Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAPV)’nın ortak çalışmasına göre Türkiye’deki zorunlu eğitim müfredatı, Birleşmiş Milletler’in cinsel sağlık eğitiminde evrensel standartlarının sadece beşte birini karşılayabiliyor.
Okul öncesinden liseye kadar, çocukların ve ergenlerin iyi olma halini ve potansiyellerini desteklemek amacıyla, kapsamlı cinsellik eğitimine dair temel kavramları, ihtiyaç alanlarını, müfredata eklenmesi gereken konu başlıklarını, öğrenme hedeflerini ve Türkiye’nin örgün eğitim müfredatındaki durumu incelemek amacıyla gerçekleştirilen ‘Yaşa Uygun Kapsamlı Cinsellik Eğitimi Bağlamında, Okul Öncesinden Orta Öğretime, Öğretim Programlarının ve Ders Kitaplarının Analizi’ araştırması tamamlandı.
Cinsel sağlık eğitiminin amacının ve öneminin altı çizilen rapor lansmanında, aşağıdaki verilere dikkat çekilerek cinsellik ve ilişkiler hakkında öğretim yaşına uygun bir yaklaşımla çocukların ve gençlerin güçlendirilmesi anlamına gelen ‘yaşa uygun yapılandırılmış cinsel sağlık eğitimi’nin örgün eğitim müfredatına eklenmesi gerekliliği vurgulandı:
- Her iki kadından biri bedeni üzerinde söz sahibi değil.
- Her üç kadın ve kız çocuğundan biri şiddete maruz kalıyor.
- Her beş çocuktan biri çocuk yaşta evlendiriliyor.
- Erken yaşta evlendirilen her üç kız çocuğundan biri yine çocuk yaşta anne oluyor.
- Her yıl 3 milyon kız çocuğu, istenmeyen gebelik sebebiyle güvenli olmayan bir şekilde
- kürtaj oluyor.
- Her üç gençten biri, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan nasıl korunacağını bilmiyor.
- Yeni HIV pozitif tanısı alanların üçte biri gençler.
- Her üç kız çocuğundan ikisinin reglin ne olduğuna dair hiçbir fikri yok.
Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Sıralamasında, 146 ülke arasında 124 üncü sırada. Uzmanlar, bunun en önemli nedenlerinden birinin de müfredata, yaşa uygun yapılandırılmış kapsamlı cinsel sağlık eğitiminin dahil edilmemesi olduğu görüşünde.
Türkiye’deki örgün eğitim müfredatında en az işlenen konular
UNFPA ve TAPV’ın raporuna göre toplumsal cinsiyeti anlamak, cinsellik ve cinsel davranış ve cinsel sağlık ve üreme sağlığı Türkiye’deki örgün eğitim müfredatında en az işlenen konular. Bu sebeple de, Türkiye’deki zorunlu eğitim müfredatı, Birleşmiş Milletler’in cinsel sağlık eğitimine yönelik evrensel standartlarının sadece beşte birini karşılayabiliyor.
Rapor lansmanında kendi bedeninin ve gelişiminin farkında olan, hakları bilen ve onlara sahip çıkan, güvenli ve güvenli olmayan davranışları ayırt edebilen, gerektiğinde “Hayır” diyebilen, sağlıklı ve saygılı ilişkiler geliştirebilen bireyler yetiştirebilmek için cinsel sağlık ile ilgili temel kavramların yaş gruplarına uygun şekilde müfredata girmesi gerektiğine dikkat çekildi.
Etkinlikte ayrıca, kapsamlı cinsel sağlık eğitiminin raporda da altı çizilen faydaları vurgulandı:
- Toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendirir ve şiddetle mücadeleyi destekler.
- Kendi bedeni üzerinde karar verebilme gücünü ve güvenli cinsel davranışları artırır.
- İstenmeyen gebeliklerin ve güvensiz kürtajların önüne geçilmesine destek verir.
- HIV gibi cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların azaltılmasına katkıda bulunur.