Can ve Erdem’in bundan iki ay önce tutuklanması başlı başına bir skandaldı. Şimdi yazdıkları nedeniyle haklarında ‘terör örgütü işbirlikçiliği’ ve ‘casusluk’ gibi kimseyi ikna etmeyecek suçlamalarla ömür boyu hapis istenmesi daha büyük bir skandaldır.
Dündar-Gül dosyasının salt hukuk sınırları içinde kaldığını düşünmek zordur.
Hükümet sözcüsü Kurtulmuş’un “Biz de karşıyız, yargının suçu” mealindeki sözlerinin mevcut siyasi atmosfer ve hükümet-yargı ilişkileri içinde ikna ediciliği de tartışmaya açıktır.
Adeta meslektaşlarımız ibret-i âlem için cezaya dikilmekte, caydırıcı birer örnek oluşturmaları arzulanmaktadır.
Türkiye’de basın özgürlüğü zaten altın çağını yaşamamaktadır ama, Dündar-Gül davasının seyri bu durumu daha da ağırlaştırmaktadır.