Halep’in Türkiye sınırı ile bağı da Rusya -İran -Esed işbirliğiyle geçtiğimiz hafta ele geçirilerek kapatılması, bu yoğun bombalama safhasının bir ürünü. Kilis Valisi’ne göre sadece 48 saatte, 35.000 mülteci sınırımıza akın etmiş durumda ve bu sayının yükselmesi bekleniyor. Öte yandan Avrupa Birliği, eşine az rastlanır bir pişkinlikle Türkiye’yi kapılarını açmaya çağırıyor ama herhalde eklemeyi unutuyor: “Sakın bizim kapılarımızı açmamızı beklemeyin ha, sınırınızdan dışarı çıkmamaları için her şeyi yapın.”
Kerry, Suriyeli yardım çalışanlarına, Amerikan kibrinden beklendiği şekilde, “Beni suçlamayın. Gidin, ‘kendi’ muhalefetinizi suçlayın” demiş ve şöyle devam etmiş: “Benden ne istiyorsunuz? Rusya ile savaşa mı gireyim? İstediğiniz bu mu?”
Bu cümleler, ABD’nin sadece acizliğinin değil; Ortadoğu’da Türkiye, Katar, Suudi Arabistan gibi ülkelerden çok İran, Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin müttefiki olduğunun kanıtıdır. ABD, bölgeyi Rusya hegemonisine kendi eliyle teslim ediyor.
O yüzden Suriye politikamızı ABD yanımızdaymış gibi davranarak planlamaya bir son verip, göbeğimizi nasıl kendimizin keseceğini, kriz içinde olduğumuz ama ittifak potansiyellerinin de bulunduğu diğer ülkeleri de nazarı itibare alarak hesaplamak durumundayız.
Velhasıl, Amerika’yı unutun!