• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Meme kanseriyle dokuz ay mücadele eden Sevda Şengül: Bize kaçıncı evrede diye sormayın

23/10/2021 11:40

MESUDE ERŞAN

@mesudersan

İçinde bulunduğumuz ekim, ‘Meme Kanseri Farkındalık Ayı’. Dünyada ve Türkiye’de kadınlar en sık meme kanserine yakalanıyor. Yılda dünyada 2,3 milyon, Türkiye’de 24 bin kadına meme kanseri tanısı konuyor. Kadınlarda yaklaşık her dört kanserden biri meme kanseri. 36 yaşındaki, Buse Sevda Şengül bu yıl meme kanseri tanısı alan kadınlardan sadece biri.

Eğitmen şef Şengül’ün meme kanserini fark etmesi pek çok kadından farklıydı. Babasını erken yaşta kolon kanserinden kaybeden, halası da meme kanseri atlatan Şengül, düzenli aralıklarla kendi memesini muayene ediyordu. Onu alarma geçirecek, eline gelen bir şey yoktu. Ocak ayında regl kanaması 10 gün erken başlayınca, jinekoloğuna kontrole gitti. Kontrol esnasında çekilen meme ultrasonografisinde şüpheli bir alan görülünce bu kez ilaçlı MR istendi. MR’da bazı damarlanmalar saptandı. Bunu biyopsi ve patoloji süreçleri izledi.


Sağ memede, 3 santimetrelik sessiz tümör

Şengül’ün içine düşen korku maalesef yersiz değildi. Kanser tanısı kondu. Sağ memesinde, elle hissedilmeyecek kadar derinde, 3 santimetre büyüklüğünde bir tümör, lenf bezinde de tutulum vardı. Tanının ardından tedavi maratonu başladı. Genel cerrah, onkolog görüşmeleriyle önce ilaç tedavilerine karar verildi. Tedaviye tam metabolik yanıt alınırsa sıra tümörün ameliyatına gelecekti.

Yaşı genç ve lenf tutulumu olduğu için yüksek dozda ilaç tedavisi uygulandı. Sekiz doz kemoterapi ve devamında hedefe yönelik ilaç kürlerinin ardından, tam metabolik yanıtla ameliyata girdi. Ameliyatta memesi tamamen alınmadı, sadece tümörler temizlendi. Ancak tümörler çıkarıldığında, gözle herhangi bir yapı görülmese bile patolojik olarak kanser hücreleri saptandı. Bunun anlamı, tedaviye tam patolojik yanıt vermemişti. Kanserinin tipinin adı yeniden kondu, tedavi programı yeniden düzenlendi. Şengül’ün son tetkikleri bir ay önce yapıldı. Dokuz aylık mücadeleden sonra kendi deyimiyle, ‘temiz’ çıktı.

Şengül’e bu zorlu yolda yaşadıklarını sorduk.

Meme kanseri tanısından sonra ilk aklınıza gelen düşünce neydi?

Babamı düşündüm. Babam benim dünyam, her şeyimdi. Arkamızdaki koca çınardı. Kolon kanserinden 2013’de kaybettik. Son evrede tanı almış, zorlu bir süreç yaşamıştı. Kemoterapilerinde yanındaydım, dağ gibi bir insan gözümüzün önünde eridi gitti. “Babamı benden alan hastalık, beni buldu” diye düşündüm. Kendimi ölmek üzere olduğuma inandırmıştım.

Ailenizden önce kime haber verdiniz?

Aslında planım kimseye söylememekti. Haberi veren doktorun yanında dirayetli durdum. Yola çıktım. Ama sonra biriyle paylaşma ihtiyacı hissettim. Annem, babamın kaybıyla yaşadığı travmayı yeni atlatmıştı. Zaten çok hassas. Onu aramamaya karar verdim. Ama telefonu elime alıp kimi aramalıyım diye düşünürken annemin telefonunu çevirdim. Annem haberi duyunca ağlamaya başladı. Moral verdim, sakin sakin “Merak etme, meme kanseri kolay iyileşebilen bir hastalık” dedim. Telefonu kapadım, arabamı kenara çektim ve hüngür hüngür ağlamaya başladım. Babamla yaşadıklarımızı hatırladım, “Ben bununla baş edemem” diye düşündüm. Çok kötüydüm. Sonra toparlandım ve “Yeneceğim, başaracağım” dedim.

Tanıdan sonra ‘keşkeleriniz’ oldu mu?

Aklımdan en çok geçen, en yüksek duygu pişmanlıktı. Bir yandan çalışırken bir yandan hep eğitim hayatının içinde kaldım. “Bunu da yapayım, bu okulu da bitireyim” diyerek kendimi çok yordum. Ama kanser olunca, birden kalakaldım. “Babamı benden alan hastalık, beni buldu” diye düşündüm. Vücudumda bulunan bir tümör, eğer farkına varmasaydım beni öldürebilirdi. Elime gelmemişti, başka bir şey için doktora gitmeseydim farkına bile varmayacaktım. Beni öldürebilirdi.

Psikolojik desteğe ihtiyaç duydunuz mu?

Psikolojik destek ve moral çok önemli. Tanıyla birlikte psikiyatrik tedaviye başladım. Doktorumun önerdiği ilaçlar ve anlaşılmak bana çok iyi geldi. Onkoloji kliniklerinin içinde mutlaka, kanser hastasını iyi bilen, tanıyan psikiyatri uzmanı, psikolog çalışmalı diye düşünüyorum. Bizim için bu büyük bir ihtiyaç. Benzer süreçleri yaşayanlarla iletişime geçmek, deneyimleri paylaşmak, dayanışmak da çok iyi geldi. Tedaviye başladığım andan itibaren çok tuhaf, müthiş bir savaşma gücü geldi.

Memeleriniz alındı mı, ameliyattan sonra süreç nasıldı?

Önce aynanın karşısında, memem olmasa ne olur diye düşünmeye çalıştım. Zannettim ki her iki mememi alacaklar. Ama tedaviler başladıktan sonra bu önemini kaybetti. Tedavilerin zorluğu ve ağırlığını yaşarken, “İyileşeyim de nasıl olursa olsun, gerekirse memelerimi alsınlar” diye düşündüm. Ama ameliyat aşamasına gelince, meme koruyucu cerrahi uygulandı. Vücudumdan alınan yağlar, mememde dolgu olarak kullanıldı.

Meme kanserini konuşmak, başka kanserleri konuşmaktan daha mı zor sizce?

Evet. İki grup insan var. Birincisi “Meme” bile diyemiyor, “Göğüs” diyor. Halbuki meme kanseri işte! İkincisi, biz meme kanseri olduğumuzu söylediğimizde, “A öyle mi geçer, kolay hastalık, tedavi ediyorlar” diyor, hafife alıyor. Yüksek doz kemoterapi aldığım dönemlerde o kadar zorlanıyordum ki… Umut etmek istiyordum, iyi haber verdiklerini sanıyorlardı ama herkesin kanseri farklı.

Süreçle nasıl başa çıktınız? Durup hayatınıza baktınız mı?

Açıkçası, “Ölüyorum” diye değil, “Tedavi olmazsam öleceğim” diye düşündüm. Hayatıma devam ederken kanser “Ben buradayım, farkıma var, biraz hayatını ertele” diyor. Kanser benim misafirim. İstenmeyen bu misafiri kovabilmenin tek yolu, ona vakit ayırmak. Misafire vakit ayırmazsanız sizden gitmeye niyeti yok. Kendime ve etrafıma baktım. İnsanların telaşı ve hatta her şey öyle saçma gelmeye başladı ki. Bir yandan tedavimi aldım, diğer yandan hırslarıma, o güne kadar beni yoran ve yıpratan her şeye ara verdim. Çünkü eğer bununla savaşmazsanız, vücudunuzu kendi haline bırakmış oluyorsunuz.

Saçlarınız dökülünce?

Hemşireler saçların döküleceğini söylemişti. Kabullenmek için, tedaviye başlamadan önce kuaföre gittim ve saçlarımı kazıttım. Benzer deneyimleri yaşayanlarla görüştüğümde, “Sadece saçlarını değil, kaşın, gözün, kulağın kenarında uzayan tüyü bile kaybedeceksin” dediler. Kaş yaptırmamı önerdiler. Kanser hastalarına ücretsiz ya da indirimli kaş yapan yerler var. Kaş da yaptırdım. Hiç peruk kullanmadım. Önce bandana taktım. Nisanda sıcak gelmeye başlayınca çıkardım. Dökülürse görmemeyim diye sürekli kafamı kazıdım. Dışarıda insanlar dönüp bana baktıkça önce kendimi kötü hissettim. Sonra bu “Benim zevkim de olabilirdi” diyerek aldırmamaya başladım.

Süreçte hiç duymak istemediğiniz neydi?

“Kaçıncı evresi” sorusu çok soruluyor. Evreyi söylediğimde, “Evre 3 mü? Geç mi kaldın” diyorlar. Arkasından, “Metastasın var mı” sorusu geliyor. Sanki ömür biçiyorlar gibi. Oysa ki tedavi zaten zor, mide bulantıları, iştahsızlık, bazen yüksek ateş, kortizondan şişen yüz, eller, ayaklar… Yüz ifadesi değişiyor. Aynaya baktığımda sanki o ben değildim. Bense güzel olduğumu duymak istiyordum. Herkesin bunu duymaya ihtiyacı var.

Şimdi nasılsınız? Hayatla ilgili planlarınız neler?

Toparlandım diyebilirim. Son tetkiklerin bir ay önce yapıldı ve temiz çıktı. Devam tedavilerim sürüyor. Östrojene duyarlı bir kanser çeşidi olduğu için menopoza sokuldum. Tedavi boyunca hiç çalışmayı bırakmadım. İşlerimi yeni duruma göre organize ettim. Bir taraftan eğitimime devam ettim. Şimdi turizm meslek liselerinde yiyecek-içecek hizmetleri öğretmenliği yapabilmek için EKPSS’yi deneyeceğim. Kanser hastaları da engelli kamu personeli seçme sınavlarına girebiliyor.

Bu belirtilere dikkat edin

Tarama yöntemlerinin yaygınlaşması, erken evre hastalık oranının artması ve tedavideki gelişmeler sayesinde meme kanserinde beş yıllık sağkalım oranları yüzde 90’a yaklaştı. Erken evrelerde ise bu oran yüzde 95’in üzerinde. Meme kanserinde neredeyse tüm kanıta dayalı kanser tedavileri (ameliyat, radyoterapi, kemoterapi, akıllı ilaçlar, hormonal terapiler, immünoterapi) kullanılıyor.

Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, meme kanseriyle ilgili şu uyarılarda bulunuyor: “Memelerinizin normalde nasıl göründüğünü ve nasıl hissettiğinizi bilmek, meme sağlığının önemli bir parçası. Meme kanserini olabildiğince erken yakalamak, başarılı bir tedavi şansı sunar. Ancak neyin aranacağını bilmek, düzenli mamografilerin ve diğer tarama testlerinin yapılmasının yerini tutamaz. Tarama testleri, herhangi bir belirti ortaya çıkmadan önce meme kanserinin erken aşamalarında bulunmasına yardımcı olur.”

Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi, memede ağrısız, zamanla büyüyen bir yumrunun (kitlenin) ele gelmesi, hissedilmesi. Ayrıca ele gelen yumru (kitle) olsa da olmasa da aşağıdaki belirtiler de meme kanserinde görülebiliyor:

  • Bir memenin tamamının veya bir kısmının şişmesi (belirgin bir yumru hissedilmese bile)
  • Memede ya da meme ucunda ağrı
  • Meme derisinde kaşıntı ve yanmayla belirgin yangısal durum (ekzema, mayasıl) 
  • Meme ucunda çekilmeler
  • Memede portakal kabuğu görünümü 
  • Meme derisinde tahriş
  • Tek taraflı meme ucunda akıntı (özellikle kanlı akıntı)
  • Memenin bir kısmında veya tümünde şişlik, memede şekil değişikliği
  • Meme ya da meme ucu derisinde kızarıklık, kabuklaşma, kalınlaşma
  • Koltuk altında yumru (kitle), bazen memede yumru hissedilmeden önce, kanser koltuk altında veya köprücük kemiğinin etrafında şişme veya yumruya neden olabilir.

Bu belirtilerden herhangi biri meme kanseri dışındaki durumlardan da kaynaklanabilmekle birlikte sayılan belirtiler görüldüğünde, nedeninin bulunabilmesi için bir genel cerrahi uzmanına muayene olunmalı.

Meme kanserinde tarama yöntemleri olarak, 20 yaşından itibaren kendi kendine muayene, 20 yaşından sonra klinik muayene ve 40 yaşından sonra mamografi öneriliyor. Meme Kanseri Tarama Programı Ulusal Standartları’na göre yüksek risk grubunda olmayan kadınlarda taramaya 40 yaşında başlanması ve taramanın 40-69 yaş arasında ve iki yılda bir yapılması öneriliyor.

Kategori:Aktüel, Diken özel, Sağlık

SON HABERLER

Almanya İsrail'e yangın söndürme malzemesi gönderecek

Almanya Başbakanı Friedrich Merz, İsrail’e yangın söndürme malzemeleri göndereceklerini açıkladı.

Erdoğan ve Trump'tan son 24 saatte ikinci telefon görüşmesi

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump son 24 saatte ikinci kez telefonda görüştü.

İsrail 2 bin 300 kilometre uzaktaki Meşhed Havalimanı'nı vurdu

İsrail Ordusu (IDF) İran’ın doğusundaki Meşhed Havalimanı’nda yakıt ikmal uçağına saldırdığını duyurdu.

LGS Din Kültürü testinde Arda Güler'in gol sevinci soruldu

Milli futbolcu Arda Güler’in attığı gollerden sonraki kutlaması Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavında soruldu.

İzmir'de plastik ürün deposunda yangın

İzmir’in Konak ilçesinde plastik ürünlerin bulunduğu depoda yangın çıktı.

Yargıtay'dan 'sözlü izin' kararı: Tazminat alamaz
Prof. Müftüoğlu yanıtladı: Baş ağrısı ne zaman ciddiye alınmalı?

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 784 gündür hapiste

YAZARLAR

Roma dondurması meselesi

Elvan Uysal Bottoni

Gelecekten ses veren siyasetçiler…

Murat Sevinç

İşgalci kelimeler

Mustafa Dağıstanlı

Dere Sokak Üçlemesi, 'Körfez'le sona eriyor

Behzat Şahin

Yanlış 'tarafında' bu ısrar acep nedendir?

Mustafa Dağıstanlı

Mutluluk pazarlama

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Eşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Murat Muratoğlu: Enerji fiyatları kıpırdadı mı, en sert darbeyi Türkiye yiyor

Aytunç Erkin: Bayramdan önce Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Kılıçdaroğlu'na bir not iletti

Esfender Korkmaz: TOKİ'yi çayır ve meralardan uzak tutmalıyız

Orhan Uğuroğlu: iktidar, muhalefet ile görüşerek ortak bir 'milli strateji' belirlemeli

Uğur Emek: Büyük Ortadoğu Projesi çevresinde olan bitene bakınca insanın kanı donuyor

Taha Akyol: Netanyahu gibi bir haydudun çağrısı üzerine, bir ayaklanma olmaz kanaatindeyim

Abbas Güçlü: Üniversitelerimizi bilim üreten entelektüel birikimin kaleleri olmaktan çıkartıp meslek okulları haline indirgedik

Zeynep Aktaş: En güçlüsü yine altın

İlber Ortaylı: Türkiye'nin parlak geleceğinden bir genç bu beldeye uğradı; Ferdi Zeyrek

Orhan Bursalı: Nefret edilen rejim

Ege Cansen: İhracatçı firmalarımız zorlanıyor

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×