İki buçuk yıl önce yangında enkaza dönen Galatasaray Üniversitesi’nin tarihi Feriye Sarayı’nın restorasyonu üstlenen, ancak ‘betonarme’ binada ısrarlı olduğu için tepki toplayan mimar Sinan Genim eleştirilere yanıt verdi: “Korumanın maliyeti 4,5 milyon lira, yazık değil mi? Neyi koruyacaksınız ki? Taş, duvar. Korunacak bir şey yok.”
‘Gecekondu mu yapacağım?’
Aralarında ‘Çılgın Proje’ Kanal İstanbul ve yeniden inşasının ardından tarihi özelliklerinden eser kalmayan Vahdettin Köşkü’nün de yer aldığı projelerin mimarı Genim, Galatasaray Üniversitesi binasının restorasyonunun bir türlü başlatılmamasındaki sorumlu olarak gösterilmiş, Feriye Koruma Platformu kısa süre önce Galatasaray Üniversitesi ve Galatasaray Eğitim Vakfı’na Genim’den vazgeçilmesi çağrısı yapmıştı.
Bianet’ten Nilay Vardar’a konuşan Genim, binanın restorasyon projesinden iki ay önce istifa ettiğini belirtip, “İki ay evvel istifa ettim. Ne yaparlarsa yapsınlar. Ne yani gecekondu mu yapacağım? 46 senelik mimarım, sokaktakinin tarif ettiği gibi mi yoksa inandığım, bildiğim gibi mi bina yapacağım?” yorumunda bulundu.
‘Neyi koruyacaksınız? Taş, duvar…’
Birinci grup tescilli 142 yıllık tarihi binanın Nisan 2014’te tamamlanan Restorasyon Uygulama Projesi’nin İstanbul III Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nca onaylanmamasını da eleştiren Genim, “Kurul nasıl bina yapacağımı tarif ediyor. Ben bunca sene kurul başkanlığı, üyeliği yapmışım. Bana nasıl bina yapacağımı tarif edenlerin benden daha bilgili olması gerekiyor. Sonuçta bu proje benim imzamla yapılıyor. Kurulun ne bilgisi ne deneyimi var” diye konuştu.
Genim, yangında tamamen çöken çatıya koruma konulmadığı için binanın çürümeye terk edildiği eleştirilerini de yanıtladı: “Korumanın maliyeti 4,5 milyon lira, yazık değil mi? Neyi koruyacaksınız ki? Taş, duvar. Çırağan Sarayı 80 sene öyle kaldı, sonra restore edildi. Korunacak bir şey yok. Kitap, mobilya yok. Üç kalem işi var. Gidin görün. Abuk sabuk, soluk silik üç kalem işi. Bu zaten üniversitenin sorumluluğunda benim işim değil. Ben sadece projeden sorumluydum.”
‘Malzeme mimariyi belirler mi?’
Yıkılıp Cumhurbaşkanlığı Misafirhanesi olarak aslından bir hayli farklı biçimde yeniden inşa edilen Vahdettin Köşkü’ndeki gibi Galatasaray’ın Feriye Sarayı’nı da yeniden yapmayı planladığını aktaran Genim, “Biz binanın içini boşaltıp bütün binayı yeniden yapıyoruz. Teklifimiz oydu. Aynı odalar, aynı tavanlar, aynı yapılar, merdivenler. Isıtılan, soğutulan çağdaş bir bina. İçerideki mimarisi de aynı. Malzeme mimariyi belirler mi?” dedi.
‘Kaç paraya yapacağız?’
Mimarların ve arkeoloji dünyasının üzerinde yıllardır bilimsel tartışmalar yürütse de anlaşmaya varamadığı ‘yeniden inşa’ ve ‘aslına uygun restorasyon’ konusunda, tarafını belli eden Genim, neden binanın yeniden yapılmasını istediğini de şöyle anlattı: “Binanın altı çamur içinde, tamamen dolgu toprak. Vakıf dünya kadar para topladı, gecekondu mu yapalım. Döşemeleri ahşap olsun deniyor, bu mümkün mü? Kaç paraya yapacağız? İnsanları kazıklayayım mı?”
‘Yok Vahdettin Köşkü’nün kubbesi yokmuş’
Kendisini, “Bakın ben sadece İstanbul için yapı yapmıyorum, dört ciltlik kitabım var. İnanılmaz sayıda da makalem var. Her şeyi toplum için yaptım” diye savunan Genim, kurulun da kendisinden istediklerini ‘abuk subuk’ diye niteledi.
Genim, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yıllar sonra bu rezilliği nasıl yaptın derlerse utanırım, kurul böyle mi istedi diyeceğim. Bir sürü abuk sabuk şey istediler. Bununla ilgili 13 tane karar gönderdiler bana. İstemelerinin sonu bitmedi ki. Dışarıdan başka bir grup da bir şey yaptırmama taraftarı, yok kurulla konuştu, dedikodu yaparak sosyal medyayı kullandılar. Ben çok sakin davrandım. iki ay önce istifa ettim, hala imza kampanyasında istifa et diyorlar. Yok Vahdettin Köşkü’nün kubbesi yokmuş. Yalan söylüyorlar, ayıptır. Gidin görün kubbe orada mı değil mi.”