NUR BANU KOCAASLAN
nurbanukocaaslan@diken.com.tr / @nurkocaaslan
HDP’nin Kadıköy’deki Yoğurtçu Parkı’nda sürdürdüğü Vicdan ve Adalet Nöbeti yoğun bir polis ablukasında devam ederken, partinin etkili isimlerinden Mardin Milletvekili Mithat Sancar, iktidarın baskı ortamını kendi korkuları nedeniyle sürdürdüğünü söyledi.
HDP, Diyarbakır’da başlattığı Vicdan ve Adalet Nöbeti’ne bir haftadır İstanbul ayağıyla devam ediyor. Kadıköy’de Yoğurtçu Parkı’na yaklaştıkça polis yoğunluğu ve barikatlar artarken, nöbetin yapıldığı alana girmek de, GBT kontrolü, peş peşe gelen güvenlik noktaları ve üst aramasıyla hayli zor.
Kısa süre önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı Adalet Yürüyüşü’nün sadece güvenliği sağlanırken, bu kez dış dünyayla bağlantıyı koparan cinsten kısıtlamalar hakim.
‘Tecrit özgürlük duygumuzu kuvvetlendiriyor’
Parktaki nöbetin beşinci gününde Diken’in sorularını yanıtlayan Mardin Milletvekili Mithat Sancar, ‘parktaki tecrit’ durumunu gülerek yorumladı: “Biz özgürüz. Tecrit falan bizim özgürlük duygumuzu daha da kuvvetlendiriyor. Özgür insanlardan korktuklarını da daha açık gösteriyor. Özgürlük etrafımızın açık olmasıyla ilgili değildir, özgürlük bir fikirdir, bir iradedir. Bu açık cezaevini düzeni, mutlak kontrol ihtirası tam da AKP iktidarının Türkiye’ye giydirmek istediği rejimi simgeliyor. Burada yaptıkları şey bize yönelik bir tacizden ibaret değil. Burada yaptıkları şey Türkiye’ye nasıl bir model getirmek istediklerinin bir tür deklarasyonudur.”
Yoğurtçu’ya gelenlerin neye karşı durduklarını daha iyi görebildiklerini belirten Sancar, oluşturulan izolasyonun amacına da ulaşamadığını söyledi: “Bu barikatlar sadece parkı sınırlamıyor. Kadıköy’ün birçok semtine girişi de engelliyor. Sokakları kesmeleriyle belki şöyle bir hedefleri vardı: Buradaki yurttaşların bize tepki duymalarını, ‘Sizin yüzünüzden bunları yaşıyoruz’ demelerini istediler. Ama gördünüz Kadıköy’den en ufak bir tepki çıkmadı. Sokakta sadece sempati gördük. Ben halklarımızın sağduyusuna ve derin sezgisine güvenmemiz gerektiğine inanıyorum. Hedefledikleri izolasyonu sağlayamadıkları için çok daha öfkeliler sanıyorum.”
‘Düşerlerse emeklilik hayatı yaşayamazlar’
Sancar, bizzat iktidarın kendisinin ‘en ufak bir sallantıda düşebileceğini gördüğü’ için baskı politikalarını yoğunlaştırdığını belirtirken, ‘baskı kaynakları’nın da tükendiğini söyledi.
Sancar şöyle devam etti: “Baskının yoğunluğuyla meşrutiyetin zayıflığı arasında bir ilişki var. Meşru olduğu inancı zayıflayan iktidar daha fazla baskı uygular, daha fazla baskı aygıtı kullanır. Böyle bir toplantıyı güvenlik kıskacına almanın tek açıklaması olabilir bence, bu iktidar korkuyor. Bu iktidar en ufak bir sallantıda gidebileceğini görüyor. Giderse eğer bu iktidarın sahipleri, herhangi bir siyasetçinin gitmesi durumunda emeklilik hayatı yaşaması gibi bir durumla karşılaşmayacaklar. Bu kadar baskı, bu kadar zulüm, bu kadar talan yapmış bir iktidarın yöneticileri, iktidardan düşerlerse evde emeklilik hayatı süremeyeceklerini biliyorlar. O nedenle her türlü araçla iktidarı sürdürmenin yolunu deniyorlar ama bence bunun da imkanı yok, bir sınırı var. Bu iktidar kullanabileceği bütün korku, baskı kaynaklarını da tüketmektedir. Artık yolun sonuna gelmektedir.”
‘Meclis’i terk etmeyiz’
Sancar, tutuklu HDP’li vekiller, Meclis’te birçok konuşmaya kısıt getirecek iç tüzük değişikliği ve uzun süreli tatille işlevsizleşen Meclis’ten yine de HDP’nin vazgeçmeyeceğini vurguladı.
Sancar, şunları söyledi: “Meclis tamamen kapatılmadığı sürece bu Meclis’i kullanmaya devam edeceğiz. Bizim için Meclis çalışması tek siyasi faaliyet değildir, Meclis bizim için demokratik siyasetin bir platformudur. Demokratik siyaset Meclis’te de yapılır, sokakta da yapılır. Meclis’i işlevsizleşti diye terk edecek değiliz. Eğer Meclis’i tamamen işlevsizleştirmek istiyorlarsa daha fazlasını onlar yapsın, onlar kapatsınlar. Biz terk etmeyiz.”