Milli Görüş okulunun en önemli üç başarısı, 1) Şiddeti dışlamış olması, 2) Kimlik inşasının önünü açması, 3) Müntesiplerini milli ve yerli tutup, onu mühendisliklerden korumasıydı. Milli Görüş’teki yenilikçi/gelenekselci ayrışmasını, yaşanan çatışmaları ihmal ediniz; bu asıl hikayede bir teferruattır.
Son 14 yılı ise tekrar anlatmayacağım. Neyin nasıl geliştiğini yakından gördük ve yaşadık.
Lakin, Erdoğan döneminin en önemli kazanımı, muhafazakarları, kendileri kalarak dünyaya açması, Milli Görüş’ten Soğuk Savaş konseptinin statükolarını sökmesi, hak mücadelesine şiddeti sokmamayı sürdürürken, İran, Mısır etkilerini aşarak özgün bir politik pratik sergilemesi, bunun da dışında, yüzde maksimum 20’lere çıkabilecek Milli Görüş çizgisini bu devrimle çeşitli, farklı muhafazakar kesimlere açarak onu merkez aktör durumuna getirmesidir. Bugün Hıristiyan Demokrat bir Ermeni de, bir Kürt de, bir Özalcı veya bir liberal Müslüman da kendisine bu harekette görebilmektedir.