• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Nasıl, iyi görünüyor muyum, şöyle yan mı dursam!

04/06/2023 15:49

MURAT SEVİNÇ

‘Bir buçuk’uncu eleştiri yazısı…

“Oğlum, bir avcı kebabı, bir de yoğurt söyle. Arkasından pilavla komposto yiyeceğim… İki dilber dudağı, dört Ankara tavası al gel…” (Çetin Altan, Ben Milletvekili İken)


Bu kısa yazı hiç hesapta yoktu. İkinci ‘eleştiri’ yazım bir bütün olarak muhalefetin tutumu, Bayarcı ‘milli iradeciliğin’ kimi nasıl esir aldığı ve sonuçları üzerine olacaktı. Fakat iki gündür önüme ‘kimi’ muhalefet milletvekillerinin fotoğrafları düşüyor, tahammül edilir gibi değil. Okuyacağınız yazının tek gerekçesi o şen şakrak muhalif vekillere yönelik öfkedir, başka bir nedeni yok. İşini, temsil görevini layıkıyla yapacak bir avuç milletvekili ise şimdiden sağolsun.

Türkiye daha dört ay önce büyük bir deprem yaşadı, on binlerce insan yaşamını yitirdi. Dehşet verici ve utanma duygusunu yitirmemiş herkesi rahatsız eden bir gelir eşitsizliği, yoksulluk söz konusu. Zamanında demokratik sistemi ‘tramvaya’ benzeten dünya görüşü, bir rejim inşa etti, anayasanın işine gelen hükmüne uyarken işine gelmeyene selam dahi vermiyor. Sayısız saçmalık eşliğinde bir seçime gidildi. Seçim sürecinde -öncesinde olduğu gibi- hemen hiçbir hukuka aykırılığa gerekli tepki gösterilmedi. İktidar blokunun stratejisini ne üzerine kurduğu malum, muhalefetin söz konusu stratejiyi öngördüğü de malum. Nihayetinde hem TBMM hem cumhurbaşkanı seçimi kaybedildi.

Muhalefetin, seçimin selametine ilişkin tüm iddiaları doğru olabilir, ancak ispatlayamadığınız sürece hiçbir anlamı kalmıyor bunların. Geçen gün bir CHP milletvekili tv’de, sandıkların hepsine sahip olamadıklarını, seçim sonucunu değiştirebilecek sandık sayısının varlığından haberdar olduklarını açıklamış. Öyle mi, o zaman -hadi insana zarar gelmesin- o sandıkların hepsi partinizin başında paralansın! Siz ahaliyle dalga mı geçiyorsunuz, ne zannediyorsunuz kendinizi, nasıl bir aymazlık bu böyle.

Yalnızca bir bıkkınlık cümlesi: Anayasaya göre aday olamaması gereken bir kişi aday oldu ve kazandıysa, siz o adaylığı kabullenip ‘çıksın karşıma‘ demekle yetindiyseniz ve size yıllardır hukuku/Anayasayı hatırlatanların yüzüne bakıp, ‘merak etmeyin, geliyor gelmekte olan‘ dışında bir şey söylemediyseniz, seçim sonrası lafı uzatmanın anlamı kalmıyor. (Kılıçdaroğlu’nun ‘hukukçu ve ilahiyatçılara‘ verdiği ödevi başka bir yazıda ele alacağım) Elimizdeki en somut veri şu: Muhalefet seçimi kaybetti. Bir kamyon arkası yazısı: “İleride güzel günler göreceğiz demişlerdi, daha ne kadar gideceğiz?”

“Aman Çetin, Meclis’in içine ait işleri sakın yazma. Biz hepimiz ne de olsa burada aynı tekkenin içindeyiz. Dövüşürüz, kavga ederiz, hırlaşırız ama yine de kendimize ait meseleler kendi içimizde kalmalı...” (Çetin Altan, Ben Milletvekili İken)

Muhalefet aylardır ve haklı olarak bu seçimin Cumhuriyet’in en kritik seçimi olduğunu dile getiriyor. Sonuç? Demek ki Cumhuriyet’in en kritik seçimi kaybedildi. Birileri TBMM’ye girdi, ne güzel, başarılı olsunlar. Önder Algedik helak oldu yazıp çizmekten; çoğu muhalif milletvekili ya meclise/oylamalara pek uğramıyor ya da iktidar önergelerine neredeyse MHP’lilerden daha fazla destek veriyor ve bu hükümet sisteminde parlamentodaki azınlığın hiçbir önemi yok.

Durum buyken, seçimi kaybetmişken ve ‘milletvekili’ Can Atalay hâlâ cezaevindeyken…. Mütemadiyen, rozetiyle gülümseyen vekil fotoları görüyoruz. Milyonlarca insan büyük bir hayal kırıklığı yaşar, eğitimli gençler yurt dışına gitme planları yaparken, suçsuz günahsız onca insan cezaevinde ömür tüketirken, muhalefete oy vermiş yurttaş mutsuz ve umutsuzken, onlara aylardır felaket senaryoları anlatan muhteremler mavi halı üzerinde hatıra pozu verip, her şey olağanmış gibi davranabiliyor. Hakikaten tahammül etmek çok zor bu figürlere, çok zor. Yakında afili kürsü konuşmaları da başlar, şöyle nutuk attı, lafı böyle gediğine koydu, peh ki peh… Kayısı, çiğ köfte ve künefe günleri… ah hadi hayırlısı.

“Bazı hatipler kürsüye fırlıyor: ‘Bizi halk bunun için mi buraya gönderdi?’ diye soruyorlardı. Ben ise içimden: ‘Hadi bunlar halkın kendilerini buraya niçin gönderdiğini pek bilmiyorlar, acaba halk biliyor mu bunları niçin gönderdiğini’ diye düşünüyordum. Sonra yine dışarı çıkıp çay, kahve, gazoz içiyorduk… Herkes de içtiğine göre demek ki bizi buraya biraz da bunun için göndermişlerdi… Üstelik o kadar da ucuzdu ki… On kişiye ısmarlasan iki buçuğu geçmiyordu…” (Çetin Altan, Ben Milletvekili İken)

Unutmadan, ‘geliyor gelmekte olan’ ve ‘az kaldı’ afyonlarından sonra muhalefet, uyuşturulmaya teşne olanlar için yeni bir afyon keşfetti: Erken seçim olur! Bir sonraki yazının konusu…

Yazı önerisi: Seçim sonucunu sırıtarak karşılamayanlardan, Boğaziçi hocası sevgili Mine Eder Hoca’nın yazısı. Canım Mine Hoca, eline sağlık.

Kategori:Agora, Vitrin-mobil

Tüm yazılar: Murat Sevinç

SON HABERLER

Antalya Büyükşehir Belediyesi soruşturması: 22 kişiden 10'u serbest

Antalya Büyükşehir Belediyesi odaklı ‘rüşvet’ ve ‘yolsuzluk’ soruşturmasında gözaltına alınan 22 kişiden 10’u serbest bırakıldı.

ABD'de hükümet kapalı: Altın zirvede

ABD’de hükümet kapanırken altın fiyatları tarihi zirvede.

KOBİ'lere 'nefes kredisi': Yeni dönem başvuruları yarın başlıyor

KOBİ’lere destek olmak için oluşturulan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Nefes Kredisi’nde yeni dönem başvuruları yarın alınmaya başlıyor.

Büyük bir şehri yıkabilecek 'görünmez asteroitler' Dünya'ya çarpabilir

Bilim insanları uyardı: Venüs’ün yörüngesinde ve tespit edilmesi zor yüzlerce asteroit, Dünya için uzun vadede ciddi bir risk oluşturabilir.

Borsa güne nasıl başladı? – 1 Ekim 2025

Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, güne yüzde 0,18 düşüşle 10.992,82 puandan başladı.

Metin Akpınar'dan Merve Dizdar'ı eleştirenlere: Türkiye'de 10 senedir 4 bin kadın öldürüldü
Hemşirelerin yüzde 76'sı yurt dışında çalışmak istiyor

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 892 gündür hapiste

YAZARLAR

Karar vermenin yorgunluğu

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Gölgelerin arasına taşınan sır; Claudia

Ayhan Tinin

İmzalı ve Birinci Baskı Kitaplar Müzesi

C. Hakkı Zariç

Yerli ve milli Nokta.

Mustafa Alp Dağıstanlı

Düşünceye tolerans hava gibi su gibi bir ihtiyaç

Murat Sevinç

Apti'ye veda: Şekerim, benim fıtratım böyle…

Murat Sevinç

Mutluluk dayatması

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

GÜNÜN 11’İ

Yıldıray Oğur: Hamas evet derse Netanyahu'nun başbakan kalması kolay gözükmüyor

Abdulkadir Selvi: Bu zihniyet sivil cumhurbaşkanlarını sevmez

Mustafa Mutlu: Nedir bu; 'Manisa tipi demokrasi'

Nuray Babacan: DEM'li siyasetçiler, sık sık AKP'lileri arayıp 'Açılımla ilgili yasa çalışmaları ne zaman başlayacak?' diye soruyor

Şeref Oğuz: Fiziki altın candır, gerisi heyecandır

Mustafa Yalçıner: Plan budur ve Trump, Erdoğan'ın seyretmesini istemektedir

Mehmet Ocaktan: Rusya sevdasıyla S-400 güzellemesi yapanlar çok üzülecek ama masalın sonuna gelindi

Berkant Gültekin: AKP'de Erdoğan sonrası döneme ilişkin yer kapma mücadelesi ve semptomları var

Murat Sururi Özbülbül: Hakan Fidan konuşmasıyla KAAN projesini gömdü, koca savaş uçağını bir planöre çevirdi

Barış Pehlivan: İsrail'in vahşetini, dahası vatandaşlarımızı ilgilendiren bir dosya var Ankara'da

Barçın Yinanç: KKTC'deki seçimlerin Erdoğan'a soru olarak gündeme getirilmesi ilginç

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×