13 Nisan’da, andıç, darbe planları ve Genelkurmay’ın “sivil toplum örgütleri”yle ilişkisini haber yaptığı için Ankara Askeri Savcılığı’nın talimatıyla polis tarafından basılan Nokta Dergisi yayınına son verdi.
18 Nisan’da ise toplumun hafızasında hala izleri bulunan korkunç bir katliam yaşandı. Malatya’da Protestan cemaat ile yakın ilişkileri olduğu öne sürülen Zirve Yayınevi bürosu basıldı. Baskında Alman uyruklu Tilmann Ekkhart Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel öldürüldü.
Emre Günaydın’la birlikte yayınevi baskınına katıldıkları belirlenen 4 kişi, olayın hemen ardından yakalandı ve çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı. Bugün de bu cinayetlerin ardındaki gerçek hala ortaya çıkmadı.
Nisan biterken ülke bu kez “e-muhtıra” ile sarsıldı. O yılın dökümünü veren medya bunu şöyle yorumladı: “27 Nisan 2007 gecesinde Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yayımlanan açıklamada, son günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorunun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumda olduğu belirtilerek, ‘Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur’ açıklaması, TSK’nın Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı olarak istemediği olarak yorumlandı.
AK Parti cephesinden bu açıklamadan daha sert açıklama yapılarak ‘Genelkurmay Başkanlığı’nın başbakanlığa bağlı bir kurum olduğunun’ altı çizilirken, diğer siyasi partiler e-muhtıra olarak algılanan bu açıklamaya karşı bir demokratik duruş sergileyemedi.”
Aradan 17 geçmiş…
Huzur bulduk mu?
Ne gezer…