• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Kurultay isteyen CHP'li Aksünger: Planlarını biliyoruz, yerel seçim olmayabilir

20/07/2018 09:00

MİNEZ BAYÜLGEN

bayulgenminez@gmail.com

24 Haziran seçimlerinden sonra CHP’de başkan ve tüzük değişikliği için olağanüstü seçimli kurultay tartışmaları başladı. CHP, mart ayında yapılacak yerel seçimlere iç tartışmalara kilitlenmiş halde gidiyor. Muhalefet ve iktidar kanadı her gün her dakika değişen imzacı delegelerle ilgili farklı rakamlar veriyor. Olağanüstü kurultayın toplanmasında gerekli olan 634 imza için CHP’de nefesler tutulmuş bekleniyor.


Türkiye’de olağanüstü halin de ötesinde kurulmakta olan yeni ‘sıkı yönetim’ sistemiyle ilgili CHP içi muhalefetten bir ses çıkmıyor.

Biz de partide muhalif imzacıların başını çeken isimlerden Erdal Aksünger ile konuştuk.

Baskın değil de zamanında yapılsa bile yerel seçimlere yedi ay kaldı. Bu süreçte CHP ise parti içi tartışmalara gömülmüş durumda. İçinde sizin de yer aldığınız bir grup, CHP’de yönetimin değişmesi için seçimli olağanüstü kurultayın toplanmasını istiyor. Yerel seçimlere çalışmak varken, CHP’nin iç tüzüğünü ve başkanını değiştirmek için bu telaşınız niye?

Memlekette zaten neredeyse yılda bir seçim yapılıyor. Bir an önce kendi içimizde yenilenmezsek yerel seçimlerde büyük sıkıntı yaşayacağız.

‘Tek adam rejimine karşı sokak demokratik yoldan örgütlenmeli’

Erdal Aksünger. Fotoğraf: DHA

Delegelerden olağanüstü kurultay için imza topladığınız süreçte iktidar da olağanüstülüğü olağan hale getirecek 25 maddelik ‘kalıcı OHAL’ tasarısını Meclis’e sunmuş bulunuyor. CHP’deki iç tüzük tartışmasının, bu 25 maddelik tasarıdan daha önemli olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Bugüne dek parti içi iktidar meselelerine hiç takılmadım ben, hep AKP ile uğraştım. Şimdi de tek adam rejimine karşı bir direniş gerektiğini ve bu direnişin bitik bir parlamentoda yapılamayacağını görüyorum. CHP artık sokağı demokratik olarak örgütlemeli. Kitlelere cesaret vermeli.

‘CHP’ye kimin başkan olacağı sürekli OHAL kanunundan daha önemli değil’

Kılıçdaroğlu ve İnce. Fotoğraf: Reuters

Ben seçimli olağanüstü kurultayı ve iç tüzüğü sordum. Sizin için CHP’nin iç tüzüğü ve kimin genel başkan olacağı, Türkiye’ye antidemokratik sistem dayatan sürekli OHAL kanunundan daha mı öncelikli?

Hayır. Zaten bu “Kemal Kılıçdaroğlu gitsin Muharrem İnce gelsin” konusu değil. Biz yapısal değişim istiyoruz. Partiyi yenilemek zorundayız. Sürekli garip bir şekilde sağdan ve muhafazakarlardan adam getirip onlara ayak mı uyduracağız?

Peki, muhalefet olarak siz önce Türkiye için demokrasi ve hukuk isteyemez misiniz? CHP’ye demokrasi getirme mücadelenizi yedi ay sonra yapamaz mısınız?

O zaman geçmiş olsun işte. Her bir kayıp güvensizliği daha üste taşıyor. Eğer şu an bir ameliyata ihtiyaç varsa yedi ay sonra yapalım ne demek? Ayrıca hedef yerel seçimler olmamalı. Önümüzde yerel seçim diye bir şey olmayabilir.

Olmaması mümkün mü?

Göreceğiz. Neler yapacağını göreceğiz. Kafasında başka türlü planların olduğunu biliyoruz yani. Kaldı ki topluma güven vermeyen bir CHP sandığa nasıl gidecek?

‘Kılıçdaroğlu’nun yıpratılmasına alet olmayız’

24 Haziran’dan önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, her fırsatta Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adaylığına davet etti. İktidara yakın medya bile “Kılıçdaroğlu, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ol” manşetleriyle çıktı. Şimdiyse aynı medya Kılıçdaroğlu için “CHP’nin başından git” diyor. Sizce bir ayda ne değişti?

O taktikler bizim işimiz değil, bizi ilgilendirmez. Sayın genel başkanımız konusunda atılan ahlaksız manşetler, onun yıpratılması konusundaki hiçbir girişime de alet olmayız. CHP dizayn etmelerine asla izin vermeyiz.

‘İktidara yakın medyanın İnce’ye desteği aslında umutları yok etmek için’

İktidara yakın gazete ve televizyonlar son zamanlarda CHP’nin iç meselelerini tartışır oldu. Hatta sizin de içinde bulunduğunuz muhalif grubu ve Muharrem İnce’nin genel başkanlığını destekliyorlar. Bu size tuhaf gelmiyor mu? CHP’nin ‘demokratikleşmesi’ için neden bu kadar çaba sarfediyorlar?

Aslında kamuoyu İnce’yi destekliyor. Peki, iktidara yakın medya neden böyle yapıyor? Bence “Zaten bu kurultay toplanamaz, Kemal Kılıçdaroğlu koltuğunda kalacaktır. Kalacağına göre biz de bu kurultay işini körükleyelim, sandığa da gidemesinler” diyerek umutları yok etmeye yönelik taktik uygulanıyor.

‘AKP, CHP’nin Kılıçdaroğlu ile devam etmesini istiyor’

Ünal. Fotoğraf: DHA

AKP sözcüsü Mahir Ünal, “Kılıçdaroğlu tarihin çöplüğündeki yerini almıştır. CHP’nin delegelerinin bu durumdan rahatsız olduğunu biliyoruz” dedi. Sizce AKP şimdi de CHP’yi kurtarmaya mı soyundu?

CHP’nin genel başkanını kimse çöplüğe atamaz. Onların haddine değil bir kere. Ayrıca dediğim gibi AKP böyle yaparak kurultayın toplanmamasını sağlamaya çalışıyor. CHP’nin Kemal Bey ile devam etmesini istiyorlar.

CHP’nin seçimde oy kaybettiğini savunuyorsunuz. Oysa CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve HDP’nin Meclis’e girmesine katkı sağladı. Meclis bu sayede çok partili oldu. Siyaset çevrelerine göre, CHP’nin hamleleri olmasaydı, AKP tek başına referandumsuz anayasa değişikliği yapabilecekti. Sizce de CHP iktidarın planlarını bozmadı mı? Başarılı olmadı mı?

Bir kere “Anayasayı değiştirebilecekti” demek farazi bir yorum. 16 Nisan referandumuna gidilirken de bu ittifak vardı. Değişen çok bir şey de olmadı. Bana göre CHP- HDP ittifakı ile İYİ Parti- Saadet ittifakı daha iyi bir modeldi. Yalnış da düşünüyor olabilirim tabii ki. Hoş, ittifak yapılan diğer partiler de yanlış yaptıklarını ve bu birlikteliğin aslında CHP’ye yaradığını söylüyor. Oysa CHP’ye falan yaramadı.

‘Sadece yerel seçime odaklanmak yanlış’

AKP’nin 24 Haziran’daki oy kaybı ortadayken, kendi iç tartışmasına boğulan bir CHP’nin yerel seçimlerde başarılı olacağını düşünüyor musunuz?

Sadece yerel seçimlere odaklanmayı yanlış buluyorum. Herkes yerel seçimlere odaklı hareket ediyor. Bu nasıl bir yaklaşım aklım almıyor. Kaldı ki 24 Haziran sonuçlarına baktığınız zaman biz zaten büyük illerin çoğunu kaybediyoruz. Toplumda bir güven sorunu var. Ayrıca koskoca CHP her 20 yılda bir mi aday çıkaracak? O zaman gençler ne yapacak?

‘Ben İnce gibi iddialı insanları severim’

Fotoğraf: Reuters

Olağanüstü kurultayda başkan adayı göstereceğiniz Muharrem İnce, cumhurbaşkanlığı yarışında çok başarılı bir kampanya yürüttü. Hala da çalışıyor ve “Yeniden cumhurbaşkanı adayıyım” diyerek Türkiye’yi geziyor. Peki İnce aslında hangi koltuğu istiyor? CHP’ye başkan olmayı mı, Türkiye’ye cumhurbaşkanı olmayı mı?

Bazen insanlar da soruyor “Yahu İnce de her makama aday” diye ama ben iddialı insanları çok severim. Bugün CHP genel başkanlığının Muharrem Bey’in hakkı olduğunu düşünüyorum. Tabii gelecekte cumhurbaşkanı adayı olur mu, yoksa CHP genel başkanı olarak mı kalır onu bilemiyorum.

‘Rasyonel olalım cumhurbaşkanlığı hikayesi çok uzakta’

Sizce İnce en çok hangisini arzu ediyordur?

Rasyonel olmak lazım… Beş yıl sonraki cumhurbaşkanlığı hikayesi uzak görünüyor. Bunu da abes karşılamamak lazım. Muharrem Bey gerçekten de bir enerji yarattı, umut verdi.

‘Muharrem Beyi’n OHAL sonrası kanundan söz etmemesi eksiklik’

Türkiye’yi yönetmeye aday birinin şu an OHAL’in yerine Türkiye’nin tamamına getirilmek istenen sıkı düzenlemeler hakkında konuşmuyor oluşu tuhaf değil mi?

Bu konuda haklısınız. Muharrem Bey’in burada bir eksikliğinin olmasını kabul etmek gerekir.

İnce, seçimler öncesinde rozetini çıkardı ve 81 milyonun cumhurbaşkanı olma niyetiyle övündü. Şimdiyse CHP’nin genel başkanı olmaya çalışıyor. İnce’nin çok hızlı karar değiştirdiğini düşünüyor musunuz? En başından beri istediği zaten CHP genel başkanlığı mıydı?

Ben bunu doğru bulmam. Yani öyleyse bile samimiyetle söylüyorum, bilmiyorum. Bu düşünceye sahip olduğunu sanmıyorum, ben de yakıştırmam.

‘Yemekteki konuşmayı açıklamak yanlıştı’

Siz, “Muharrem Bey açıklayamıyor, ben söylüyorum: Seçim gecesi kimse Muharrem Bey’e sonuç monuç göndermedi” dediniz. İnce, bunu niye açıklayamıyor? Seçimlerin ardından Kılıçdaroğlu ile özel yemekte buluşmuş sonra da yemekte konuşulanları basına açıklamıştı.

Doğruya doğru, eğriye eğri… O yemekte konuşulanların açıklanmasını doğru bulmadığımı ben de söyledim. Kaldı ki sorun, Genel Merkez’in seçim yenilgisini kabul etmesiydi. Sistemlerin hiçbiri çalışmadı. O gece Muharrem İnce’nin elinde hiçbir şey yoktu, nasıl itiraz edecekti?

“CHP, İnce’ye hiçbir bilgi geçmedi” diyorsunuz. O halde İnce ertesi gün ya da birkaç gün sonra CHP’nin seçimdeki hatalarını çıkıp anlatmak yerine niye 25 Haziran’dan itibaren genel başkanlık için çalışmalara başlamayı tercih etti? İnce’nin bu suskunluğu insanlarda terk edilmişlik duygusu yaratmış olabilir mi?

Evet, insanlar terk edilmişlik duygusu yaşadı. Buna da çok kızdım ve sosyal medyadan “İnce nerede, genel başkan nerede” diye yazdım. Burada sadece İnce değil, tüm parti sorumlu. Ama tabii insanlar İnce’ye çok güvendi. 24 Haziran gecesi İnce’nin suskunluğu büyük bir hataydı. Olanı biteni İnsanlardan gizlemek doğru değildi.

‘Partide mücadele samimi yapılmalı’

Kurultay çağrı heyeti. (Fotoğraf: @gsolaker)

Değişim isteyen CHP’liler “Tüzük bir partinin anayasasıdır. Ve biz CHP olarak daha demokratik bir tüzük talep ediyoruz” diyor. Ancak yine aynı isimler, şimdi beğenmedikleri tüzükle partide milletvekili seçildiler. O zaman neden karşı çıkılmadı da şimdi karşı çıkılıyor?

2015’ten yani bu partinin ikinci koltuğuna oturduğum günden beri benim söylediklerim hep aynı. Herkesin yürekli olması gerekiyor. Bugün milletvekilleri çağrı yapıyorsa, bu çağrılara kulak vermek gerekir. Ancak milletvekilliğini bıraktıktan sonra tüzüğün değişmesini isteyenler de var… İşte o başka bir şey gerçekten. Mücadele samimi olmalı. Ben, iki ay önceki Parti Meclisi’nde zehir zemberek açıklamalar yaptım.

‘CHP, sağcı insanlarla ideolojisinden uzaklaşıyor’

Açıklamalarınızı hatırlatır mısınız?

“CHP, ideolojisinden tamamen uzaklaşan bir partiye dönüştü. Sağcıları buraya neden getiriyorsunuz, bu adamlar kim? Parti Meclisi’ni yok sayamazsınız, bu isimleri onaylatmak zorundasınız” dedim.

‘Sokağı ve toplumsal muhalefeti örgütleyen bir CHP gerekli’

Fotoğraf: Reuters

Peki seçimli olağanüstü kurultay toplanır ve partide yeni bir yönetim oluşursa… CHP’nin Türkiye için yapacağı ilk üç şey ne?

Partinin gençleştirilmesi… Bunu çok önemsiyorum. Partiyi toparlamak lazım. Sokakları, toplumsal muhalefeti örgütleyebilen bir CHP’ye ihtiyaç var. Avrupa ile bağını sıkılaştıran, Ortadoğu’da barışı körükleyen bir CHP olmalı. Korkmayacaksınız, Rusya’ya gidip konuşmanız gerekiyorsa gideceksiniz. Esad’a gidilecekse gideceksiniz… Böylelikle Türkiye’de iktidar olmasanız bile katkı sağlayabilirsiniz.

Tüm bu saydıklarınız Kılıçdaroğlu ve ekibinin yapmadığı ya da yapamadığı şeyler miydi?

Hayalini kuruyorlardı ama lafta kaldı.

Yönetim değişirse, yerel seçimlerde başarı sağlayabilecek misiniz?

Bu süreçler çok kısa da, çok uzun da değil. Kampanyaların hepsi 45 günde yapılıyor. Önemli olan üç ay önceden başlayabilmek.

‘Kılıçdaroğlu sorun değil, Tezcan sorun’

Fotoğraf: DHA

Bülent Tezcan’la ilgili CHP’liler bazı şikayetler dile getiriyorlar. Tezcan ile ilgili şikayetleriniz Kılıçdaroğlu’nunkiler ile aynı mı?

Kılıçdaroğlu benim için sorun değil. Bülent Tezcan ise bu partinin bir numaralı sorunu. Okul arkadaşlarını milletvekili yapan, çok sığ siyaset yaparak, partinin içine hizip sokan biridir. Sayın Kılıçdaroğlu da devamlı ona görev veriyor.

Genel seçimlere arzu ettiğiniz tüzükle gitseydiniz ne değişirdi? Siz de Kılıçdaroğlu ve ekibi gibi Saadet Partisi ve İYİ Parti için aynı hamleleri yapar mıydınız?

Sayın Kılıçdaroğlu’nun hamleleri çok kötü değildi. Kurulan ittifak modeli için de parti içinde çoğunluk mutabıktı zaten.

Kılıçdaroğlu’nun sizce en büyük hatası ne oldu?

Çok konu var. Aramızda yaşanmış, bireysel sıkıntılarımıza dair de pek çok şey var. En büyük hatası bence Ekmeleddin İhsanoğlu seçimiydi. Aday yapılma tarzı çok yanlıştı. Bundan daha büyük hatasıysa, Muharrem Bey’i cumhurbaşkanı adayı ilan etmeden evvel, “İhsanoğlu bugün aday olsa yine yaparım” demekti. Bu karar bir dönüm noktasıydı. Toplumda büyük bir güven kaybına neden olmuştu.

Kategori:Diken özel

SON HABERLER

Altın Palmiye İranlı yönetmen Jafar Panahi'nin

78’inci Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye Ödülü’nü ‘Un Simple Accident’ filmiyle İranlı yönetmen Jafar Panahi kazandı.

CHP'lilerin 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne astığı İmamoğlu pankartına soruşturma

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun pankartının 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne asılmasına ilişkin soruşturma başlatıldı.

İmamoğlu'ndan tutuklu gençler için çağrı: Bırakın bu bayramda ailelerine kavuşsunlar

Tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, tutuklu gençler için iktidara seslendi: “Devlet ve devleti yöneten insanlar gençlere kin güdemez. Kaç bayram geçti, gençlerimiz hala hiç hak etmedikleri bir şekilde cezaevinde tutuluyor.”

Isparta'da 10 yıl önce kaybolan adamı öldürdüğü iddiasıyla bir kişi tutuklandı

Isparta’da 10 yıldır kayıp olan Mehmet Çetin’i öldürdüğü iddiasıyla gözaltına alınan üç zanlıdan biri tutuklandı.

Yarın İstanbul'da bazı yollar kapalı

İstanbul’da yarın (25 Mayıs) Galatasaray’ın şampiyonluk kutlaması nedeniyle bazı yollar kapalı.

Prof. Yüksel Taşkın: AKP hürriyetsiz bir İslam yarattı; İran'daki gibi püskürecek
Haber yaptı diye: Cumhuriyet muhabiri Canan Coşkun'a iki yıl üç ay hapis cezası

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 762 gündür hapiste

YAZARLAR

Bir uyanışın tarihi: 19 Mayıs

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Berkant Gültekin: Bahçeli bir bakıma tüm sırrı ve gizemi bozdu

Gündüz Vassaf: Gün, Harvard'la dayanışmanın günü

Mithat Fabian Sözmen: İşçi sınıfının taraftarlığı anonimliğe, edilgenliğe ve seyirciliğe mahkum

Selin Nakıpoğlu: Diyanet iktidarın emrindeki politik bir aygıt

Cihan Tuğal: Uluslararası ilişkileri aile ilişkilerinin belirlediği bir döneme mi giriyoruz?

Recep Genel: O mis kokulu salatalıklar, domatesler, marullar bizi yavaş yavaş öldürüyor

Rahmi Turan: Erdoğan'a 'ömür boyu cumhurbaşkanlığı' sağlanmak için çalışmalar olduğu iddiaları var

Timur Soykan: Türkiye'de yaşamak vahşi bir dolandırıcı ormanında hayatta kalmaya benziyor

Onur Çanakçı: 'Faizle değil, üretimle büyüme' anlayışının uygulanması şart

Özgür Müftüoğlu: Lozan dahil kurucu belgeler tartışılabilmeli!

Umur Talu: Adalet adına feryadı olan da kendine bakacak

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×