Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Özgürlüklere yeni ahlaki formasyon getireceğiz” sözleri, ilk meyvesini verdi. 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması ile ilişkili olarak “takipsizlik” kararı verildi.
Yeni ahlaki formasyonun biçimlendirdiği yolsuzluk yapma özgürlüğünün, dosyaya atanan yeni savcılarca da benimsendiğini gösteriyor. Gerçi, bu kararın yolsuzluk soruşturmasına muhatap olanları kurtarmakla birlikte tamamıyla rahatlatmayacağını da söyleyebiliriz.
Çünkü “İleride delil olabilir” denilerek telefon konuşmalarının imha edilmeyeceği de açıklandı. Evet, iyi olmuş, çünkü bunlar ileride delil olabilir!
Soruşturmayı yürüten polisler de bu arada gözaltına alındılar, “casusluk” ve “hükümete karşı darbe” suçlamasına muhatap olmuş durumdalar. Bunu tam olarak anlayabilmiş değilim.
Merak ettim, “Havuz kurun” talimatını verenler, “milletin anası” ile ilgili ileri geri konuşan müteahhitler, milyonlarca Euro tutarında dövizi evlerde depolayanlar bu polisler miydi? Bu paraları evlere dolduranlar, havuzlar aracılığıyla medyaya şekil vermeye kalkanlar, bu polislerin tuzağına mı düşmüşlerdi? Savcılar bir de bunu açıklasalar, ne kadar iyi olurdu.