Lafı dolandırmaya gerek yok.. Bir ülkede cumhurbaş-kanından sokaktaki vatandaşa kadar hâkim ve savcıları ilgilendiren bir kurula kimin gireceğiyle ilgileniyorsa.. Siyaset, o kurul için yapılacak seçimle alakalıysa.. O seçimle yatıp, o seçimle kalkıyorsa.. O kurul için yapılacak seçime genel seçim kadar önem atfediliyorsa.. O ülkede yargı bitmiştir.. O ülkede adalet ayaklar altındadır.. O ülkede yargı siyasallaşmıştır.. Hukuk kalmamıştır.. Aksi söylenebilir mi?
Herkesin dilinden düşürmediği HSYK nedir, ne iş yapar? Yargıtay ve Danıştay üyelerini seçiyorlar.. Hâkim ve savcılarının mesleğe kabul edilmelerini, atanmalarını, tayinlerini yapıyorlar.. Geçici yetki ve görevlendirme, yükselme, birinci sınıfa ayırma, meslekten çıkarılma, görevden uzaklaştırılma, disiplin cezası verme gibi kararları veriyorlar.. Yani mesleki bir kurul..
Mesleki kurulsa o kurula kimin gireceğinden bize ne? Siyasetçiye ne? Bilmem ne savcısı Ahmet olsa bana ne, Süleyman olsa size ne.. Bilmem ne hâkimi Hasan olsa bana ne, Fatma olsa sana ne.. Kim olursa olsun rehberi hukuk olmayacak mı? Kim olursa olsun adalet dağıtmak için uğraşmayacak mı? Hukuk devletlerinde keyfilik olmaz..