• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Prof. Davutoğlu Şenol: Bilim karşıtlığı mücadele edilmesi gereken bir salgın

04/10/2021 22:58

MESUDE ERŞAN

@mesudersan

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu üyesi enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanı Esin Davutoğlu Şenol, Covid-19 aşılarının başarılı, ancak aşılamanın başarısız olduğunu söyledi. Şenol, mücadelenin yalnızca virüs değil, ölümcül ve örgütlü bilim karşıtlığıyla da yapılması gerektiğini söyledi.

Fotoğraf: AA

Faz 3 etkinlik çalışmaları yapılırken, aşıların yüzde 50’nin üzerinde başarılı olmalarının dahi pandemiyi bitirmeyi vaat ettiğini hatırlatan profesör, şöyle konuştu: “Ama aşıların etkisi beklediğimizin de üzerinde çıktı. Yüzde 90’ı aşan, başarılı aşılarımız oldu. Üstelik üretimleri de kolay. Elde bunlar varken, eğer aşılama stratejileri başarılı kurgulanıp uygulansaydı bugün pandeminin bittiğini konuşacaktık. Bu kadar önemli bir dönemeci kaçırdık. Sadece pandemiyi uzamadı, başka pandemilerin ve sağlık sorunlarının da gelişmesine davet çıkardık.”


‘Bilim karşıtlığı dezenformasyon okyanusuna dönüştü‘

Pandemi kontrolünün tek boyutlu ele alındığını belirten Şenol, şöyle devam etti: “Birincisi, ‘Pandemi bitsin ne olursa olsun bitsin’ diye düşünüldü. İkincisi, aşıların bulunmasıyla, pandeminin biteceği sanıldı.  Dünyadaki nüfusun sosyal politik özellikleri göz ardı edilerek bunun başarılı olacağı düşünüldü. İngiltere, İspanya, bir ölçüde Almanya, Portekiz, Danimarka başarılı aşılama yaptılar, oranları yüzde 80’leri geçti.

İsrail’de çok başarılı bir aşılama programı uygulandı ama bazı önlemleri erken kaldırdıkları için hastalıkta hareketlenme başladı. Bertaraf etmek için doz artırımına gittiler. Ama örneğin ABD’de, benzer bir şekilde Türkiye’de aşılama yetersiz kaldı. Her ikisi de yüzde 50’lere takıldı. Yine benzer şekilde, aşı karşıtlığı adeta bir salgına dönüştü.”

Şenol, aşı karşıtlığının ABD ve Türkiye’de çok ortak noktaları bulunduğunu da belirtti.

‘Asıl küresel güç bilim karşıtları‘

‘Yıllar içinde bilim karşıtlığının politik bir güç halini aldığını’ vurgulayan Şenol, süreci şöyle anlattı: “Gözardı edilen en önemli konu, özellikle ABD’de 2015 yılında tırmanmaya başlayan bilim karşıtı hareketti. Tümüyle bilim karşıtı, modern tıbbı reddeden, bunu siyasi ve ekonomik güce dönüştüren, küresel yayılma potansiyeline ulaşmış bir gruptan söz ediyoruz. Bilim karşıtı hareketin, ABD’de 2015’de 500 çok etkin internet web sitesi kullandıkları, e-ticaret hacimlerini büyüttükleri, sosyal medyada bir kitle hareketi haline dönüştükleri ve bunun küresel bir hareket olduğu verileri var.

ABD başlattı, aşının otizme yol açtığı iddiasının ortaya atıldığı (daha sonra yalan anlaşıldı) 1998’den beri Rusya’da etkili olan aşı karşıtları siber ataklarla destek verdi. Hatırlarsınız, 2016’daki ABD başkanlık seçiminde, Rusya’nın müdahale ettiği iddia edilmiş, Trump soruşturmadan geçmişti.  Böylece bilim karşıtlığı küresel bir politik güce dönüştü.  Daha sonra bazı batı ülkelerine yayıldı.”

Bilim karşıtlığı salgını pandemiden önce başlamıştı

Aşı karşıtlığının vücut bulmuş hali olan bilim karşıtlığı, pandemiden önce de ABD’de başka hastalıklardan ölümlere yol açmaya başlamıştı. ABD’de aşıyla önlenebilen hastalıklardan (elemine edilmiş kızamık gibi) on binlerce insan ölmeye başlamıştı.

Geçtiğimiz günlerde bir ABD’li, kuduz aşısı ve tedaviyi olmayı reddettiği için bu hastalıktan öldü. Profesör, bilim karşıtlığının siyasetle nasıl iç içe geçtiğini şöyle anlattı: “Pandemi başladığında ve yaygın internet çağında, bir dezenformasyon okyanusuna dönüşen ölümcül ve göz ardı edilen bir başka salgın vardı. Bu bilim karşıtlığıydı. ABD ve Trump, Brezilya ve Bolsonaro ve Filipinler ve Duterte bize bu hareketin çoktan politik bir güç olduğunu anlatıyor. ABD eski başkanı Trump bilim karşıtı hareketi destekledi.

Bilim karşıtları da onu besledi. Bilim karşıtları bu politik ve küresel gücü kaybetmek istemedi. Hareket ABD’den yayıldı, ilerleyen dönemlerde Batı Avrupa’yı da etkisi altına almaya başladı. Bizdeki bilim karşıtlığına zemin hazırlayan çok katmanlı sebepler nedeniyle mevcut durum ile ilişkili net, yalın bir saptama yapabilmek hâlihazırda çok kolay değil. Ama salgın öncesinde, kızamık gibi çocukluk çağı aşılarındaki ret oranı, hastalık kontrolü için tehdit olacak boyuta gelmişti bile.”

Öte yandan batı Avrupa’daki bazı pandemi önlemlerini protesto edenler biraz daha farklı. Modern hayatın getirdiklerine, özgürlüklerin kısıtlanmasına itiraz ediyorlar. 

‘İktidar da muhalefet de aşı karşıtlarına ses etmiyor‘

ABD’de olduğu gibi Türkiye’de de bilim-aşı karşıtlarının oy kitlesi olarak görüldüğünü belirten Şenol, şöyle devam etti: “Ne iktidar ne de muhalefet doğru dürüst bir cümle söylüyor. Olup biteni seyrediyorlar. Aşı karşıtları şu anda sabotaj yapıyor. Toplum sağlığını çok ciddi tehdit ediyor. En az salgın kadar büyük bir tehditle karşı karşıyayız. Ama bilim-aşı karşıtlarına göz yumuluyor.

Meseleye ve aşı karşıtlarına böyle bakıldığı sürece sesleri yüksek çıkmaya devam ediyor. Biz bilim insanları da bu dezenformasyon okyanusuna bir şişeye mesaj koyup atabiliyoruz. Salgının nasıl bitmeyeceğini biliyoruz. Salgın nasıl bitecek sorusunun cevabını belirleyecek olan ise hem virüs ile hem bilim karşıtlığıyla mücadelede niyet ve irade olacak.”

‘Türkiye’de de küresel hareketin parçasılar ama farkında değiller‘

Türkiye’deki aşı karşıtlarının küresel bir hareketin parçası olduklarını fark etmeleri gerektiğini söyleyen profesör, şöyle devam etti:

“Bizdeki aşı karşıtlarının bazıları Yeni Refah Partisi tabanında buluşmuş görünüyorlar. Politik bir görüş olduğunu söyleyebiliriz.  Aralarında kendilerine seküler diyen, şu anda yönetimi protesto ettiğini söyleyen gruplar da var. Buradaki hareketin de küresel uzantılardan desteklendiğini söyleyebiliriz. Başlarındaki, yönetenlerin hepsi, kullandıkları güç üzerinden kazanç sağlıyorlar.

Bitki satıyorlar, fikir satıyorlar, görünür hale geliyorlar, başlarında bulunan bütün doktorların İstanbul’un lüks semtlerinde muayenehaneleri var. Branşları olmadığı halde çaresiz kalmış Covid-19 hastalarına bakıyorlar. Bunlara çok fazla tolerans gösteriliyor. Bir ağ gibi yayılmış bir gruptan bahsediyoruz. Her yerdeler ve sağduyulu değiller.”

Fotoğraf: AA

Türkiye’de politikanın bilim karşıtlığını desteklediğini belirten Şenol, şu ifadeleri kullandı: “Akademiyi dağıtmışlardı, bilim insanlarının özgürce konuşma hali tamamen ortadan kalkmıştı. Yönetenler, sağlık bakanlığı dahil bilimle arasına çok mesafe koymuştu. Çünkü bilimde kontrol ve regülasyonlar (kurallar) var. Bunu istemeyenler, bertaraf eder. Biz de pandemiye bu noktada yakalandık. Üstüne bilim karşıtı küresel hareket geldi, salgını sabote eden bir durum olarak ortaya çıktı.”

‘Bakanlık verileri açık ve şeffaf değil‘

Peki gelinen noktada Türkiye’nin aşılama mücadelesi nasıl gidiyor?

Şenol, çift doz etkili aşılama için (iki doz Biontech ya da çift doz Sinovac ve bir doz Biontech) nüfusun (gençler dahil) toplam en az 60-70 milyonunun aşılanması gerektiğini söyledi.

Etkili aşılama oranının yüzde 50’ye takıldığını söyleyen Şenol, Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı verilerin açık ve şeffaf olmamasının ‘epidemiyoloji bilimi açısından en büyük ve korkunç hata’ olduğunu söyledi.

Şenol, şöyle konuştu: “İkinci büyük hataları salgın ya da süreç kötü giderken aslında başarı varmış gibi gösterilmesi. Bu herkesi bağlamından koparıyor, sağduyu yitimine neden oluyor. Aşı karşıtı kitleleri büyütüyor. Aşı tereddütlüleri aşı karşıtı tarafa itiyor” dedi. Şenol doğru değerlendirmeler yapabilmek için, açıklanan rakamların alt kıvrımlarına ihtiyaçları olduğunu vurguladı.

Okullarda salgının durumu, PCR testlerinin neden artmadığı, dolaylı ölüm rakamları ve daha pek çok veriyi bakanlık kendine saklıyor. Hem veri analiz edilmiyor, hem olan veri değiştiriliyor. Başarısız göstereceği düşünülen kısımlar yok ediliyor. Sonuçta baktığımızda pandemide kontrol sorunumuz var.”

Kategori:Aktüel, Diken özel

SON HABERLER

Protokol imzalandı: Çapa'nın bir bölümü Esenyurt Devlet Hastanesi'ne taşınıyor

Depreme dayanıksız olduğu için boşaltılan Çapa Hastanesi, Sağlık Bakanlığı Esenyurt Necmi Kadıoğlu Devlet Hastanesi’nin yeni ek hizmet binasına taşınıyor.

Çay içenler daha uzun yaşıyor: Peki ama niye? 

Çay antioksidan içeriği, sakinleştirici etkisi, sağlığa faydaları ve zengin aromalarıyla adeta bir besin deposu.

Yönetmen Stanley Kubrick'in evi 9,4 milyon dolara satılık

Ünlü yönetmen Stanley Kubrick’in 14 yıl oturduğu evi 9 milyon 410 bin dolara (yaklaşık 365 milyon 928 bin lira) satılık.

Hatay Havalimanı'nda onarım: Bir ay uçuşa kapalı

Hatay Havalimanı’nda pist, apron ve taksi yolu (PAT) onarımı nedeniyle uçuşlar 1 Ağustos-1 Eylül arasında yapılamayacak.

Ticaret bakanı: OECD diyor ki Türkiye'de hayat standartları dört kat yükseldi

Ticaret Bakanı Bolat Ömer “OECD diyor ki, son 10 yılda Türkiye’de hayat standartları dört katı yükseldi” dedi.

WhatsApp, Facebook ve Instagram'daki erişim sorunu çözüldü
e-Devlet: Dijital altyapılardan veri sızıntısı iddiası gerçeği yansıtmamakta

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 763 gündür hapiste

YAZARLAR

Bir uyanışın tarihi: 19 Mayıs

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

İrfan Hüseyin Yıldız: İmamoğlu operasyonuyla başlayan finansal istikrarsızlık MB'nin önceliği haline gelmiş görünüyor

Zeynep Aktaş: Cumhuriyet altını bu hafta en yüksek getiriyi sağlayan araç

Rükzan Sağır: Teknoloji sınırları zorladıkça hukuk ona yetişmeye çalışıyor

Uğur Emek: Üniversite mezunları inşaatlarda amelelik ve motokuryelik yapıyorlar

Sedat Bozkurt: Şimşek, Nebati'den devraldığı ekonomiyi enkazdan daha berbat olarak değerlendirmişti

Nevşin Mengü: Bizde iktidar Boğaziçi'ni ilerici özgürlükçü dünyanın sembolü olarak görüyor

Ümit Akçay: Cari fazlanın yüksek olduğu yıllar, Türkiye'nin kriz yıllarıdır

Gözde Bedeloğlu: Gençler, değil üç çocuk hayal etmeyi, bir su ısıtıcısını bile masraf olarak hesaplıyor

Carl Bildt: Amerika Birleşik Devletleri'nin daha az önemli hale geldiği bir döneme mi giriyoruz?

Savaşkan İskefli: TOFAŞ ve Stellantis arasındaki birleşme, otomotiv sanayisi için hem fırsat hem de sınav

Mehmet Yaşin: 'Sabahçı' modasının öncüleri, kararında sabah içkisinin insanı canlandırdığını iddia ediyorlar

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×