Bu aşamaya gelinceye dek, Can Atalay dosyası sürekli üçgenler çizdi. TBMM Başkanlığı, Adalet Bakanlığı ve Yargıtay üçgeninde taraflar aylarca topu birbirine attı. AYM işi zamana yayınca Yargıtay hükmü basıp dosyayı daha tartışmalı hale getirdi. AYM üyelerinden biri dosyayı okuyamayınca kurul toplantısı zamana yayıldı.
Bu zaman diliminde Atalay’ın milletvekilliğini düşürme hesabı bile yapıldı.
Sonuç olarak AYM son verdiği kararla bütün bunları masanın üzerinden süpürdü, “Atalay milletvekilidir, serbest bırakın, kararı bozun, yeniden yargılamayı da durdurun, dönem sonuna bırakın” dedi.
Bir yerel mahkemenin AYM’ye direnemeyeceğini herkes biliyor.
Böylesi kararların yerel mahkemede değil, en yüksek mahkemede verildiğini herkes biliyor.
O en yüksek yere Saraytay desek belki bir nebze ifade etmiş, herkesin bildiği sırrı açıklamış oluruz!
Saraytay, kararlı bir kararsızlıkla son kararını zamana yayarak neyi amaçlıyor?
Hukukun iyice öldüğünden emin olmak mı istiyor?