Bağdat Basra’dan başlayıp Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşması öngörülen Kalkınma Yolu Projesi konusunda çok heyecanlı.
Ankara da elbette Kalkınma Yolu Projesi’ni çok ciddiye alıyor ancak Ankara’nın muradı Bağdat’ı ve Erbil’i PKK’ya karşı mücadelede ortak olarak görmek.
Bu iki başlığı birbirine bağlayan tek sebep bu değil elbette. Kalkınma Yolu Projesi’nin önündeki en büyük engel Irak topraklarındaki güvenlik meselesi ve bu çerçevede özellikle hattın geçeceği güzergahtaki PKK varlığı.
Yani güvenlik sağlanmadan proje hayata geçirilemez, güvenliğin sağlanabilmesi için PKK’nın tehdit olmaktan çıkarılması lazım, bunu da Türkiye tek başına yapamaz ve Bağdat ile Erbil’in tam desteği şart.
Ancak PKK meselesini Türkiye’nin sorunu olarak gören ve bu konuda mesai harcamayan Bağdat’ın bu konuda ne yapacağı hâlâ muamma. Gerçi Bağdat PKK’yı ne olduğu hâlâ meçhul yasaklı örgütler listesine aldığını duyurmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretinden kısa süre önce de Iraklı üst düzey bir yetkili Irak topraklarındaki PKK’lıları siyasi sığınmacı sayacaklarını ve silah taşımalarının yasaklanacağı gibi bir açıklama yaptı. Bu açıklama Ankara’yı mutlu etse de ortada cevapsız birçok soru var. Mesela PKK’nın Irak içinde sadece Kandil’de olmadığı Kerkük’ten Süleymaniye’ye ve Sincar’a kadar geniş bir alana yayıldığı biliniyor. Dolayısıyla bu bölgelerdeki PKK’lıları silah taşımamaya kim, nasıl ikna edecek ve en önemlisi de Kandil Bağdat’ın bu kararına ne diyor?
Bağdat-Kandil arasında bu yönde görüşmeler var mı yok mu, bilinmez ancak PKK ile iyi ilişkileri olan Bağdat’ın Türkiye’nin baskıları doğrultusunda ne yapacağı, nasıl yapacağı velhasıl PKK konusunda nasıl bir politika belirleyip pratiğe dökeceği meçhul.
Madalyonun diğer yüzündeki mesele olan Kalkınma Yolu Projesi’nin önündeki bir diğer güvenlik sorunu elbette IŞİD ama onu kimse konuşmuyor nedense.
Hediye Levent’in yazısı