Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Kanal İstanbul’a ilişkin çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) raporunu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) temsilcisinin de imzaladığını söyleyerek, “Şerh koymadılar şimdi itiraz ediyorlar” dedi.
Kanal İstanbul’a ilişkin ÇED raporu sürecinin Türkiye’nin en geniş katılımlı en şeffaf süreci olduğunu, tüm kamu kurum ve kuruşlarının, sivil toplum kuruluşlarının, bilim insanlarının görüşünü aldıklarını belirten Kurum, son olarak 28 Kasım’da 50’ye yakın kurum temsilcisinin katılımıyla raporun son halini aldığını söyledi.
Raporun, inceleme değerlendirme tutanağını gösteren Kurum şöyle devam etti: “İnceleme ve değerlendirmelerin yeterli olduğu belirlenerek şekillenen ÇED raporuna imza atanlar arasında 44’üncü sırada İBB var. İBB temsilcisi toplantıya katıldı ve herhangi bir şerh düşmedi. İBB temsilcisi de bu tutanağın altına imza attı.”
İBB başkanının ‘ne yaptığını bilmediğini’ belirten Kurum, “İBB başkanı şimdi itiraz ediyor ama daha elemanının ne yaptığının farkında değil. Gelip şerh düşmen gerekirken düşmüyorsun sonra itiraz ediyorsun” dedi.
’16 bin sayfalık ÇED raporuna 56 kurum dahil oldu’
Kentin çevre ve ekolojisine duyarlı davrandıklarını belirten Kurum, raporun 1590 sayfa, ekleriyle birlikte 16 bin sayfa olduğunun, 56 kurum ve kuruluşun sürece dahil edildiğinin altını çizdi.
İstanbul Boğazı’ndan geçen gemi sayısının Panama Kanalı’nın dört katına eşit olduğunu vurgulayan Kurum şöyle devam etti: “1930’larda Boğaz’dan iki gemi geçiyordu. Bugün günde ortalama 150, yılda 50 bin gemi geçiyor. Meselenin kamuoyunda tartışılmasından memnuniyet duyuyoruz ancak bir kesim tarafından siyasi malzeme yapılıyor.”
‘Su rezervine yüzde 3’lük etkisi olacak’
Projede belirlenen beş alternatif arasından en uygun güzergahın seçildiğini belirten Kurum, su rezervlerinin kaybedileceğine dair iddiaların da gerçeği yansıtmadığını söyleyerek, “İstanbul’un su rezervine yüzde 3’lük bir etkisi olacak” dedi.
‘Depremi tetiklemesi söz konusu değil’
Terkos Gölü’ne sualtı sızıntısı olmasını engelleyeceklerini anlatan Kurum, Kanal İstanbul’un depremi tetikleyeceğine dair iddiaların da bilimsellikten uzak olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “İstanbul’da beklediğimiz deprem yerin 20 km altında ve 7 şiddetinin üzerinde. 21 metre derinliğindeki kanal nasıl oluyor da depremi tetikliyor? Bu gibi iddialar vatandaşı yanlış yönlendirmekten başka bir şey değil.”
Kanal İstanbul güzergahındaki hareketli bir fay bulunmadığının da altını çizen Kurum şöyle devam etti: “Küçükçekmece sahilinde herhangi bir inşaat söz konusu değildir. Kaldı ki burası sit alanıdır. Kanal İstanbul hattı üzerinde Bathonea Antik Kenti ve Yarımburgaz Mağaraları inşaat ve çalışma alanının dışındadır. Kanal İstanbul sonrası yutulma diye bir şey söz konusu değildir. 23-35 milyarlık lüzumsuz maliyet yükleneceği iddiası da tamamıyla asılsızdır, gerçek dışıdır ve kasıtlıdır.”
‘İBB’nin projeye destek vermesini beklemiyoruz’
Hafriyat kamyonlarının iddia edildiği gibi İstanbul’un içine girmeyeceğini ve proje bölgesinde 500 bin kişinin yerleşmesini beklediklerini söyleyen Kurum, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun belediyeye 23-35 milyarlık maliyet yükleneceğine dair iddiasıyla ilgili şunları söyledi: “İBB’ye ait altyapı tesislerinin yeniden yapım maliyetleri 10 milyar lirayı bulmamaktadır. Bu çalışma İBB’nin yetkili kurumlarıyla birlikte yapılmıştır. 2011’den beri yapıldığı için kendisi bilmemektedir. Öğrenmesini tavsiye ederiz. İBB’nin projeye destek vermesini zaten beklemiyoruz.”
İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, dün projeye neden karşı olduklarını 15 maddede açıklamıştı. Kurum, bu maddelerin çoğunun gerçeği yansıtmadığını öne sürdü.