Akşener’in Gezi davası kararlarının ardından yaptığı çıkışı ve II. Meşrutiyet’in ilanından (1908) bugüne taşıdığı kavram ve sloganları dikkate alırsak; bunların bir yere, bir duruşa ve tercihe doğru ilerlediğini söyleyebiliriz.
Meral Akşener’in tarihin koridorlarında kendisine, II.Meşrutiyet’i ilan eden ve daha sonrasında II. Abdülhamid’i tahttan indiren hareketin kodlarını ve sloganlarını seçmesinin anlamı esasen çok açık.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın içinden geldiği siyasi gelenek, Osmanlı’nın son döneminde II. Abdülhamid’i merkeze alan bir zihin dünyasına sahip. Dolayısıyla Akşener tarafından verilen “istibdat karşıtı” mesajlar tarihsel açıdan böyle bir konumlandırmayı hedefliyor.