Alev Alatlı için yazacağım bu son yazının başlığı: ‘Bir entelektüelin hazin sonu’ olmalıydı.
Kendi kendini tüketip hiçlemek! Kanal 24’te, perşembe gecesi, Murat Çiçek’in ‘Buradan Bakalım’ programı bittiğinde, şöyle düşündüm: ‘Alev Alatlı da bitti!’ Burada, bu ‘bitiş’i aşama aşama göstermeye çalışacağım:
[I] Alatlı, benim kendisini ‘ırkçılık’la suçlamama, ‘Yahudilik, bir ırk değildir!’ diye cevap verdi. Demek istediği basit mantıkla şuydu:
“Chomsky’ye ‘Yahudi’ dedim/ Oysa, Yahudilik bir ırk değildir/ Öyleyse ben ‘ırkçı’ değilim!” Alatlı’ya şunu hatırlatayım: Irkçılık, ideolojik, bir söylem meselesidir. Eğer öyle olmasaydı, Hitler’in Nazi Almanya’sında milyonlarca Yahudi’yi gaz odalarında yok etme soykırımını, ‘ırkçılık’ saymamamız gerekir; hatta, Alatlı’nın aynı basit mantığıyla şöyle diyebilirdik:
“Hitler milyonlarca Yahudi’yi öldürttü/Oysa, Yahudilik bir ırk değildir/ Öyleyse Hitler de ırkçı değildir.”
Alev Alatlı, bu basit mantıksal kurnazlıkla kurtulduğunu zannediyor: Oysa farkında değil [veya, daha vahimi, farkında!]: Antisemitizmi, ırkçılık saymıyor!