SEMRA PELEK
Trabzon’da başlayan ‘Seçim Otobüsü’ turunun ikinci durağı Rize. İl sınırından girer girmez üst geçitlerde, billboardlarda, sokak lambalarının üzerindeki reklam panolarında sadece iki kişinin fotoğrafları var: Biri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, diğeriyse Sedat Peker.
Yabancı gazeteciye durumu izah etmek kolay değil
Kentin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğraflarıyla donatılması bir dereceye kadar ‘olağan’; sonuçta Kasımpaşalı olmasıyla övünen Erdoğan, aynı zamanda burada söylendiği gibi ‘Rize’nin evladı’ ve cumhurbaşkanlığı makamında oturan hemşehrileri olarak halkın ‘gururu’.
Cumhuriyet Meydanı’nda 9 Ekim cuma günü miting yapacak Peker’in fotoğraflarının olduğu dev reklam afişleri ise halka sanki bir müjde veriyor, afişlerin üzerinde ‘Memleketin evladı Sedat Peker, teröre lanet mitingi için Rize’ye geliyor’ yazıyor. “Bu fotoğraftaki kim?” diye soran grubumuzdaki tek yabancı gazeteciye durumu izah etmek pek kolay olmuyor.
Arkadaşımız şaşkın, ama sorusu Türkiye’yi bilmeyen biri için de gayet normal.
-Fotoğraflarını neden asmışlar?
– Teröre lanet mitingi yapacak.
– Şaka mı yapıyorsunuz?
– Yapmıyoruz, çok ciddiyiz.
Sokakta iki kadını çevirin, ‘Erdoğan için ölürüm’ derler
Arkadaşımızın “Bu nasıl olabiliyor? Peker, Rize’de nasıl miting yapabiliyor?” sorusunun yanıtını ziyaret ettiğimiz yerel Zümrüt Rize gazetesinin yayın yönetmeni ve Rize Gazeteciler Derneği Başkanı Faik Bakoğlu veriyor: “Vali, emniyet müdürü bütün bu afişlere neden izin veriyor? Yetkililerin izni olmadan Rize gibi bir yerde bu mitingi yapamazsın.”
Konu 1 Kasım’da yapılacak genel seçime gelince Bakoğlu, Rize’de Erdoğan sevgisinin kolay kolay bitmeyeceğini söylüyor: “Çıkın sokakta iki kadını çevirin, ‘Erdoğan için ölürüm’ derler.”
Rize merkezini biraz dolaşınca sokakların pisliği dikkat çekiyor, yerler sigara izmariti dolu. Söz konusu Erdoğan’ın memleketi olunca haliyle belediyenin çalışmaması şaşırtıcı.
Bakoğlu, “Buranın halkı Trabzon’a gitse yere izmarit atmaz ama burada böyle. Onlara yere sigara izmariti attı diye ceza kesebilecek yetkili yok. Çünkü herkesin Erdoğan ile Ak Parti ile bağı var, açar bir telefon ceza kesen memurun başını yakar. Hiçbir memur da bir sigara izmariti için kendini yakmaz.”
‘Aklımla alay edilmiş gibi hissediyorum’
MHP’nin birinci sıra adayı, aynı zamanda Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Cem Kazmaz’a, görüşmemizde önce Peker’in ‘terör mitingi’ni soruyoruz. MHP’nin ve Ülkü Ocakları’nın hiçbir organik bağı olmadığını söylüyor ve ekliyor: “Teröre lanet mitingi dediklerinde aklımla alay edilmiş gibi hissediyorum.”
Suruç saldırısından sonra başlayan çatışmaların AKP’nin tek başına iktidar olmak için devreye soktuğu kontrollü bir senaryonun sonucu olduğunu iddia eden Kazmaz, “HDP’nin oylarını almaya çalıştı yapamadı, şimdi de MHP’nin oylarını almaya çalışıyor” diyor.
‘CHP’nin vekil çıkarmasını hakaret gibi algılıyorlar’
Kazmaz, Almanya’da üniversitede mühendislik ve işletme okumuş, Almanca’ya hakim. Türkiye’de anadilinde eğitime karşı. “Almanya’da Türkler anadilinde eğitim talep ederse destekler misiniz?” sorusuna “Talep edemezler” diye cevap veriyor: “Alman vatandaşlığına geçerseniz artık anadiliniz Almanca olur. Türkiye’de ise bu talepler, bölünmenin ilk adamı. Bizim dilimiz Türkçe, bu tartışılamaz.”
MHP’li aday, partisinin ‘milliyetçi Rize’den neden daha fazla oy almadığını söyle açıklıyor: “Rize muhafazakar bir şehir. CHP’nin vekil çıkarmasını hakaret gibi algılıyorlar. Bu nedenle onlar almasın diye MHP seçmeni de gidip AKP’ye oy veriyor.”
‘AKP’ye değil Erdoğan’a karşı yarışıyoruz’
CHP il başkanlığında vekil adayları Kemal Köymen, Çetin Keçeli ve Ali Şahinler ile görüşme yapıyoruz. Çetin Keçeli, “Biz burada Ak Parti’ye karşı mücadele veriyoruz, vatandaşın da böyle anlamasını istiyoruz. Cumhurbaşkanının ise kanunda belirtilen görev alanı içerisinde kalması esastır” diyor.
Keçeli, Rize’de muhtarlara, sivil toplum kuruluşlarına baskı yapıldığını, onların da yerel medya kanallarında AKP’ye desteklerini açıkladığını anlatıyor.
Kemal Köymen de “Burada esnaf bizimle görünmekten çekiniyor çünkü bir arada olmayı destek gibi algılıyorlar başlarına bir şey gelmesinden çekiniyorlar.”
“Ben siyasetçi değil devrimciyim” diyen Ali Şahinler, ‘Yeşil Yol’ projesinin, HES’lerin doğayı katlettiğini buna karşı sadece fikri değil fiziksel de direniş gösterdiklerini söylüyor.
Üç aday da Rize’nin en büyük sorununun çay üretimi olduğunu anlatıyor. Üreticiye uygulanan kotayı kaldıracaklarını, Çaykur’un üretim kapasitesini arttıracaklarını anlatıyorlar.
Çay üreticileri devletin koyduğu kotadan fazlasını Çaykur’a satamıyor. Yaş çayın kilosunun taban fiyatı 1 lira 58 kuruş, üzerine kilo başı 12 kuruş da devlet desteği alıyorlar. Kota dışındaki ürünü özel sektöre sattıklarını, özel sektörün ise taban fiyatın çok altını verdiğini söylüyorlar.
‘İşimiz hayli zor’
İl başkanlığında görüşme yaptığımız odada, biz üç kadın gazeteci dışındaki herkes erkek. “Burada neden hiç sizden kadın yok?” diye soruyorum.
Kadın Kolları’dan ‘arkadaşlar’ hemen içeri davet ediliyor. Kadın Kolları Başkanı Fazilet Türüt, mahalle çalışmalarını anlatıyor ve ekliyor: “Konuştuğumuz kadınlar hırsızlık iddialarını hiç önemsemiyor, Erdoğan’a hayranlar ve oy vereceğiz diyorlar. Evet, işimiz hayli zor.”
‘Kaymakam üstü kapalı tehdit etti’
7 Haziran’da HDP’den aday olan Selda Karafazlı Kurşun 1 Kasım seçimlerinde İstanbul 1. Bölge’den milletvekili adayı olunca onun yerine Rize’den aday olan Turgay Köse ile Fındıklı ilçesinde olduğu için telefonla görüştük.
Partisi için 1 Kasım öncesi en büyük sorunun ‘milliyetçi’ saldırılar olduğunu belirten Köse, “7 Kasım öncesi zaten saldırılar vardı. Fındıklı’da 10 kez partimize saldırı oldu. Şimdi bir savaş hali ve çatışma ortamı var, ırkçı, şoven saldırılar arttı. Rize’de şehit anması yapıyoruz diye birkaç gün önce Fındıklı’da evime saldırdılar” diyor.
Köse, Emniyet’e şikayette bulunmuş ama sonuç almayı beklemiyor. Çünkü kaymakamla görüşmesinde ‘mesaj verilmiş’.
– Kaymakamla görüştüm, bize ‘hak etmişsiniz’ der gibi davrandı. Bir geçmiş olsun demekten bile imtina etti.
– Davranış ve imalar dışında sözlü tehdit edildiniz mi görüşmede?
– Kaymakam görüşmede ‘Kemal Bey, bu işler böyle olmaz, bunu da bil’ dedi.
Bunun üstü kapalı bir tehdit olduğunu, can güvenliklerinin olmadığını belirten Köse, çay yükleme işinde çalışan mevsimlik Kürt işçilerin saldırılar nedeniyle kenti terk ettiğini anlatıyor.
‘Endişeliyiz’
Köse, Sedat Peker’in yapacağı mitingten de endişeli; “Çete liderinin böyle bir miting yaptığını dünyanın hiçbir yerinde göremezsiniz. Burada Erdoğan fotoğraflarının yanında Peker’in fotoğraflarının olması nasıl açıklanabilir? Yerel basın da destek veriyor. Şovenizm artacak. Endişeliyiz.” diyor.
HDP’nin Trabzon adayı: Buradan evime gidebilecek miyim onu bile bilmiyorum
Erdoğan’ın hemşehrisi Sedat Peker Rize’de ‘teröre lanet’ mitingi düzenleyecek