Böylesi bir görüşme en başta, bölge dinamiklerini yakından bilen Zana’nın Erdoğan’a bunları aktarmasına vesile olacağı, bölgede PKK’nın şiddetine karşı olmasına rağmen endişeleri olan Kürtlerin en zirvede seslerinin duyulduğunu hissetmeleri açısından için kıymetlidir.
Ayrıca görüşme, HDP’nin ‘şeytanlaştırma’ efekti olmadan ağızlarına alamadığı Erdoğan’ın hâlen bu ülkenin başı ve yöneticisi olduğunu hatırlamalarına yardımcı olacaktır. Zana’nın da sorumlu bir siyasetçi olarak Erdoğan’la görüşmesi, Kandil tarafından da yasaklandığı için düşmanlaştırıcı söylemlerden başkasına dili varmayan HDP’li siyasetçilerden farklı bir yol izlenebileceğini göstereceği için de değerlidir.
Ancak bir görüşmenin, devletin bölgede hâkimiyet kurmaya çalışan vatandaşının yaşam, eğitim, çalışma gibi haklarına da kast eden PKK ile mücadelesinde bir paradigma kırılmasına yol açacağını düşünmek abesle iştigaldir.