Juncker daha da küstahlaşıp, “Brüksel’de sizi prensler gibi ağırladık” deyince de Erdoğan “Prens gibi mi? Tabii ki, ben bir üçüncü dünya ülkesini temsil etmiyorum (…) Juncker’ın böyle konuşması saygısızlık. AB Türkiye’yi istemiyor diye düşünüyorum. Öyleyse bize açıkça söyleyin, biz de rahatlayalım” diyerek son noktayı koyuyor.
İlk kez bir lider, gerçekten Avrupa’nın hak ettiği şekilde konuşup, ülkesinin ve ona sığınanların haklarını koruyor.
Ama beş ayda dört kez Türkiye’ye gelen Merkel’e yönelik ‘Türkiye’ye gelme’ bildirisi yetiştirmekte zorlanan septik muhalefetin bunu anlaması imkânsız.