” diye yanıt veren Davutoğlu, hükümetin aldığı çok ciddi tedbirler olduğunu öne sürdü.

Ev içi çalışma, mikrokrediler…

Davutoğlu, AKP hükümetinin kadın istihdamındaki ‘alametifarikaları’ndan biri olan mikrokredilerden bahsederek, “Mikro kredilerle işini kurmuş çok kadın gördüm. Evinden çalışıp, ürettiği şeyi pazarlayan kadınlar gördüm. Çünkü kadının bazen evinin dışında para kazanması zor olabiliyor. Engelli evladı, yaşlısı olabiliyor. Bazen o noktaya getiriyoruz ki sanki her kadın evinin dışında da çalışmalıdır. O zaman çocuklarının annesi, ev kadını olarak katma değer üreten kadınlar da kendilerini kötü hissediyorlar” dedi.

“Sırf bir yerde çalışmak için herhangi bir yerde çok düşük maaşlara çalışılmasının çok anlamlı olmadığını düşünüyorum” diyen Davutoğlu, şöyle devam etti: “Aileye de kadına da çok şey katmayacağını. Öyle dönemler oluyor ki çocukları ile vakit geçirmesi daha kritik oluyor. Benim hayattaki tek pişmanlığım ücretsiz izin alma konusudur.”

Aile Bakanı İslam’ın derdine bak: ‘Kadın cinayetlerini sağır sultan bile duyuyor’

Kategori:Aktüel

SON HABERLER

Bağdat, KBY'nin 110 milyar dolarlık anlaşmasını reddetti

Irak’ta merkezi yönetim, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (KBY) ABD’li şirketlerle yaptığı 110 milyar dolarlık enerji anlaşmasını kabul etmediğini duyurdu.

Posta servisi 12 bin civcivi kamyonda terk etti: Binlercesi öldü

ABD’de 12 bin civciv Amerika Birleşik Devletleri Posta Servisi’ne (USPS) ait kamyonda terk edildi.

Üç gün sonra bulunan civcivlerden binlercesi öldü, kalanlarıysa küçük bir barınakta tutuluyor.

İstanbul Caz Festivali: Piyanist Max Richter 3 Temmuz'da ilk kez Türkiye'ye geliyor

Besteci ve piyanist Max Richter, İstanbul Kültür Sanat VakfI’nın (İKSV) düzenlediği (İKSV) 32’nci İstanbul Caz Festivali kapsamında 3 Temmuz’da ilk kez Türkiye’ye gelecek.

Ankara'da üç güzergaha metrobüs geliyor

Ankara’da EGO Genel Müdürlüğü trafik sıkışıklığını azaltmak amacıyla araç filosuna yeni nesil metrobüs alacak.

Adalet bakanı Rusya'da: Uluslararası kuruluşlar, insan haklarını korumalı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Rusya’da “Uluslararası kuruluşlar, uluslararası hukuk kapsamında insan haklarını korumalıdır” dedi.

18 aydır gelmeyen adalet: Sekiz yaşındaki çocuğu öldüren 'alkollü' şoföre yine ceza yok
Danıştay noktayı koydu: 'Ak Saray'ın inşa edildiği alanı yapılaşmaya açan karar iptal

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 758 gündür hapiste

YAZARLAR

Bir uyanışın tarihi: 19 Mayıs

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Elif Çakır: 'Allah aşkına neden Türkiye'nin yolsuzluk belası'ndan kurtulması için niye iki çift laf edilmiyor?

Erdal Sağlam: 'Gençlik açısından hiç bu kadar kabus bir dönem yaşanmamıştı' diyebiliriz

Fikret Başkaya: Bizde diplomalılara 'aydın' deniyor…

Mithat Fabian Sözmen: Bir kez daha har vurup harman savrulan bir yaz transfer dönemi izleyeceğiz

Esfender Korkmaz: 2024, Türkiye'de rekor sayıda konkordato başvurusunun yaşandığı bir yıl oldu

Şeref Oğuz: Bodrum'da belediyecilik zor

Nevşin Mengü: Milyonlar harcanan gazeteler okunmuyor, o nedenle kendilerine bir trol ordusu kurmak zorunda kaldılar

Murat Ağırel: Gazetecilere iftiralar atılıyor, itibarsızlaştırma kampanyası büyütülüyor

Özge Güneş: Barınma hakkı ile rant politikaları aynı zeminde ama birbirine zıt yönlerde ilerliyor

Ali Eyüboğlu: Yapay zekanın Eurovision'da üçüncü sıraya yerleştirdiği Avusturya birinci oldu

Murat Belge: Ana muhalefet partisine 'terörist' demenin amacı ne olabilir?

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×