1) Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin “Bilgiler İsrail’le değil, sadece NATO müttefikleriyle paylaşılır” iddiası, teorik olarak doğru olsa bile, pratikte doğru değildir. Çünkü İsrail’e para ve silah veren, elbette istihbarat da verir! Bundan şüphe duymak saflık değilse, NATO’körlüktür!
2) İran’dan İsrail’e doğru harekete geçen 300 civarındaki SİHA ve füzenin 87’sini, Pentagon’un açıklamasına göre bizzat ABD düşürdü. ABD’nin bölgedeki üslerinde bulunan savunma füzeleri ve uçakları, İran füzelerine karşı İsrail’den önce harekete geçti. ABD bu savunmasında Kürecik Radarı’nın verilerini de kullandı. ABD’nin Kürecik’ten yararlanarak İsrail’e hareket eden İran füzelerini düşürmesi demek, İsrail’in Kürecik’ten “dolaylı” yararlanması demektir.
3) İsrail, Kürecik Radarı’ndan, İran füzelerine karşı harekete geçen Doğu Akdeniz’deki ABD gemileri üzerinden de “dolaylı” yararlandı: “Doğu Akdeniz’deki iki ABD Aegis muhribin SM3 bataryaları ile balistik füze düşürdüğünü Pentagon açıklamalarından biliyoruz. Bu gemilerin atmosfer dışında önleme yapabilmesine yönelik tespit ve izleme bilgilerini Kürecik’teki radardan aldığı fiziki bir gerçektir. Zira söz konusu NATO Balistik Füze Savunma Sistemi gemilerinin Aegis komuta kontrol sisteminin Avrupa ve Akdeniz havzasında ana bilgi girişlerinden ve ‘yan söyleme’ istasyonlarından birisinin Kürecik Radarı olduğu biliniyor” (Em. Tümamiral Cem Gürdeniz, Veryansın, 21.4.2024).
4) İsrail’in savunmasına sadece ABD değil, İngiltere ve Fransa da katıldı. Kıbrıs’taki üslerden kalkan bu uçaklar da elbette NATO üyesi ülkelerin uçakları olarak Kürecik Radarı’nın verilerinden yararlandı.