AKP iktidarının 3’üncü köprü ve havalimanı gibi ‘mega projeleri’nin yanı sıra Akkuyu nükleer santralini de çevresel etki değerlendirmesinden (ÇED) muaf tutma amacıyla getirdiği düzenlemelerin iptali yürürlüğe girdi.
AYM iptal etmişti

Fotoğraflar: DHA
Anayasa Mahkemesi mega projeleri ‘kelime oyunu’yla ÇED kapsamından çıkaran Torba Yasa’yı iptal etmişti.
Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre AYM’nin dün Resmi Gazete’de yayınlanan gerekçeli kararıyla iptal kararı yürürlüğe girmiş oldu.
AKP iktidarı, ‘kalkınma stratejileri’nin belkemiği olarak gördüğü mega projeleri doğal kıyıma rağmen bir an önce başlatabilmek için, birçok projeyi ÇED raporundan muaf tutan yönetmelik değişiklikleri yapmış, ancak Danıştay, bu değişiklikleri iptal etmişti.
Bunun üzerine, yargı kararlarını baypas eden hükümet, yasa değişikliği yaparak Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası ile Bazı Yasalarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa’yı (torba yasa) çıkarmıştı.
Danıştay’ın iptal ettiği yönetmelikteki değişikliklerin kelime oyunlarıyla aynen geçirildiği torba yasada ‘mega projeler’ ve Akkuyu nükleer santraline ÇED muafiyeti sağlanıyordu.
Böylece torba yasayla Çevre Yasası’na şu geçici madde eklendi: “23 Haziran 1997 tarihinden önce kamu yatırım programına alınmış olup, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle planlama aşaması geçmiş ve ihale süreci başlamış olan veya üretim veya işletmeye başlamış olan projeler ile bunların gerçekleştirilmesi için zorunlu olan yapı ve tesisler ÇED kapsamı dışındadır.”
‘Söz oyunlarını bırakın’
Yasanın geçtiği 2013 yılından bu yana vites artırılan mega projelere, Anayasa Mahkemesi’nden itiraz gelmişti. Yüksek mahkeme, çevresel etki değerlendirmesi yapmanın devletin görevi olduğuna dikkat çekerek, ÇED muafiyetinin ‘sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına müdahale’ olduğuna hükmetmişti.
Mahkeme kararında torba yasadaki düzenlemenin Danıştay’ın kararlarının yorumlanmasında ‘sözcük oyunları’ yapmaktan öteye gitmediğine dikkat çekiliyor: “İptali istenilen yasa düzenlemesi ile Danıştay kararının gerekçesi sözcük oyunuyla, yap boza maruz bırakılmıştır. Danıştay’ın ‘planlama aşaması geçmiş’ ifadesiyle ‘işletmeye başlamış ve üretim aşamasında bulunan faliyetleri’ vurgulamasına rağmen iptali istenilen düzenleme ile ‘planlama aşaması geçmiş’ ifadesi üretim ve işletme aşamasında bulunan faliyetler bağlamından koparılmış ve daha işletmeye ve üretime başlamamış faliyetleri de kapsayacak biçimde düzenlenmiştir. Bu şekilde ÇED kapsamı dışında tutulacak faliyetler, üretim ve işletme aşamasında olduğu belgelenen faliyetlerin ötesine geçerek, işletme ve üretim faliyeti içinde olmayan projeleri de kapsayacak biçimde genişletilmiştir.”
Peki ne değişecek?
Anayasa Mahkemesi’nin 3 Temmuz 2014 tarihinde verdiği karar dün gerekçesiyle birlikte Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Karar, 23 Haziran 1997’den önce kamu yatırımına alınan ve 29 Mayıs 2013’e kadar üretime ve işletmeye geçmiş projeler ve bunların gerçekleştirilmesi için zorunlu olan yapı ve tesislerin ÇED’den muaf olmasına engel olmayacak.
Ancak, AKP iktidarının yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarına rağmen, projelere devam etme ‘alışkanlığı’ dikkate alındığında, mahkemenin bu kararının hala devam eden projeler için ayrı bir önemi var.
Zira, dün yürürlüğe giren kararla birlikte henüz üretim veya işletmeye alınmamış ve tamamlanmamış bütün projeler için ÇED zorunluluğu gelecek.
Başka bir deyişle, itirazların yükseldiği ve ÇED süreçlerinin tekrar tekrar yaşandığı ancak kamuoyunda ‘artık yapımı engellenemez’ algısının oluştuğu büyük projelerde ‘mücadele’ daha da önemli hale gelecek.