HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, “Erdoğan zor bir dönem yaşamasa Almanya’ya yanaşmazdı” dedi.

Fotoğraf: Diken
Almanya’da yayın yapan Gazete Taz’dan Erk Acarer’e konuşan Sancar, Almanya’ya ziyaretlerinin, Erdoğan’ın ziyaretiyle ilgili olmadığını ifade etti.
Ülkedeki temaslarından bahseden HDP’li vekil, Almanya’da Erdoğan ile mevkidaşı Angela Merkel’in buluşmasının pazarlık temelinde geçeceğine dair çekince ve eleştiriler olduğunu dile getirdi.
Sancar, “Ekonomik ilişkiler, göçmen konusu ve İdlib operasyonu gibi meselelerde karşılıklı çıkarlar çerçevesinde ‘pazarlıklar yapılacağı’; demokrasi, hukuk devleti ve insan hakları konularının öne çıkarılmayacağı düşüncesi yaygın” diye konuştu.
‘Aynı kaygıları taşıyoruz’
Parti olarak da aynı kaygıları taşıdıklarını aktaran Sancar, “Görüşme yapılmasın” diye bir tavırlarının olmadığını kaydetti.
HDP’li vekil, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de otoriter rejim güçlenip, demokrasi, insan hakları, hukuk devleti askıya alınmışken, bunların konu edilmediği bir ilişkiyi asla doğru bulmayız. Ekonomik ilişkiler, mülteciler ve güvenlik konuları konuşulabilir. Ancak bunlar pazarlık unsuru olarak değil, belli değerler çerçevesinde gözetilmesi gereken meseleler olarak ele alınmalı. ‘Düzelen ilişkilerin’ sonucunda da yine Türkiye halkları ve mülteciler bedel ödememeli.”
Almanya’ya uyarı
Erdoğan’ın Avrupa Birliği’yle ilgili adımları ekonomik meseleler için kullandığını belirten Sancar, “Erdoğan bu kadar zor bir dönem yaşamasa Almanya’ya ve Avrupa Birliği’ne yanaşmazdı. Alman kamuoyunun ve siyasetçilerin çok büyük çoğunluğu da durumun farkında” diye konuştu.
“Bu yakınlaşma; demokratik değerler, hukuk devleti normları, insan hakları bir kenara bırakılıp büyük ölçüde ekonomik çıkarlar temelinde, karşılıklı menfaatler gözetilerek yürütülürse, Alman hükümeti de büyük bir sorumluluk alır” diyen Sancar, Türkiye’nin demokrasiden uzaklaşmasının Alman hükümetine de fatura edileceğini anlattı.
‘İmtihan olacak’
Sancar, sözlerine şöyle devam etti: “Erdoğan rejimi, dış ilişkilerde ciddi çıkmazlar yaratan, ağır krizler doğuran tutarsızlıklarla dolu bir politika izliyor. Türkiye – Almanya ilişkilerinde şimdilerde esmekte olan balayı havasının hızla dağılması sonucunu doğuracak gelişmeler her an yeniden yaşanabilir. O zaman Erdoğan rejimi, aynı yöntemleri tekrar devreye sokacaktır. Türkiye’de demokratik kamuoyu bunu somut tecrübelerden iyi biliyor. Almanya kamuoyunda da; bundan birkaç ay önce tüm siyasetini ve yönetimini Nazi ruhu taşımakla suçladığı bir ülkeye, şimdi bütün bunlar olmamış gibi yumuşak mesajlar veren bir lidere güvenilemeyeceği düşüncesi çok yaygın. Erdoğan’ın Almanya ziyareti; iki ülke yönetimleri için birçok açıdan ciddi bir imtihan olacak.
Bizim temel meselemiz; Türkiye ve Ortadoğu’da izlenen savaş politikalarının ve giderek daha da ağırlaşan otoriter uygulamaların yarattığı derin tahribatlardır. Bunu cesaretlendirip, teşvik edecek her türlü ilişkiyi reddederiz. Türkiye’de çok eşitsiz ve elverişsiz şartlarda demokrasi ve barış mücadelesi yürütüyoruz. Bu mücadelede kendimize olan güvenimiz tam, kimseden sihirli değnek beklediğimiz de yok. Türkiye’nin dışarıdan müdahale ile demokratikleşmesini bekleyecek kadar naif ve apolitik değiliz.
Öte yandan demokratik olduklarını iddia eden yönetimlerin Erdoğan’a türlü nedenlerle destek vermelerini de demokrasi mücadelesinde eşitsiz ve elverişsiz şartları derinleştiren bir faktör olarak görürüz. Çok açık söyleyeyim; Almanya’nın bizi kurtarmasını beklemiyoruz. Ancak Almanya’nın Erdoğan’ın kurtarıcısı olması rolüne soyunmasına da karşıyız.”