DR. FEYZA BAYRAKTAR
@FeyzaBayraktar_
info@feyzabayraktar.com
Sosyal medya algoritmama ne oldu bilmiyorum ama son günlerde karşıma sürekli romantik ilişkilerle ilgili taktik ve stratejiler içeren reels videoları çıkıyor. “Hayatında en illet olduğun şeylerden biri nedir?” diye sorsalar, vereceğim cevaplardan biri, ilişkilerde strateji ve taktiklere başvurmak diyebilirim. Duyduğum hassasiyetten olsa gerek, bu konuyla ilgili daha önce ‘Samimi bir ilişkide taktik olmaz‘ ve ‘Romantik ilişkiler uluslararası ilişkiler gibi yürümez‘ başlıklı iki yazı yazdım. Toplum olarak hafızamız fazla kuvvetli olmadığı için bu konuyu tekrar ele almak istedim.
İşin özüne inecek olursak, bir ilişkiyi gerçek yapan şey eşit ilişkilenmedir. Tüm taktikler ilişkide konrolü ele almaya yani ilişkiyi yöneten taraf olmaya dair yapılan yatırımlardır. Bir ilişkide bir taraf yönetiyor diğer taraf yönetiliyorsa ya da iki kişi arasında sürekli bir güç mücadelesi varsa, o ilişkide aşk değil savaş vardır. İnsanlar bu tür basit oyunların tutkuyu beslediğini iddia etse bile, tüm o küçük oyunlar uzun vadede insanı karşısındakinden uzaklaştırır.
‘Kaçan kovalanır‘ örneğiyle başlayalım. Evrimsel psikolojinin kulaktan dolma bilgilerle tek bilimsel gerçeklikmiş gibi ortaya saçılması ve insanların bu kirli bilgileri işine geldiği gibi sahiplenmesi oldukça üzücü. Eğer bir insanla beraber olmak için kaçmanız gerektiğine inanıyorsanız, sizi yakaladığını düşündüğü an siz onun için artık fethedilmiş, yakalanmış olursunuz. Dolayısıyla, kaçanı kovalama ihtiyacı içinde olan bir insan sürekli başka bir kaçan arama ihtiyacında olacaktır. Bir insan bilerek sizden kaçıyor ve kovalanmayı bekliyorsa, ilişkinin kontrolünü ele almaya çalışıyordur. 2024 senesinde bir insan hala bu klişe taktiğe düşüyorsa bu evrimle ilgili değil; kişinin kendi problemleri ya da toplumdan gelen ortalama altı mesajları içselleştirmesi ile ilgilidir.
Neden taktik ve oyunlara başvurulur?
Aslında yukarıda da bahsettiğim gibi bir ilişkide taktiklere başvurulması kontrolü ele alma ihtiyacıyla oldukça ilişkilidir. İnsanın terk edilme korkusu ya da reddedilme kaygısı ve kendi içinde hissettiği yetersizlik, onu karşı tarafı manipüle etmeye iter. Aslında kişi kendi duygusal kırılganlığını koruma çabasındadır.
Bazı toplumlarda, ilişkilerde duyguları açıkça belli etmemek gerektiği mesajı nesilden nesile aktarılır. Bazı ebeveynler şımarmasınlar diye çocuklarına duygularını belli etmez. Benzer şekilde romantik ilişkilerde de sevdiğini açıkça söylemek çok önerilmez. Birçok kişi eğer ilişkide karşı tarafa sevgisini belli ederse, karşı tarafın şımaracağına ve onu cepte görüp ilgisini kaybedeceğine inanır. Bu bilgi kısmen doğrudur. Eğer, sağlıklı ilişkilenebilen, güvenli bağlanan birisiyle birlikte olmazsanız sevginizi belli ettiğiniz an sizden uzaklaşır. Çünkü o kişi kendini sevilmeye değer görmediği için kendisini seveni değersizleştirir ve ondan uzaklaşır. Dolayısıyla, kendisine sevgi veremeyecek olanların peşine düşer ve sevilmeye değer olmadığını kendine defalarca kez kanıtlar. Yani, birisini sevdiğinizi gösterdiğiniz için sizden uzaklaşıyorsa o insanla hiçbir zaman sağlıklı ilişki kuramazsınız.
Bir de büyüklerin “Sevdiğinle değil, seni çok sevenle evlen” diye bir öğüdü vardır. Bu öğüt aslında der ki, “Sen seven taraf olma ki mutsuz olmayasın, sevenle evlen ki seni mutlu etmeye çalışsın”. Romantik ilişki hizmet eden ve hizmet edilen olarak tanımlanır. Oysa romantik ilişkiler sahip-köle ilişkisi gibi yaşanmadığı gibi, çiftler ortak paylaşımla ve birlikte mutlu olmaya çalışmalıdır. Seven tarafın görevi karşısındakine animasyon yapmak değildir.
Sık kullanılan strateji ve oyunlar
Ulaşılmaz görünmek: Genellikle ilişki başlamadan kullanılan taktikler arasındadır. Kişi, karşı tarafa çok meşgul ya da duygusal olarak ulaşılması zor biri olduğunu hissettirir. Ayrıca, gizem yaratarak merak uyandırmaya çalışır. Yani “Ben önemliyim. Senden daha önemli işlerim var” mesajı vererek karşıdaki kişiyi değersizleştiriyor gibi gözükür. Amaç, karşı tarafa ulaşmak için bir hedef vermektir. İnsan emek harcadığı ilişkilerden zor vazgeçer bu doğru; fakat ortada samimiyet üzerine kurulu bir ilişki olmadığı zaman hedefine ulaşan hızla uzaklaşır. Ayrıca, bu taktik ciddi bir güven eksikliğine de sebep olabilir.
Mesajı bekletme: Aramamak, aramaya dönmemek, üç mesajdan sadece birine yanıt vermek ya da cevap vermeyi bekletmek gibi taktikler karşı tarafın ısrarını, duygusal yatırımını ölçmek ve kontrolü elde tutmak için yapılır. Ayrıca, bu taktiğe başvuran kişi karşı tarafa, “Çok meşgulüm ve sen önceliğim değilsin” mesajı vermeye çalışır. Bir insanın bir ilişkide geri plana atılması, değersizleştirilmesi ya da yok sayılması ve buna rağmen o ilişkide olmak istemesi, o insanın ebeveynlerinden alamadığı sevgi ve ilgiyi bir başkasından almaya çalışmasına benzer. Sizi böyle bir taktikle ilişki içine çeken bir insanda sağlıklı bağlanma problemleri olma ihtimali oldukça yüksektir. Bu şekilde başlayan bir ilişkiyi samimi bir zemine inşa etmek oldukça güç olacaktır.
Kıskandırma: İlişkiye başlamadan ya da ilişkinin herhangi bir evresinde başvurulan taktiklerden biridir. Amaç, rekabet ortamı yaratarak partnerin ilgisini taze tutmaya çalışmaktır. “Ben çekici bir insanım. Benimle ilgilenenler var. Yani her an beni kaybedebilirsin” mesajı vermeye çalışılır.
Öncelikle, gerçekten çekici olduğuna inanan ve başka insanların ilgisinin üzerinde olduğunu bilen bir insan bunu partnerine kanıtlamaya çalışmaz. Bu çaba insanın kendi yetersizlik duygusunu dışa vurduğu gibi bu taktiğe düşen kişinin de özgüven problemi olma ihtimali oldukça yüksektir. Ayrıca, partnerler birbirilerini deyim yerindeyse cepte ya da garanti görüp birbirilerine ilgi göstermiyorlarsa, o ilişki ya hiçbir zaman gerçek bir ilişki olamamıştır ya da aradaki sevgi ve saygı bitmiştir. İlişkilerde güven en önemli konulardan biridir ve partneri kıskandırma çabası işe yaramak yerine geri tepip kişinin partnerine olan güvenini sarsabilir.
Zayıf noktasından vurmak: Özellikle ilişki başlayıp ilerledikten sonra sıkça kullanılan taktiklerden birisidir. Amaç, partnerin zayıf noktasını keşfedefip oradan vurmaya çalışıp ilişkinin kontrolünü ele almaktır. Çocukluk travmalarından dolayı kolayca suçluluk hissedebilecek bir partnerde suçluluk duygusu uyandırarak ona istediğini yaptırmak, bu taktiğe örnek olarak verilebilir. Partneri sürekli terk etmek ile tehdit etmek, onun terk edilme korkusunu tetikleyerek ilişkide kontrolü ele almak da sıkça kullanılan taktiklerden biridir.
Oldukça sadistçe olan bu taktik bir süre sonra partneri yorar. Manipüle edene karşı sevgi ve saygı hissedemez, aksine travmaları tetiklendiği için huzursuzluk ve öfke hisseder. Kendisini sevgi ve güven dolu bir ilişkide hissedemediği için bir süre sonra yeni bir ilişki arayışına girebilir.
Bu tutum ve davranışların sebepleri
Romantik ilişkilerde oyunlara başvurmanın arkasında çevreden gelen mesajlar, toplumdan öğrenilen yanlış bilgiler dışında psikolojik sebepler de olabilir.
Bağlanma stilleri: Kaygılı bağlanma stiline sahip kişiler, terk edilme korkusu nedeniyle stratejilere başvurabilirken, kaçıngan bağlanma stiline sahip kişiler, yakın ilişkilenmeden uzak kalmak için taktiklere başvurabilirler.
Öz değer eksikliği: Kişinin kendini yetersiz ya da değersiz hissetmesi, ilişkiyi sürdürmek adına manipülatif davranışlara başvurmasına neden olabilir. Kendi varlığı ile bir ilişkide var olabileceğine yani sevilip değer göreceğine inanmayan kişiler bu tür taktiklerle bir ilişkide kalmaya çalışırlar.
Geçmiş deneyimler: Önceki ilişkilerde aldatılmış ya da zarar görmüş bireyler, tekrar incinmemek için savunmacı bir yaklaşım benimseyebilir. Yalnız, taktik ve stratejilerle samimi, gerçek bir ilişki kuramadıkları için zarar görmeye devam ederler. Yani korktukları başlarına gelir.
İlişkide taktik kullanmanın sonuçları
Her ne kadar kullanılan bu taktikler kısa vadede işe yarıyor gibi gözükse de uzun vadede ilişkiye faydadan çok zarar verir. Kısa vadede karşı tarafın ilgisini çekebilir ya da heyecanı arttırabilirsiniz ama uzun vadede ciddi güven problemleri, duygusal ve fiziksel uzaklaşma, yorgunluk yaratabilir. Ayrıca, ilişkideki samimiyetsizlik ilişkiyi gerçek bağlar üzerine kurulu bir ilişki olmaktan uzaklaştırır. İlişki günümüzün popüler deyimi ile toksik bir yöne evrilir.
Doğrudan bu konu üzerine yazılmış bir kitap ya da çekilmiş bir film bilmiyorum. Yalnız, Aşkın 500 Günü (500 Days of Summer), Son Beş Yıl (The Last Five Years) filmleri ilişkilerde taktik ve stratejilerin olumsuz sonuçlarına değiniyor. Ayrıca Jane Austen’ın Aşk ve Gurur (Pride and Prejudice) kitabını da konuyla ilintili olabilecek eserler arasında önerebilirim.
Ne yapmalı?
Oyunlar yerine daha sağlıklı iletişim yöntemleriyle ilişkiyi geliştirmek mümkündür:
Dürüstlük ve açıklık: Duyguların ve beklentilerin açıkça ifade edilmesi, güven inşa eder.
Empati: Partnerin duygularını anlamaya çalışmak, oyunların yerine gerçek bir bağ kurmayı sağlar.
Doğal davranmak: Strateji yerine doğal davranmak, ilişkinin temelini sağlamlaştırır.
Özetle, siz siz olun eşten dosttan duyduğunuz taktiklerle ya da uzman etiketi altında yalan yanlış bilgileri pazarlayan insanları dinleyerek ilişkilenmeye çalışmayın. İlişkiler hayatı kolaylaştırmak ve insanı mutlu etmek için vardır. Taktik, oyun, güç savaşına girmek hayatı daha da zorlaştırır ve mutsuz eder. Unutmayın, samimi bir yalnızlık, samimiyetsiz bir birliktelikten çok daha iyidir.