Darbe sonrası hakkında soruşturma açılan, gözaltına alınan, tutuklanan onlarca gazetecinin/yazarın durumuna bakalım.
Ortada darbe girişimi gibi alabildiğine somut bir suç varken ve bu suçun birinci plandaki şüphelileri belliyken, gayet belirsiz, gayet muğlak (‘Temmuzda hava sıcak olacak’ dedi, darbeyi önceden biliyordu; ‘Subliminal’ (bilinçaltı) mesaj verdi; televizyonda Fetullah Gülen’den saygıyla söz etti) şeylerle suçlamanın toplumsal adalet arayışına katkısı nedir?
Son olarak, çocukluğumdan beri şahsen tanıdığım Ahmet ve Mehmet Altan’ın gözaltına alınması, bana adaleti değil intikamı aradığımız, sevmediğimiz kişileri sudan sebeplerle hapse atmak istediğimiz izlenimini veriyor.
Biz neden darbeye karşıyız? Birileri hukuk dışı ve gayrimeşru yollarla iktidarı almasın diye. Peki o birileriyle mücadele edeyim derken hukukun dışına, hatta gayrimeşru çizgiye düştüğümüzde biz ne oluyoruz?
‘Adalet devletin temelidir’ lafı boş bir laf değil. İntikam veya keyfi cezalandırma değildir devletin temeli, adalettir.