CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com
@canancoskun
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, Kıbrıslı işadamı Halil Falyalı’nın şirketlerinde son iki senede 49 bin 900 kişinin yasadışı sanal bahis oynayarak 50 bin dolar üzerinde para kaybettiğini öne sürdü. Peker’e göre siyasiler ve bürokratlar da yasadışı sanal bahise rüşvet karşılığında göz yumdu.
Falyalı’nın tutuklu ortağı ve sanal bahis sitesi baronu Veysel Şahin’in Mart 2018’deki ifadesinde Peker’in rüşvet iddiasını pekiştirecek bir beyanda bulunduğu ortaya çıktı. Şahin, tahliye edilmesi ve hakkındaki dosyaların kapatılması için kendisinden avukatlar aracılığıyla 1 milyon dolar para istendiğini öne sürdü. Buna göre Şahin tutuklanmadan önce Mayıs 2016’da da İstanbul Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nden Çağatay Şenol isimli bir polis Kıbrıs’a geldi; ikili Girne’deki Cratos Otel’de bir görüştü; Şenol Şahin’e “Senin, kardeşlerin ve eşleri hakkında Kaçakçılık Şube’de açılmış bir dosya var. 500 bin TL verirseniz bütün isimleri çıkartırız” dedi.
Temmuz 2017’den beri ‘suç örgütü kurmak’tan tutuklu bulunan Veysel Şahin’in Mart 2018’deki savcılık ifadesinde, tahliye edilmesi ve hakkındaki dosyaların kapatılması için kendisinden 1 milyon dolar istendiğini söylediği ortaya çıktı. Şahin, tutuklanması öncesinde de bir polis müdürünün bizzat “Senin, kardeşlerin ve eşleri hakkında açılmış bir dosya var. 500 bin lira verirseniz bütün isimleri çıkartırız” dediğini öne sürdü.
WhatsApp’la gelen dosya
Şahin’in 20 Mart 2018 tarihinde Büyükçekmece başsavcılığına verdiği ifadenin tam metni şöyle:
“Benim Büyükçekmece 8’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/545 esas sayılı dosyasından tutuklu olarak yargılanmam devam etmektedir. Ben bu tutuklu olduğum dosyanın başlangıcında Kıbrıs’ta otelcilik işi yaptığımdan dolayı ta oradan itibaren başlayan biri süreç var. 2016 yılı mayıs ayı ortalarında İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Şube müdürü, soy ismini bilmiyorum, Çağatay ismindeki müdür benimle iletişime geçti. Girne’deki Cratos Otel’e gittim. Bu bahsettiğim kişi esmer, siyah dalgalı saçlı, 30’lu yaşlarda, bıyıksız, yakışıklı bir kişiydi. Otelde bir odada yapılan görüşmede ‘Senin, kardeşlerin ve eşleri hakkında kaçakçılık şubede açılmış bir dosya var. 500 bin TL verirseniz bütün isimleri çıkarttırırız’ dedi. Ben de kendisine ‘Varsa öyle bir dosya, gönderin örneğini, göreyim. Daha sonra konuşuruz üzerinde’ dedim. Bunun üzerine vedalaştık, ayrıldım.
Takriben bir hafta sonra o dönemde kullanmış olduğum telefonumun WhatsApp’ına benim daha önceden 2009 yılında oynatmış olduğum pokerle ilgili bilinen bilgilere aile bireylerimin isimleri de eklenerek yapılmış bir dosya geldi. Oğuz veya Oğuzhan isimli bir aracı vasıtasıyla iletişim sağlandı. Bütün bu söylediklerimi daha sonra ispat edecek konumdayım. Tabii herhangi bir para vermedim.
‘O dönem bu işin borsası olmuştu’
Bu olaydan yaklaşık 1,5 ay kadar sonra maalesef 30 Temmuz 2016 tarihinde benimli ilgili İstanbul adliyesinde yine örgüt lideri olarak bir dosya yapıldı. O olayda tutuklanmadım. O dosyada benim gibi başka otel sahipleri de vardı. Sonradan kendi aramızda konuştuğumuzda meğer onlardan da benzer şekilde paralar istenmiş. Hatta adli ayağında bu durumlar olmuş. Zaten İstanbul adliyesinde, bu konularla ilgili savcı, hakim sürüldü. Kaçakçılık Organize Şube Müdürü Çağatay sürüldü. O dönem bu işin borsası olmuştu.
‘Avukatlar vasıtasıyla para istendi’
Daha sonra Büyükçekmece’de şu anda yargılanmama neden olan bu operasyona ben de dahil edilmişim. Oysa benim buradaki suçla bir alakam yoktur. Bu kez Kaçakçılık ve Organize Şube müdürü olan Gaffar isimli görevli beni bu dosyaya dahil etmiş. Kendisini hiç görmedim. Benden doğrudan bir para istemedi. Ancak ben içerdeyken buraya gelen avukatlar vasıtasıyla 500 bin dolar, 1 milyon dolar gibi rakamlar telaffuz edilerek benden hem tahliye hem de başka dosyalarımın kapanmasına yönelik para talep edildi.
‘İnsan hayatı bu kadar ucuz olamaz’
Çağatay isimli müdürden işin başlangıcındaki İstanbul’daki o dosyaya beni kattığı için şikayetçiyim. O dosyada yukarıda belirttiğim gibi Kıbrıs’ta iken benden para talep etmişti. Benimli ilgili olumsuz bir algıya neden oluşmasından dolayı şikayetçiyim.
Gaffar isimli müdürden ise beni usulsüz olarak bu dosyaya kattığı için şikayetçiyim.
Şu anda emniyetin yapmış olduğu bu usulsüz işlemden dolayı halen içerdeyim. Bu şekilde haksız olarak içerde kalmama neden olan kim varsa bunların araştırılmasını istiyorum.
Ben buradan çıktıktan sonra somut delillerimle savcılığınıza gelip sunacağım. Şu anda somut bir kanıtım yoktur, zaten dokuz aydan beridir tutukluyum. Emniyetle alakalı olarak İçişleri Bakanlığı’nın kendi personeliyle ilgili gerekli incelemeyi yapmasını istiyorum. İnsan hayatı bu kadar ucuz olamaz.”
1977 Sivas doğumlu Şahin, cezaevine girmeden önce Falyalı’nın ortağıydı. İkili Kıbrıs’ta yayın yapan bir internet sitesinde 10 Haziran 2015’te yayınlanan bir haberde yakında açılacak yedi yıldızlı Les Ambassadeurs Hotel & Casino’nun sahipleri olarak geçiyor.
Kıbrıs’ın ‘popüler’ işadamlarından Falyalı’nın adı Türkiye’de organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in bir videosunda geçince dikkat çekmişti. Peker’e göre Falyalı, uluslararası bir uyuşturucu kaçakçılığı ağının tüm para trafiğini yürüten adam. Buna karşılık Kıbrıs’ta Falyalı için, “Şahin’in taşeronuydu, tutuklandıktan sonra servetininin üstüne çöktü” diyenler de var.
Ancak ikilinin bir dönem iş ortaklığı yaptığı açık.

İkilinin ismi yaklaşık bir buçuk yıl sonra Eylül 2016’da tekrar bir araya geliyor. İstanbul Kaçakçılık ve Organize Şube Müdürlüğü bu tarihte sanal bahis sitelerine ‘Handikap’ isimli bir operasyon gerçekleştirmişti. Soruşturmanın şüphelileri arasında Şahin ve Falyalı da vardı. İkisi de firariydi.
O günlerdeki haberlerde Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) verilerine göre Şahin’in 5 milyar avroya hükmettiği öne sürülmüştü. Bir haberde operasyonun beş aylık teknik ve fiziki takip sonucu yapıldığı yazıyordu. Şüpheliler arasında dört emniyet müdürü da bulunuyordu ancak kimlik ve akıbetleri belli değil.
Operasyonun beş aylık hazırlığının başlangıcı Şahin’in ‘Çağatay ismindeki müdür’le görüştüğü günlere (Mayıs 2016) denk geliyor. Çağatay’ın soyadı Şenol.
Çağatay Şenol’un ismini arama motorunda taradığımızda darbe girişimiyle ilgili polislerin yargılandığı davada tanık olarak ifade verdiğini görüyoruz. Şenol, darbe girişimi sırasında Özel Harekat amiri olarak görev yapıyordu ve üstlerinden Huber Köşkü’ne giderek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ailesini koruma emri almıştı. Ancak Şenol, Atatürk Havalimanı’nda helikopterin kalkmasına izin verilmediği için köşke gidememişti.
Şenol’un ismine bu tarihten sonra 21 Ekim 2019’da rastlıyoruz. Sabah gazetesinde yer alan haberde dönemin İstanbul emniyet müdürü Mustafa Çalışkan’ın Şenol’u Küçükçekmece emniyet müdür yardımcısı olarak görevlendirdiğini görüyoruz.
Manidar zamanlama
Veysel Şahin’e geri dönelim.
Şahin hakkında ‘Handikap’ operasyonu kapsamında kırmızı bülten çıkarılacağı yönünde haberler var ama akıbetinin ne olduğuna ilişkin bir veri yok. Üstelik Şahin, firariyken Kıbrıs’taki Ozanköy Futbol Kulübü’nün fahri başkanlığını üstlenmiş.
Şahin, hakkında arama kararı olmasına karşın 17 Temmuz 2017’de özel uçağıyla Kıbrıs’tan Sivas’taki babasının yanına geldi. Ancak gözaltına alınıp iki gün sonra tutuklandı. Buna karşılık yönetim kurulu başkanı olduğu Iveria Group tarafından yapılan açıklamada Şahin hakkında ‘Handikap’ operasyonu dahilinde verilen yakalama emrinin 13 Temmuz 2017’de kaldırıldığı belirtiliyordu. Yani, Şahin Sivas’a gelmeden dört gün önce.
Avukat görüşmeleri sızdırılıyor
Şahin’in ifadesinde ismi geçen diğer polis de dönemin Kaçakçılık ve Organize Şube müdürü Gaffar Demir. Şahin, tahliye edilmesi için kendisinden avukatlar aracılığıyla ‘500 bin dolar, 1 milyon dolar’ istenmesini üstü kapalı biçimde Demir’le ilişkilendiriyor ve o günlerde avukat ziyaret trafiğinin çok yoğun olduğunu söylüyor. Şahin’in bu ifadeyi vermesinden dört ay önce 7 Kasım 2017’de söz konusu avukat trafiği Star gazetesinde yazılmış ve görüşmeye giden avukatların listesi yayınlanmıştı.
Şahin, ifadesinde kendisinden ikinci kez talep edilen parayı verip vermediğine ilişkin bir şey söylemiyor ancak 25 gün sonra Bakırköy 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, Şahin ve adamları hakkında tahliye kararı veriyor. Adamları serbest kalıyor ancak Şahin cezaevinden çıkamadan mahkeme kararını değiştiriyor ve Şahin’in tutukluluğunun devamına hükmediliyor.
Gaffar Demir, Nevşehir’de yayın yapan bir internet sitesinin haberine göre İstanbul Kaçakçılık ve Organize Şube müdürlüğüne 1 Aralık 2015’te atanmış. Haberin bu yerel sitede yer almasının sebebi Demir’in de Nevşehirli olması. Haberde Demir’in bu görevinden önce Eyüp emniyet müdürü olduğu belirtiliyor.
Demir, Ocak 2017’de de dönemin İstanbul emniyet müdürü Mustafa Çalışkan tarafından Kaçakçılık ve Organize Şube müdürü olarak atanıyor.
Aynı zamanda Çalışkan’ın akrabası olduğu belirtilen Gaffar Demir ve Çağatay Şenol hakkında İranlı uyuşturucu baronu Zindaşti ve Sarallar grubuyla bağlantılı birçok iddia da söz konusu. Bu iddialar adli mercilere de taşınmış durumda…