Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bütün dünyayı uyardı ve şöyle konuştu: “Suriye ateşine odun taşıyan herkes çok yakında kendini aynı ateşin içinde bulmaktan kurtulamayacaktır. Bu samimiyetle ifade edilmiş, dostça bir ikazdır.”
Ben de bir şey ekleyeyim: Bu sözler, Cumhurbaşkanı’nın “samimi ve dostça ikazı” olmakla birlikte aynı zamanda bir “uzman görüşü” de sayılmalıdır.
Çünkü “Suriye ateşine odun taşımanın” neye mal olabileceğini en iyi bilebilecek durumda olan biziz.
…Hatayı en başında Suriye ateşine odun taşıyarak yaptık çünkü.
Bir ülkenin en çok çekinmesi gereken şeyin, bir sınır komşusunda çıkacak içsavaş olduğunu düşünemedik. Müslüman Kardeşler iktidara gelecek heyecanıyla, Şam’da namaz kılmayı hayal ettik.
Sınırlarımızı, dünyanın dört bir yanından gelen cihatçılar, Suriye ateşine daha çok odun atabilsinler diye açtık. Ateş sonunda bizi de yaktı. Onun için dünya liderlerine seslenen Cumhurbaşkanı’na kulak verin!
Burada deneyim konuşuyor, Suriye ateşine odun taşıyanların, kendilerini o ateşin içinde bulmaları kaçınılmaz oluyor!