Filistinlilerin İsrail sınırında başlattığı ve ‘Büyük Geri Dönüş Yürüyüşü’ olarak adlandırılan protestoda, İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu 15 kişi öldü, 100’den fazla kişi de yaralandı.
BBC Türkçe’nin aktardığına göre gösteri öncesi de İsrail’in açtığı top ateşi sonucu Filistinli bir çiftçi ölmüştü. İsrail ordusu taş ve molotof kokteyli atan göstericilere, göz yaşartıcı gaz ve ateş ile karşılık verildiğini duyurdu.
Açıklamada altı farklı yerde ‘isyan’ başladığı ve ‘azmettiriciler’e ateş açıldığı belirtildi.
Filistinliler altı hafta sürmesi planlanan eylem nedeniyle kuzeydeki Erez’den güneyde Mısır sınırındaki Refah’a kadar sınır bölgesinde beş kamp alanı kurmuştu. Filistin medyası 7 bin kişinin, AFP ise en az 10 bin kişinin protestoya katıldığını bildirdi.
Gazze Şeridi’ni denetimi altında tutan Hamas, İsrail’i, ‘Filistinlileri eyleme katılmaktan caydırmak amacıyla saldırı düzenlemek’le suçladı.
İsrail Dışişleri Bakanlığı ise protestoları ‘İsrail’le çatışma çıkartmak için kasti bir girişim’ diye niteledi ve ekledi: “Çatışmaların tek sorumlusunun Hamas ve eyleme katılan diğer Filistinli örgütler.”
BBC’nin Gazze’deki muhabiri Rüşdi Abualouf, görgü tanıklarının saldırı kurbanlarının bir tarlada maydanoz topladığı sırada tank ateşi açıldığını söylediğini aktardı.
Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu 15 kişinin öldürüldüğünü, 100’den fazla kişinin de yaralandığını açıkladı.
İsrail ordusu güvenlik kaygılarını öne sürerek, Gazze sınırı boyunca uzanan bir alanı yasak bölge ilan etti.
Eylemin Filistinlilerin Nakba (Felaket) günü olarak andığı 15 Mayıs’ta sona ermesi planlanıyor. Nakba gününde 1948’de İsrail devletinin kurulmasından sonra yüz binlerce Filistinlinin evlerini terk etmek zorunda kalması protesto ediliyor.
Türkiye: Uluslararası toplumu göreve çağırıyoruz
Dışişleri Bakanlığı İsrail’i kınarken, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın şunları söyledi: “Gazze’de bugün barışçıl gösterilere katılan sivil ve savunmasız Filistinlilere yönelik İsrail saldırısını en sert biçimde kınıyoruz. Bölgede yaşanan can kayıplarını ve yaralanmaları, insanlık onurunun ayaklar altına alınmasını ve uluslararası hukukun ihlal edilmesini kabul etmek mümkün değildir. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası toplumu göreve çağırıyoruz.”