AKP’de belki en çok karşı olduğum da, “ne pahasına olursa olsun ekonomik büyüme” politikası oldu.
“Ne pahasına olursa olsun büyüme” politikasında atılmak istenen son adım, torba yasaya konacak yasa değişiklikleriyle, zeytinlikleri talana açmak.
Mahut Enerji Bakanlığı’nın önayak olduğu tasarı, eğer komisyondaki şekliyle yasalaşacak olursa, her türlü sanayi tesisi, maden araması ya da şehirleşme amacıyla zeytinlikler kesilebilecek.
Zeytinlikleri talana açma tasarısı 2006’dan bu yana beşinci kez TBMM gündemine getirildi; ilk dört girişimde sonuçsuz kaldı. Umarım tasarı bu defa da komisyon aşamasında reddedilir.
İşin ilginç bir yönü, bu tasarının da son döneminde AKP iktidarının kazanımları tersyüz etme çabalarının yeni bir halkası olması.
Şöyle ki, yine AKP iktidarının sağladığı teşviklerle, son on yılda Türkiye’nin zeytin varlığı 95 milyondan 166 milyon ağaca çıktı; zeytinyağı rekoltesinin önümüzdeki yıl 200-210, 2023’te 600 bin tonu bulması hedeflenmekte.
Zeytin zenginliğimizin en yoğun ve değerli olduğu Körfez bölgesinin tüm zeytin üreticileri ve aileleri; Ayvalık, Edremit, Burhaniye, Havran, Gömeç ziraat ve ticaret odaları yasa tasarısına haklı olarak “yeşile, suya ve toprağa verilecek zarar bölgenin ana geçim kaynakları olan zeytin ve turizm gelirini” tehlikeye atacağı gerekçesiyle kuvvetle karşı çıkıyor.
Onlara ne diyebilirim? Eğer bu tasarı yasalaşacak olursa, tek biriniz dahi ne bu hükümetin başındaki Erdoğan’a ne de onun hükümetine oy verin.