Ve tabii ki Sosa her zaman risklere meydan okuyan, gözü kara bir sanatçı olmuştur. Arjantin’deki cuntacı generallere hiç taviz vermeden, Şilili halk kahramanı Victor Jara, şair Pablo Neruda, Perulu şarkıcı ve besteci Alicia Maguina ve Kübalı Ignacio Villa’yı yanına alarak, devrimci fikirlerini müziği ile birlikte duyurmayı sürdürdü. Darbecilerin tepkisi sertleştikçe müziğini de sertleştiren Sosa, 1979’da La Plata şehrinde verdiği bir konser sırasında, tüm seyircisiyle birlikte gözaltına alındı ve ülkesinde şarkı söylemesi yasaklandı ve ülkesini terk ederek sürgün hayatı yaşamaya zorlandı.
Bir süre Avrupa’da yaşamış, sürgünden ancak 1982 yılında kendi topraklarına dönerek şarkılarını yeniden söylemeye başlayabilmiştir. 2000 yılında Latin Grammy ödülü alan Sosa, “Ödüller şarkı söylediğim için değil düşündüğüm için de verildi. İnsanları ve adaletsizlikleri düşünüyorum. Düşünüyorum da, düşünmeseydim kaderim böyle olmazdı…” diyor.
Her ne kadar 2023’ü coşkulu şarkılarla karşılayamasak da yeni yılda da özgürlükleri ellerinden alınan Osman Kavala ve bütün mağdurlar için “Gracias a la Vida” şarkısını söylemeye devam edeceğiz.