Kanunlar var, savcılar var, mahkemeler var. Bir suç kanıtlanırsa cezayı kesecek olan da onlardır, suçlanan kişiyi bırakacak olanlar da! Ama biliyoruz ki Cumhurbaşkanı, Anayasa’yı takmıyor. Seçildiği ilk günden beri Anayasa’yı ihlal ettiği için yargının görevlerini üstlenmekte de belli ki bir sakınca görmüyor.
…En son olarak da Can Dündar’ın savunma hakkının kısıtlanmasına karar verdiler. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Dündar hakkındaki soruşturma dosyası için “inceleme ve örnek alma kısıtlaması” getirdi.
Yani Dündar ve avukatları, neyle suçlandıklarını tam olarak bilmeden mahkemeye çıkacaklar! Ergenekon ve Balyoz davalarında tanık olduğumuz türden bir “savunma hakkı kısıtlaması” söz konusu.
Kısıtlama kararının gerekçesi de şu: “Soruşturmanın selameti tehlikeye düşebilir.”
Adil yargılama böyle olmaz. Suçlanan neyle suçlandığını bilmeli ki savunmasını ona göre hazırlayabilsin, savcılığın elindeki delileri çürütecek tanıklar, kanıtlar vs bulabilsin. Bundan sonraki adım da herhalde eski ortaklarından öğrendikleri gibi bir “gizli tanık” yaratmak olacak.