Zincir marketlerin sürümden kazanma mantığıyla çalışmaları, çok şubeli olmaları nedeniyle piyasa ortalamasının altında karla satış yapmaları ve zaten aralıksız olarak devlet denetimi altında faaliyet gösterdikleri gerçeği, bu kanaati değiştirmez. Hükümet suçlu olamayacağına göre; bakkal, kasap, manav ise zaten gariban olduğu için sorumlu “üç harfliler” olmalıdır… Son günlerdeki kampanyanın ana fikri de budur.
Ne harika bir fikir!
Türkiye’nin yaklaşık beş yıldır ağır ve sürekli ekonomik kriz içinde olması; yanlış yönetim ve yanlış ekonomik tercihlerin doğurduğu krizin üzerine salgın ve savaşın da eklenmesiyle tahribatın arttığını düşünmek yerine, kolay hedeflere saldırmak veya kitleleri oraya yönlendirmek bir çıkış yolu mu peki? Bundan önce de malum; soğan, patates depoları basılıyordu. Dünyada ilk kez “soğan lobisi” diye bir kavram üretildi bu ülkede. Hatta, insanları sebze-meyve kamyonlarının önüne dizip adına da “varlık kuyruğu” denildi. Devlet memurları ellerinde koçan koçan makbuzlarla bakkala markete gönderildi. Hükümet, devlet oturup, piyasayı tehdit eden uzun uzun açıklamalar yazdı. Tüccara, üreticiye hatta esnafa parmaklar sallandı, cezalar yazıldı.