Taksim Dayanışması, Gezi eylemlerine ilişkin hazırlanan son iddianamede, Taksim Dayanışması’nın ‘organize suç örgütü’, dayanışma üyelerinin ise ‘örgüt kurucusu’ olarak gösterilmesine yaptığı açıklamayla sert tepki gösterdi.
Taleplerin arkasındayız
Parklarda, meydanlarda, sokaklarda ‘özgürlük, demokrasi ve insanca yaşam’ talep eden milyonların taleplerinin ‘kararlılıkla’ arkasında olmaya devam edildiği belirtilen açıklamada “Dünyanın en büyük adalet saraylarında, öldürülen, yaralanan, tutuklanan çocuklarımız için bulunamayan adaletin temel alındığı bir ortam ve sistemde, “iddianamelerde talep edilen hapis cezası” ya da diğer yaptırımların bizim gözümüzde hiçbir önem taşımadığı bilinmelidir.” denildi.
Açıklamada, Taksim Dayanışması’ndan ‘suç örgütü’ çıkarmaya çalışanların, aslında kendi hukuksuzluluklarının üzerine örtmeye çalıştıkları savunulurken, “Kent yağması ve talanına, insanları bunaltan baskıcı-otoriter yönetim anlayışına karşı somut ve haklı talepleri; parkımı yıkma, özel hayatıma karışma, kentimi yağmalama, çok bağırma, sesimi duy, saygı göster ve taleplerimizi karşıla haykırışı, YARGILANAMAZ!” ifadeleri yer aldı.
‘Gezi iddianamesi saçmalığın daniskası’
‘Suç örgütü kurma’ suçlamasıyla haklarında 29 yıla kadar hapis cezası istenen Taksim Dayanışması üyelerinden İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ali Çerkezoğlu, iddianameyi ‘saçmalığın daniskası’ diye niteledi. Hakkında aynı suçtan aynı ceza istenen Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek ise, ‘davayı AKP’nin yargılanmasına çevireceklerini’ söyledi: “AKP’nin savcıları, hakimleri bu davayla ayaklarına baltayı vurduklarını görecekler.”
Çerkezoğlu ve İmrek iddianameye ilişkin görüşlerini Diken’e anlattı.
Ali Çerkezoğlu: Saçmalığın daniskası
“Bizim bu konuda yapacağımız herhalde kitaplar dolusu olacaktır. Eğer bu ülkede 128 kitle örgütü, meslek odası, çevreci örgütün katıldığı bir eylem suç olacaksa bu ülkede demokrasinin d’si yoktur demektir.
Gezi Parkı’na sahip çıkmak, fiilen haklılığı ortaya çıkmış, imar planının iptal edilmesine neden olmuş, korkunç bir polis şiddetine sahne olmuş, gençlerin ölümüyle, 11’inin gözlerini kaybetmesiyle sonuçlanmış bir isyanı örgütsel bir suç kapsamına sokmak saçmalığın daniskasıdır.
Bütün Türkiye’de 3.5 milyon kişinin katıldığının polis raporlarıyla tespit edildiği bir eylemi beş kişinin üstüne yıkmaya çalışmak ise akılla açıklanmayacak bir şeydir.”
Ender İmrek: Bu davayı AKP’nin yargılanmasına dönüştüreceğiz
“İddianameye gizlilik kaydı koymuşlar. Dolayısıyla dosyanın fotokopisini avukatlar alamıyor. Kendilerinin bakması bile zor oldu.
Savcı iddianamesini beş arkadaş için suç örgütü oluşturmak, 2911’e muhalefet ve polise mukavemetten açmış. Diğerleri bakımından da yasadışı gösteriye katılmak denmiş.
Muhtemelen mahkeme iddianameyi kabul edecektir.
Dün arkadaşlar toplantı yaptılar. Ben bu hamleyi şöyle değerlendiriyorum: Memlekette yargının tartışıldığı, polisin tartışıldığı, AKP’nin kendisine yönelik her uygulamayı darbe olarak gördüğü koşullarda, bu Gezi’ye ve halk muhalefetine karşı AKP’nin nasıl yaklaştığını ve hala Cemaat’le uyum içinde çalıştığını gösteriyor.
‘Amaç halka gözdağı vermek’
Biz iddiananemin reddedilmesini isteyeceğiz. Çünkü suçlamalar mesnetsiz. Yargının Gezi’yi anlamadığı, hükümetin güdümüne daha çok girdiği, Gezi üzerinden halka ve bizlere Taksim Dayanışması’nın bileşenlerine gözdağı vermek, korkutmak ve gerçekleri tersyüz etmek istediği anlaşılıyor.
Biz bu davayı AKP’nin yargılanmasına dönüştüreceğiz. Bu dava, AKP’nin Taksim Projesi adı altındaki rantçı, yolsuzluk ve rüşvet projelerini deşifre etmek için tüm Taksim Dayanışması’nın bileşenlerinin, katledilenlerin ailelerinin, yaralananların, gözünü kaybedenlerin müdahil olduğu toplumsal bir dava haline dönüştüreceğiz. AKP’nin savcıları, hakimleri bu davayla ayaklarına baltayı vurduklarını görecekler.”