BURCU KARAKAŞ
brckarakas@gmail.com / @burcuas
“Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti başkanlığım döneminde Hüseyin Avni Mutlu, Diyarbakır valisiydi. Cemiyeti 8 ay kapattılar, cemiyet yönetimi ve hakkımda dava açtılar.”
Gazeteci Faruk Balıkçı, Hüseyin Avni Mutlu’nun tutuklandığı gün sosyal medya hesabından bu paylaşımda bulundu. Balıkçı’ya Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nin kapatıldığı günleri sorduk. Hürriyet gazetesinin uzun yıllar Diyarbakır temsilciğini yapan Balıkçı, “Kapatmadan direkt olarak kendisi sorumluydu. Sekiz ay boyunca hukuksuz bir şekilde cemiyet kapalı kaldı” dedi.
Başkanlığını yaptığınız dönem Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti hangi gerekçeyle kapatılmıştı?
Cemiyet lokalinin camekanlı bir bölümü vardı. Bu bölümün ‘kaçak yapı’ olduğu gerekçesiyle cemiyet sekiz ay kapalı kaldı, kapıya mühür vuruldu. Dönemin Belediye Başkanı Osman Baydemir, yapının kaçak olmadığını valiliğe bildirmişti. Konuyla ilgili görüşmeler yapmıştı. Ancak sekiz ay boyunca hukuksuz bir şekilde cemiyet kapalı kaldı. Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden alınmıştı. Cemiyetin törenine Abdullah Demirbaş’ı da davet etmiştik. Vali Mutlu, “Görevden alınan biri başkan gibi nasıl davet edilir” diye tepki göstermişti.
Bu kapatmada dönemin Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun rolü neydi? Avni’nin vali olduğu dönem gazetecilerle arası nasıldı?
Hüseyin Avni Mutlu, sadece kendine yakın gördüğü gazetecilerle iyi bir ilişki kurardı. Bu kapatmadan direkt olarak kendisi sorumluydu, rolü belirleyiciydi. Tüm görüşmelere rağmen tutumu değişmedi. Cemiyet, dernekler masasına bağlıydı. Dernekler masasından sorumlu kişi ise Vali Yardımcısı Mehmet Yeşilbaş’tı. Yeşilbaş daha sonra Manisa Kırkağaç ilçesine kaymakam olarak atandı ve geçenlerde o da açığa alındı.
Savcı, “Sizi ağır cezayla yargılamamızı istediler” demiş. Kimleri kimi kastediyordu?
Müfettişler gönderildi, inceleme yaptılar. Ardından SSK Genel Müdürlüğü’nden üye gazetecilerin sigortaları var mı diye araştırdılar ve bazı üyelere gazeteci olmadığı gerekçesiyle dava açıldı. Komik yanı, sarı basın kartı olup da gazeteci olmadığı gibi bahaneler bir iddianame hazırlanmıştı. O iddianameyi şimdi Diyarbakır Baro Başkanlığı yapan avukat Ahmet Özmen’le birlikte dava açan savcıyla, “Niye dava açtınız” diye görüşmüştük. Savcı sadece elini omzunun üstüne koyup kaldırarak talimatın üstlerinden geldiğini söyledi ama kimler olduğunu söylemedi. “Ben üç yıllık savcıyım. Bana dediler ki, ‘Bu gazeteciyi ağır cezada yargılayın’. Ben de onlara ‘İnsaf edin’ dedim. Sizinle uğraşıyorlar ama sonuçta beraat edeceksiniz” dedi. İki ayrı dava açıldı. Birinci dava cemiyetin lağvedilmesiyle ikincisi ise cemiyet yönetimiyle ile ilgiliydi. Ancak her iki dava da beraatle sonuçlandı.
‘Oğlumu gözaltına aldılar’
Sosyal medya paylaşımınızda cemiyetin kapatıldığı dönem oğlunuzun da gözaltına alındığını yazmışsınız. O nasıl dâhil edildi?
Diyarbakırspor maçında 15 bin seyircinin içinde bir tek onu gözaltına aldılar. Anadolu lisesinde okuyordu. Stadın önünde polis minibüsündeydi. “Bırakacağız” dediler. Ancak çocukların tutulduğu karakola götürüldüler. İmza karşılığında bıraktılar. İki gün sonra ise hakkında devlet malına zarar verdiği iddiasıyla dava açtılar. Diyarbakır Valiliği bünyesindeki il idare kurulu tarafından 2 bin TL para cezası verildi ve bir yıl spor müsabakası izlemekten men edildi.