• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Hiçbir şey olmasa da kesinlikle bir şey oldu… Mazbata ve diğer şeyler

18/04/2019 17:51

HÜRREM SÖNMEZ

Geçtiğimiz günlerde her gün onlarcası yaşanan bir iş kazası yaşandı. Urfa Viranşehir’de iki katlı evde işçilerin çalıştığı sırada çökme meydana gelmiş, Aslan Durman enkaz altında kalmış. Olayın ardından haber ajansları “Kalıp ustası Aslan Durman’ın cansız bedeni enkaz altından çıkarıldı” demiş, Gazete Duvar’da Hacı Pişkin’in haberi ile öğrendik kalıp ustası Aslan Durman’ın hikayesini. Aslan Durman 14 yıllık bir öğretmen iken KHK ile mesleği elinden alındığı için inşaatlarda çalışmaya başlamış. Sol görüşlü, laik ve bilimsel eğitimi savunan aydın bir öğretmen, Eğitim-Sen’li olduğu için işinden edilen bir öğretmen, Eylül ve Adar’ın babası. Onuru ile ailesinin geçimini sağlamaya çalışırken ‘kalıp ustası’ olarak son buldu hayatı. Babası da aynı kazadan yaralı kurtulmuş Aslan öğretmenin, kimbilir ne zorluklar içinde “Ceketimi satar seni okuturum” diye diye belki okutup öğretmen yaptığı oğlu enkaz altında ölürken.

Saz çaldığı bir videosu var Aslan Durman’ın ‘töresi batası dünya, kahpe kalır şahan gider’ ağıdını çalıp söylüyor videoda, bir taş oturuyor insanın yüreğine dinlerken… “Ağaç kökü yesinler” denilenlerden biriydi, ekmeğini kazanmak için inşaat işçisi oldu. Evinde reçel yapıp satan, garsonluk yapan, pazarda tezgah açan, hayatta kalmaya çalışan pek çok KHK’lıdan biriydi. Devlet dersinden bir inşaat enkazında kalıp ustası olarak göçüp gitmek düşmüş ise de payına, biz hesabı doğru tutalım, ondört yıl boyunca öğrenci yetiştirmiş bir eğitim emekçisi olduğunu, nice insan gibi devlet eli ile hayatının karartıldığını hatırlatarak ifa edelim Aslan öğretmene karşı son görevimizi.


Aslan öğretmen gibi medeni ölüme terk edilen, işleri, ekmekleri bir KHK ile ellerinden alınan binlerce kişi ile ilgili olarak AKP genel başkan yardımcısı şahsiyet oy da kullanmasınlar diye buyurdu dün. “KHK ile kamu hizmetinden atılanlar bence oy da kullanamamalı. Bunun illa mahkeme kararıyla alınması gerekmiyor. Bence KHK’lılar oy kullanmamalı” demiş ya, sevgili Murat Sevinç çok güzel anlatmış yazısında o cümlede geçen ‘bence’nin neye karşılık geldiğini. Ben de mesela bu mühim siyasetçi hakkında ‘bence’ ile başlayan pek çok arzumu ve temennimi dile getirebilirdim ama hukuka inanmış insanlarız neticede bir kere. Hukuk düzeninin bizim şahsi kanaatlerimizle teşekkül edemeyeceğini, en temel yurttaşlık haklarından biri olan seçme hakkının da beyefendilerin paşa gönlü öyle istedi diye insanların elinden alınamayacağını bilecek kadar şuurluyuz lakırdıyı edenden farklı olarak.

KHK’lılar oy kullanmasın diye ferman salan zat, İstanbul seçimleri ile ilgili de “Hiçbir şey olmadıysa da bir şey oldu” demiş. Biz söyleyelim kendisine ne olduğunu hakkı olan ana sütü gibi helal olan hakkını aldı. Oy verdikleri insan mazbatasını alsın diye 17 gün bekleyen, uykuları kaçan yurttaşların iradesi yerine geldi. O mazbata çok şeyin cevabıydı aslında, “Simit çaya talim etsinler” denilenlerin, market çöpünden soğan, patates toplayanların cevabıydı, aylar boyunca hain, düşman ilan edilenlerin, sabah akşam aşağılanıp hor görülenlerin cevabıydı. Cezaevi duvarları ardından “Biraz hatırım varsa” diyen Selahattin Demirtaş’a “Hatırın bizde çok büyük” diyenlerin cevabıydı. O mazbata hakkı olmayana kırk türlü hile dalavere ile el uzatmakta bir saniye tereddüt etmeyenlere karşı hakkı olanı almak için günler, geceler boyunca emek verenlerin, o mücadeleden vazgeçmeyeceklerinin ilanıydı.

Aslan öğretmen enkaz altında kaldı, “Çocuklar ölmesin” diyen Ayşe öğretmen bir yaşında bebeğini bırakıp hapse girdi, devlet erkanı gelecek diye yol kapatılan zengin düğününde, “Yol niye kapalı” diye soran avukat işkence ile hastanelik edildi, bilgisayar mühendisliği öğrencisi Mahir Mete, hapse girmemek için Yunanistan’a gitmeye çalışırken Meriç nehrinde boğuldu, bütün bunlar seçimden sonraki şu iki haftada oldu. Ama “Bir şey oldu” demiş ya AKP genel başkan yardımcısı biz söyleyelim kendisine ne olduğunu, bu ülkenin yetişmiş, pırıl pırıl insanlarının hayatları paramparça edilirken, akademisyeni hapse atılır, öğretmeni inşaatta ölür, avukatı dövülürken, bir seçim oldu, her türlü gücü elinde tutarak, seçime girenlere karşı, yok sayılmak istenenlerden bir cevap yükseldi, bütün bu hesapların mahkeme-i kübraya kalmayacağına dair bir umut doğdu. Mazbata sadece bir mazbata değildi, bir mazbatadan çok daha fazlasıydı kısacası.

Şimdi müsaade ederseniz biraz bahardan konuşacağız, bekle bizi dediğimiz, derin bir aşkla sevdiğimiz şehrimizden, hayallerden, ümitli şeylerden konuşacağız. Başımıza gelenleri, kimlerle karşı karşıya olduğumuzu hiç unutmadan elbette…

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Hürrem Sönmez

SON HABERLER

LaLiga'da şampiyon Barcelona

İspanya Birinci Futbol Ligi’nde (LaLiga) Espanyol’u 2-0 yenen Barcelona, bitime iki hafta kala şampiyonluğunu ilan etti.

Araştırma: Sarman kedilerin genelde erkek olmasının nedeni genetik bir eksiklik

Japon ve ABD’li bilim insanları, sarman kedilerin genellikle erkek olmasının genetik kodlarındaki bir bölümün eksik olmasından kaynaklandığını tespit etti.

ABD'ye izinsiz kurbağa embriyosu getiren Rus araştırmacı 20 yıl hapisle yargılanıyor

Kanser araştırması için ülke dışından gümrük beyanı yapılmamış kurbağa embriyosu getiren 30 yaşındaki Rus vatandaşı Kseniia Petrova hakkında 20 yıla kadar hapis ve 250 bin dolara kadar para cezası isteniyor.

SPK'dan Trabzonspor'un sermaye artırımına onay

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Trabzonspor Sportif Yatırım ve Futbol İşletmeciliği Ticaret AŞ’nin 6 milyar 400 milyon liralık sermaye artırım talebini onayladı.

Türkiye, ABD, Rusya ve Ukrayna heyetleri yarın İstanbul'da olacak

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la ABD, Rusya ve Ukrayna heyetleri yarın İstanbul’da olacak.

Ekrem İmamoğlu'nun siyaset dili (2)
Canan Kaftancıoğlu olayı ve çöpe giden analizler

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 753 gündür hapiste

YAZARLAR

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

Yeşil zeytini neden yemedin Sait?

Ayhan Tinin

Editör eksikliği fazlalık yaratır

Mustafa Dağıstanlı

Anne dediğin başlangıçtır

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Dilsiz bir ülkenin çığlığı

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sırrı Süreyya Önder'in 'Cumhuriyet' eleştirisi üzerine…

Murat Sevinç

Silmek isteseler de silemezler

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

GÜNÜN 11’İ

Ege Cansen: Devlet, halktan zorla para toplama tekeline sahip kamusal örgüttür

Nevşin Mengü: Suriye'ye Norveç'ten siyasetçi ithal edilemeyeceğine göre gerçekçi olmak lazım

Alaattin Aktaş: Türkiye neredeyse hâlâ iktisat teorilerini test etmekle meşgul

Mehmet Y. Yılmaz: Şiddeti, polisin temel taktiği hâline getirirseniz, kimse polise saygı duymaz

Hediye Levent: Suriye'nin de İsrail ile ilişkileri normalleştirme sürecine dahil olması beklenebilir

Bülent Timurlenk: Galatasaray karşısında kendisinden iki sıklet daha aşağıda bir takım vardı

Akif Beki: PKK'nın silah bırakma kararı bile tek başına ekonomi şahlandırmaya yetmeliydi

Feride Kara: Takımlarımızın Süper Lig'de birbirlerini kırıp Avrupa'ya çıkınca yokları oynaması ülke futbolu açısından düşündürücü

Orhan Bursalı: AKP'nin Kürt oylarına ihtiyacı var

Sefer Levent: Markalarla AVM'lerin kavgası yeni değil

Zeynep Altıok Akatlı: '6 yaşında çocukla evlenmek caizdir' diyen sapkın pedofiliyi koruyorlar

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×