İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Kanal İstanbul projesinin imar planlarına itiraz etti.

Karadeniz ile Marmara’yı birbirine bağlayan yapay su yolu projesi Kanal İstanbul, maliyetli olacağı ve doğa tahribatı yaratacağı gerekçesiyle bazı kesimlerin tepkisini çekiyor.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı ve CHP’li bazı İBB meclis üyeleriyle Ataşehir’deki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gitti.
CHP’liler, ‘İstanbul İli Avrupa Yakası Rezerv Yapı Alanı 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği’ ve ‘İstanbul İli Yenişehir Rezerv Yapı Alanı 1. 2. ve 3. Etabına İlişkin 1/5000 Ölçekli Nazım İmar Planları ve 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planları’na dilekçe vererek itiraz etti.
Müdürlüğün çıkışında gazetecilere İmamoğlu, Kanal İstanbul’un kent için en büyük tehditlerden biri olduğunu belirterek hukuksal sürecin takip edileceğini söyledi.
İBB başkanı, Kanal İstanbul’un inşa sürecini aceleye getirip planları ilana çıkarmanın ‘çok büyük bir ihanetin parçası’ olduğunu belirterek Kanal İstanbul arazisinden yıllar önce tarla alanlara değindi.
‘Bu acele niye?’
İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı: “İşin daha kötüsü burada ‘Şu ülkeden, bu ülkeden’ birileri zengin olsun diye de planlama yapılıyor. Bu kadar da aleni yapılıyor. Bunlar ne kadar zeki insanlarmış ki altı-yedi sene önce, sekiz sene önce tarım alanlarından yerler almışlar. Şimdi o yerler iş merkezi, konut, turizm alanı olacak. Buradaki arazi hareketlerinin kimlerin üstüne olduğu belli. Yani bu kadar aşikar, ekonomik, sosyal, milli duygular üzerinden, şehircilik üzerinden içi ihanet dolu bir süreç.”
İBB başkanı, verilen dilekçelerde daha önce 100 binlik plana itirazın yenilediğini, 10 gündür askıda olan 1000’lik ve 5 binlik planlara da itiraz edildiğini aktardı.
İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu askı süreci bittiğinde, oradaki binaya ruhsat verecek düzeydesiniz. Daha ÇED raporu ile ilgili itirazlar neticelenmedi. Daha mahkeme süreci devam ediyor. Bilirkişilerle ilgili tayin isteniyor ve bununla ilgili İstanbul’daki bütün üniversitelere yazı yazılmış. Yani bilimsel ayağı tamamlanmamış, kamu vicdanında şiddetle reddediliyor. Böylesi bir sürecin acelesi niye?”