MESUDE ERŞAN
@mesudersan
Türkiye’de 2004 kişiyle yapılan bir araştırmaya göre sağlık alanında herhangi bir soruyu, konuyu ya da hastalığı araştırmak amacıyla internetten yararlananların oranı yüzde 89. Her yüz kişiden 66’sı, gideceği doktor veya sağlık personeliyle ilgili internetteki yorumları okuyor.
Bayer İlaç Firması, ülkedeki sağlık okuryazarlığı düzeyini ortaya koymak için 16-65 yaş aralığında katılımcılarla ‘Sağlık Okuryazarlığı Araştırması’ isimli bir araştırma yaptı.
Kişilerin sağlıkla ilgili bilgilere ulaşması, anlaması ve ilgili kararlarında kullanabilmesi için gerekli olan zihinsel ve sosyal beceriye sahip olmak, ‘sağlık okuryazarlığı’ anlamına geliyor.
Araştırma, bu kavramdan Türkiye’de dört kişiden yalnızca birinin haberdar olduğunu ortaya koydu. ‘Sağlık okuryazarlığı’nı daha önce duymuş olanlara hakkında bilgi düzeyleri sorulduğunda, yüzde 65’i ‘bilgili olmadığını’ söyledi.
Hastalar aile hekimine güveniyor
Araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 60’ı sağlıkla ilgili bilgileri internetteki haber sitelerinden ya da sosyal medyadan, yüzde 53’ü aile hekiminden alıyor. Bilgi alınan kaynaklarda en fazla güvenilenler ise aile hekimleri.
Araştırmanın diğer sonuçları şöyle:
*Toplumun yüzde 45‘i sağlıkla ilgili bilgileri internetteki haber siteleri’nden, yüzde 37’si sosyal medyadan alıyor.
*Yüzde 42’si sağlıkla ilgili doğru ile yanlış bilgiyi ayırt etmekte zorlanıyor.
Anlamadıklarını sormaya çekiniyorlar
*Sağlık kuruluşlarına başvuranların yüzde 85’i sağlık sorunlarını hekimlere ve sağlık çalışanlarına rahatlıkla ifade edebiliyor. Ancak anlamadıklarında tekrar soru sormaya çekinenlerin oranı yüzde 80’in üzerinde.
*‘Koruyucu sağlık’ kavramını duyanların oranı ise sadece yüzde 32. Bu kavramı duymuş kişilere konuya ilişkin bilgi düzeyleri sorulduğunda ise sadece yüzde 50’si kendisini bilgili buluyor.
*Doktorların ve sağlık çalışanlarının açıklamalarını anlamadıkları zaman soru soranların oranı ise sadece yüzde 19.
Teori iyi, pratik zayıf
*Yüzde 90’ına yakını tütün ve tütün ürünleri tüketiminin zararlı, egzersiz yapmanın ve düzenli uykunun ise sağlık üzerinde pozitif etkisi olduğunu biliyor. Her 10 kişiden altısı buna rağmen sigara içmeye devam ediyor.
*Her 10 kişiden yedisi kilosunu takip ediyor. Beden kitle indeksini takip edenlerin oranı yüzde 26.
*Toplumun yüzde 49’u haftada en az bir kez spor yapıyor. Hiç egzersiz ve spor yapmayanların oranı ise neredeyse yüzde 20.
*Her 10 kişiden sekizi teknolojiyi sağlık için faydalı bulsa da yarısından fazlası sağlık alanındaki gelişmeleri takip etmiyor.
Her 10 kişiden altısı uyku kalitesini bozan alışkanlıklara sahip
*Yüzde 62’lik bir kesim uyku düzenine dikkat ettiğini söylüyor. Ancak yüzde 47’lik kesim uyku kalitesini ‘kötü’ olarak değerlendiriyor.
*Uyku düzenini etkileyen olumsuz faktörlerin başında ise telefonda ve televizyonda vakit geçirmek, tütün ve kafein ürünleri tüketmek olduğu belirtiliyor.
*Araştırmaya katılanlar uyku kalitesini düşüren nedenlerin farkında olduğunu söylüyor fakat her 10 kişiden altısı, sıklıkla uyku kalitesini bozan alışkanlıkları devam ettiriyor.
*Toplumun yarısı kolalı veya gazlı içecekler, şekerli ve yağlı gıdaları tükettiğinde suçluluk hissediyor.
Ruh sağlığı ihmal ediliyor
*Yüzde 19’u son altı ay içinde diyet yapmış olsa da sadece yüzde 30’u diyeti için bir diyetisyen veya doktor desteği aldı.
*Yüzde 42’si son bir yıl içinde en az iki hafta aralıksız bir süre üzgün / umutsuz hissediyor ve günlük aktivitelerini yapamıyor. Toplumun yüzde 21’i ise gün içinde en yoğun yorgunluk duygusunu yaşıyor.
*Ruh sağlığı için sağlık kuruluşuna veya uzmana başvuranların oranı ise yüzde 28.